Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) 46. Başkanı Joe Biden'ın, Beyaz Saray'a yerleşmesinin üzerinden 5 aydan fazla bir zaman geçti.
Ankara, hala Biden'dan telefon beklerken 24 Nisan'da kötü bir sürprizle karşılaşabilir.
Kulislerde Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları için "soykırım" nitelendirmesinde bulunmaya hazırlandığı konuşuluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD'li bir grup senatör, Biden'a, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıma çağrısı yapan bir mektup gönderdi.
Demokrat Senatör Bob Menendez ile Cumhuriyetçi Senatör John Cornyn'in yaptığı ve 38 senatörün imza attığı mektup, Senato Dış İlişkiler Komitesi tarafından duyuruldu.
Mektupta, Biden'ın geçen yıl yaptığı bir konuşma hatırlatılarak, "Ermeni soykırımı gerçeğini resmen tanıma çağrısını güçlü şekilde yapmak üzere size yazıyoruz. Geçmişte Ermeni soykırımını soykırım olarak tanımıştınız, şimdi Başkan olarak yine aynı şeyi yapmaya çağırıyoruz" denildi.
2019 yılında ABD Kongresi'nin her iki kanadında da kabul edilen "1915 olaylarının soykırım olarak tanınması" yönündeki karar tasarılarına atıf yapılarak Başkan Biden'ın da olayı "soykırım" olarak resmen tanıması istendi.
Anma gününde "soykırım" diyecek mi?
ABD başkanları, I. Dünya Savaşı'nda yaşananlarla ilişkin "Büyük felaket" ifadelerini kullanmayı tercih ediyor.
Bunun birçok nedeni var. Türkiye'nin NATO üyeliği ve "stratejik müttefik" bunlardan sadece iki sebepti.
Ancak, Joe Biden'ın bu geleneği değiştireceği ifade ediliyor. Bir taraftan Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini diğer tarafta ise iktidardan memnun olmadığını çeşitli vesilelerle dile getiren Biden'ın "24 Nisan Ermeni Soykırımı Anma Günü'nde" resmi olarak "soykırım" tabirini kullanabileceği belirtiliyor.
Peki, ABD'nin yeni başkanı Washington'un dilini "büyük felaketten", "soykırıma" çevirirse ne olur? Bu, zaten kırılgan olan Türkiye-ABD ilişkileri için yeni bir "büyük felakete" kapı aralar mı?
"Birtakım bilinmezlikler var"
Avrupa Birliği ve uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Haluk Günuğur, "ABD Başkanı'nın 24 Nisan'da soykırım ifadesini kullanıp kullanmama" tartışmasının yeni bir konu olmadığını hatırlattı.
Ermeni lobisinin ABD'de güçlü olduğuna işaret eden Günuğur, "24 Nisan yaklaştığında bu konu sık sık gündeme getirilir. Parlamentoda da bu dile getirilir. Ama son dakikada diplomasi devreye girer ve konu ABD'nin gündeminden çıkar" dedi.
Biden'ın durumunun biraz daha özel olduğunu söyleyen Günuğur, "Bugüne kadar Türkiye ABD ile başkan düzeyde hiçbir zaman bu kadar gergin bir ortam olmamıştı. Erdoğan ile Biden'ın dokuları uyuşmadı. Bugüne kadar Biden bir kere bile telefon açmadı. Birtakım bilinmezlikler var önümüzde. Bu bilinmezlikler olduğu sürece 24 Nisan'da ne olacağını öngörebilmek mümkün değildir. Bekleyip görmek lazım" ifadelerini kullandı.
"Ermenice'de soykırım yok"
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker de şu ana kadar hiçbir ABD Başkanı'nın soykırım kelimesini anmadığını hatırlattı.
"Aslında soykırım diye bir şey yoktur. Biz bunu her yönüyle ispat ettik" diyen Özülker, "Ermeni diasporasının etkin olduğu ülkelerde ciddi lobiler kurulduğunu" ve "bu hükümetlerin, artık kendi vatandaşı haline gelen Ermenileri korumak zorunda hissettiklerini" belirtti.
