Eğitim dili olarak Kürtçe çalışma yürüten Aryen Kültür Sanat Atölyesi bünyesinde resim, müzik, tiyatro, keman, piyano, gitar ve erbane gibi birçok alanda eğitim veriliyor.
Atölyede müzik eğitmeni olan Fadime Polat, bu coğrafya, her anlamda olduğu gibi kültür sanat anlamında da insanlık tarihine öncülük ettiğini belirterek, Fakat gelinen noktada maalesef bu köklü ve kadim zenginlik asimilasyon politikalarına kurban edilmeye çalışıldığını söyledi.
Tüm Türkiye'de olduğu Van'da da Korona virüs salgını nedeniyle birçok kurum ya kapandı ya da çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. Bu kurumlardan biri de Van'da çalışmaların yürüten Aryen Kültür Sanat Atölyesi oldu. Eğitim dili Kürtçe olan bu kuruma, başta çocuklar, öğrenciler olmak üzere vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.
‘2 ile 5 yaş arası çocuklara anadilde eğitimler veriyoruz’
Aryen Sanat Atölyesinde müzik eğitmen olan Fadime Polat 2 ile 5 yaş arası çocuklara müzik ve ritim dersleri ile sentur eğitimleri de verdiğini söyledi.
Kurumlarında müzik, tiyatro resim ve sinema üzerine çalışmalar yaptıklarını ifade eden Polat, müzik alanında 2 ile 5 yaş arası çocuklara anadilde müzik eğitimleri verdiklerini belirtiyor.
Her yaştan insana enstrüman ve şan eğitimleri verdiklerini sözlerine ekleyen Polat, konuşmasına şöyle devam etti: “ Aryen Kom ismiyle bir de müzik grubumuz var ve aktif olarak çalışmalar yapmaktayız. Resim alanında eğitimler verip yeni ressamlar yetiştirmekteyiz.
Tiyatro ekibimiz tiyatral eğitimler yoluyla yeni oyuncular yetiştirmekte ve bu oyuncularla her geçen gün yeni performanslar sergilemekte. Sinema alanımızda yine fotoğrafçılık eğitimleri vermekteyiz ve belgesel çekim projeleri yapmaktayız.”
‘Aryen, Kürtlerin atalarının ismidir’
“Aryen Ortadoğu’da verimli Hilal olarak bilinen ve Kürdistan olarak tanımlanan bu bereketli topraklarda yaşamış en kadim halklardan biri olan Kürtlerin atalarının ismidir” diyen Polat,
“Kürdistan’da huri dili ve kültürünün yanı sıra arya, aryen ve ari isimleri aynı kökten geliyor ve anlamı şudur pak temiz özgür büyük soylu asil ve misafirperver olmak. Kimi kaynaklara göre Orijinal arya kavmi iri yapılı beyaz tenli olup Kürt, Alman, İngiliz, Rus, Fransız, İtalyan ve İspanya; Hint-Fars gibi halkların ortak atalarıdır. Aryen’de bu halkların ortak kültürüdür. Denilir ki ‘ne kadar geriye bakarsan o kadar ileriyi görürsün, geçmişini ne kadar iyi bilirsen, geleceğe de o kadar güçlü girersin’ bu ismi seçmemizin temel sebebi de budur. Aryen ismi ile geçmişimize bakıp, geleceğimizi bu kültürün temelleri üzerinde yeniden inşa etmek” diye ifade ediyor. Resmi olarak 2 yıl önce kurulduk fakat bu kurumda yer alan arkadaşlarımız uzun zamandır kültürel çalışmalar yürüten deneyimli kişilerdir. Çalışmalarımıza gönüllü katılan kişiler dışında aktif olarak tüm zamanını veren 20 arkadaşımız vardır. Gönüllülerle birlikte bu sayı katlanmaktadır” diye konuştu.
‘Bu topraklarda yaşayan tüm halklar adına, kültür ve sanat çalışması yürütüyoruz’
“İsmimiz den de anlaşılacağı üzere bu topraklar üzerinde yaşayan tüm halklar adına kültür ve sanat çalışması yürütmek” olduğunu ifade eden Polat, şöyle konuştu:
“Temel amacımız budur. Bu coğrafya, her anlamda olduğu gibi kültür sanat anlamında da insanlık tarihine öncülük etmiştir. Fakat geldiğimiz noktada maalesef bu köklü ve kadim zenginlik asimilasyon politikalarına kurban edilmiştir. Kendi dilinde kendi kültüründe ve kendi özgünlüğünde kültür ve sanat çalışması yürütmek hep bu asimilasyonist zihniyetin engellemelerine maruz kalmıştır. Neredeyse tüm imkanlar sınırlandırılmış çalışma ve hareket alanımız alabildiğine daraltılmıştır. Bu alanın nefes alabilmesi için bu coğrafyanın en kadim halklarının kültür ve sanatını icra edebilmesi için Aryen kurulmuştur. Kuruluşumuzun temelinde coğrafyamızın kendi kültürünü özü ile yaşaması ve yaşatmasının mücadelesi yatmaktadır.”