Özülker'e göre atılan bu adımlar siyasi nedenlerle atılıyor. "Büyük felaket" ile "soykırım" kelimeleri arasında teknik olarak fark olmadığını söyleyen Özülker, "Ermenice'de ‘soykırım' kelimesi yok. Dolayısıyla onun yerine kendileri de iddialarını ortaya koyarken ‘felaket' kelimesini kullanıyorlar. Yani ‘büyük felaketi' kullanıyorlar. ABD başkanları bir ara formül olarak oradaki bir yandan Ermeni kökenli Amerikalıları tatmin edebilmek, diğer yandan da siyaseten Türkiye'yi tatmin etmek amacıyla ‘Ben soykırım demedim, büyük felaket' dedim demiş oluyor. Biden bunu resmiyete intikal etmiş olur" şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin uluslararası biat kültüründen uzaklaşan imajı ABD'lileri rahatsız ediyor"
Özülker, Ermenilerin Türkiye'den toprak talep etmesinin söz konusu olamayacağını da kaydetti.
Dünyada Türkiye'nin dostlarının azaldığını düşünmediğini aktaran Özülker, şunları söyledi:
"Türkiye hakkını aramaya başladı. Doğu Akdeniz'de, Ege'de, Kıbrıs'ta, Suriye'de böyledir. Türkiye'nin uluslararası biat kültüründen uzaklaşan imajı ABD'lileri rahatsız ediyor. ‘Ya benim istediğim ve düşündüğüm şekilde yaşarsın veya ben seni yaşatmam' diye özetleyebileceğim bir politikaya yöneliyorlar. ‘Benim Türkiye ve Türk halkıyla derdim yok, esas derdim Erdoğan ile' diyorlar. Ben kendi cumhurbaşkanımı severim veya sevmem, bu ayrı bir konu. Ama sen dışardan gelip de ‘Benim hedefim budur, çünkü beni dinlemiyorsun' diye yola çıkarsan burada büyük bir yanlışlık var."
1915 Tehcir olayları nedir?
1915 yılında yaşanan olaylar sadece Türkiye ile ABD ilişkilerinde gerginliğe yol açmıyor. Birçok Avrupa ülkesinin meclisleri, "tehcir olaylarını" soykırım olarak kabul eden kararlara imza attı.
2019'un sonunda, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu da bu yönde kararları kabul etti.
Buna göre 1915'ten 1923'e kadar Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1,5 milyon Ermeni'nin katledildi.
Ermenilere göre, Osmanlı hükümetinin Ermenilere karşı bir etnik temizlik gerçekleştirdi.
Bu kapsamda tehcir ve katliamlar sonucunda 800 bin ile bir milyon 8 bin arasında Ermeni öldü.
Sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye'ye sürülmesi gibi olaylarla birlikte çok sayıda Ermeni yaşamını yitirdi.
Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra gelen devlet olan Türkiye ise bu iddiaları reddediyor. Ermeni komitacıların birçok köyü basarak insanları öldürdüğünü savunuyor.
Bu olaylarda karşılıklı acıların yaşandığı genelde kabul ediliyor. Hatta Türkiye bu konuda tüm arşivlerini uluslararası araştırmacılara açabileceğini de savundu.
1920'lerden beri Türkiye, soykırımın yurtdışında resmen tanınmasını ve hatta anılmaması için çaba gösterdi.
Bu çabalar, lobicilik, araştırma enstitülerinin kurulması milyonlarca dolar harcandı. Ancak tüm çaba ve girişimlere rağmen bu konuda kesin bir sonuç alınmadı.
"Soykırım" iddialara her yıl 24 Nisan öncesinde Türkiye'nin karşısına bir şekilde geliyor veya getiriliyor.
© The Independentturkish