‘Halkımız kendi dilinde, bizimle olmalarını istiyoruz’
Bu dönemde ahlaki değerlerde büyük bir yozlaşma ve geniş çaplı bir bozulmaya şahit olduklarını ifade eden Polat, kapitalist çağın dayatmış olduğu çarpık ahlak anlayışı tarafından kuşatılmış durumda olduklarını sözlerine ekliyor.
Bu anlayış nedeniyle insanlar, manevi bir çöküntü içinde olduğunu vurgulayan Polat, “Günümüz insanı elde edilen teknolojik gelişmeler ve medya tarafından pohpohlanan konforlu hayat tarzları ile tüketmenin sömürme ve sürekli daha çok kazanmanın peşinde kendi yok oluşuna doğru hızlıca ilerliyor. Bu ilerleyişin önüne bir set çekmek ve kişiyi kendi özü ile bir araya getirmek amaçlı yürüttüğümüz kültür ve sanat çalışması kuşkusuz herkes tarafından olumlu görülmekte, benimsenmekte ve sahiplenilmektedir. Biz kurtuluşun bu çalışmaların desteklenmesinde ve büyütülmesinde olduğunu tekrar belirtiyoruz ve tüm halkımızın kendi kültürünü kendi dilinde, kendi özgürlüğünde ifade etmesi için yürüttüğümüz bu mücadelede ve çalışmalarımızda bizimle olmalarını önemle istiyor ve davet ediyoruz. Her yaş ve cinsiyetten insanımızın kendini rahat ifade edebileceği kültür ve sanat alanlarımızda herkesin yer alabileceğini tekrar belirtmek istiyoruz” dedi.
‘Kadın toplumsal yaşamın kalbidir. Kültür ve sanatın inşacısıdır’
“Kadın toplumsal yaşamın kalbidir. Kültür ve sanatın inşacısıdır. Kuşkusuz kadının özgünlüğü, oluşturucu, yaratıcı gücü, özgürlükle olan bağı ve yaşamın sürdürülmesindeki rolünü doğru anlamak gerekir” diyen Polat, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Toplumsallığın ilk gelişim süreçlerinden tutalım, genişleyerek yayılıp büyümesine kadar ki tüm süreçlerde kadının inşaacılığı belirleyicidir. Dilde bu bariz bir şekilde kendini gösterir. Dilde daha çok beliren dişil öğelerdir. Biz dili bedene, simgeye, sese ve söze dönüştürüyoruz. Kuşkusuz bu çok rahat olmuyor. Cinsiyetle bölünmüş bir toplumda yaşıyoruz. Bir kadının böylesi bir toplumda sanatçı olarak kendini ifade edebilmesi bu anlamda kültürel ve sanatsal faaliyetler yürütmesi hele hele buna öncülük yapması çok zor. Fakat şuna inancım tamdır. Kadının elinin değdiği, renginin olduğu her sanatsal çalışma toplumda ciddi bir ilerlemeye ve sonuca sebep olur. İşte bu alanda çalışıyor olmak kültürel üretim içinde bulunmak muazzam bir duygu. Bu alanla ilgili olan her kadını bu duyguyu paylaşmaya davet ediyorum.”
‘Kendi dilimde, özümü buldum’
Aryen Kültür Sanat Atölyesi ‘nde eğitim alan Songül Kiye, kendi dilinde eğitim almasıyla kendisini bulduğunu ifade ediyor.
“Kendi kültürümde, kendi dilimde, özümü bulacağımı düşündüğüm bunu dışa vurabilmenin bir yoku olarak gördüğüm bir enstrüman (Keman) öğrenmek için geliyorum” diyen Kiye, duygularını şöyle ifade diyor:
“Kültür sanat alanına giren birçok etkinlik yapıyoruz. Ama benim açımdan en can alıcı etkinlikler kadın temalı olanlardır. Kadınlar her zaman sanatın ayrılmaz birer parçası olmuş hatta öncülüğünü yapmışlardır. Bizim de etkinliklerimiz kadının sanattaki rolü ve etkisi üzerine yoğunlaşmakta. Buna en güzel örnek olarak kadın bilinci ve tarihi üzerine yapılan atölyelerimizdir.”
‘Aryen, Sanatın en özgür ve özgün haliyle icra edildiği bir mekandır ‘
Bu coğrafyada yaşayan tüm halkların kültür, sanat birikimlerine dair ne var ise burada onu gördüğünü belirten Kiye, Aryen Kültür Sanat Atöyesi’nde sadece bir enstrüman öğrenmediğini aynı zamanda o enstrümanın tarihini, onunla beraber müziğin tarihini, gelişim seyrini burada tüm sadeliği ile gördüğünü ve öğretildiğini vurguluyor .
Kiye, son olarak kadınlara şu çağrıda bulunuyor:
“Öncellikle kültür sanat alanınızla ilgili olan tüm kadınlara çağrı da bulunuyorum. Burası onların kendi renklerini bulabilecekleri bir yer. Diğer kesimlere de aynı çağrıda bulunuyorum. Sanatın en özgür ve özgün haliyle icra edildiği bir mekandır Aryen.”
© The Independentturkish