Doğu ve Güneydoğu köylerinde topraktan yapılan tandırlarda pişirilen tandır ekmeği, şehir merkezlerine yoğun göçlerin ardından da terk edilmedi.
Şehirlerde tutunmaya çalışan köylü ailelerin göç ettikten sonra yaptığı ilk iş evlerin çatısına ya da imece usulüyle sokağa bir tandır inşa etmek oldu.
1990’lı yıllarda İstanbul’a göç edenler, tandır ekmeğini memleketten çuvallarla getirmeye başladılar. Tandır ekmeğinin uzun süre bayatlamayan ve bozulmayan özelliği sayesinde bu özlemlerini köyde yaptırdıkları ekmekle bir nebze giderebiliyorlardı.
Son yıllarda Kürt nüfusun yoğun yaşadığı Küçükçekmece, Esenyurt ve Bağcılar ilçeleri başta olmak üzere İstanbul’un birçok noktasında açılan tandır ekmeği fırınları, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.
Ramazan vesilesiyle uzun kuyrukların oluştuğu pidelerin yerini alan tandır ekmeği satılan fırınlardaki sıralar, dikkatleri çekiyor.
Sadece ramazan pidesi değil, tandır ekmeğinin somun ekmeğinin de tahtını sallayacağı da söyleniyor.
Tandır ekmeğine olan ilgiyi Bağcılar'daki Güneydoğu Tandır Ekmeği fırınını işleten Mehmet Zahir Ermiş, Independent Türkçe’ye anlattı.
Fırında kardeşi ve 3 işçiyle birlikte çalıştıklarını aktaran Ermiş, günde ortalama bin 200 ekmek sattıklarını söyledi.
“Müşteri tandır ekmeği için 1 saat sırada bekliyor”
Ermiş, tandır ekmeği talep eden müşterilerin yaklaşık yüzde 90’ının Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden İstanbul’a yerleşenler olduğunu belirterek, 300 gramlık tandır ekmeğini 1 lira 25 kuruşa sattıklarını söyledi.
Girdi maliyetlerinin yüksekliğinden yakınan Mehmet Zahir Ermiş şu bilgileri paylaştı:
“Geçen sene de aynı gram ekmeği aynı fiyata satıyorduk ama kazancımız daha iyiydi. Prensip olarak ekmeğin yapımında kullanılan malzemeden kısmayız. O yüzden müşterilerim sabittir ve şu ana kadar hiç şikayet almadık. Müşterinin ekmek almak için bazen uzun kuyruklar oluşturup 30 dakikadan fazla beklediği de oluyor. Çünkü en iyi olmak için iddialıyız. En kaliteli ürün hangisiyse onu kullanıyoruz. Kaliteli malzemelerin kullanım bedelinin yanı sıra kira, doğalgaz ve un gibi girdilerin de fiyatı artınca doğal olarak kazancımız yarı yarıya yakın düştü.”
“Tandır ekmeğinin lezzetini bırakamıyoruz”
1997 yılında Diyarbakır’ın Silvan ilçesinden İstanbul’a göçen 5 çocuk babası 55 yaşındaki Mustafa Tutal, Güneydoğu Tandır Ekmeği fırınının müdavimlerinden biri.
Tutal, son 2-3 yıldır tandır ekmeği dışında çok zorda kalmadıkça başka ekmek almadığını dile getirerek, her gün ortalama 10 ekmek aldığını söyledi.
Tutal, akşam saatlerinde özellikle ramazan ayında metrelerce kuyruk oluştuğunu ve bazen bir saate yakın sırada beklediklerini kaydetti.
Tandır ekmeğini çocuklarının da severek yediğini ifade eden Tutal, “Tandır ekmeği somun ekmek gibi çok çabuk bayatlamıyor. Tandır ekmeğini hafif ısıttığınızda fırından yeni çıkmış gibi taptaze oluyor. Memlekette iken de bu tandır ekmeğinden yapılırdı. Ekmek fırınları açılmadan önce her memlekete gittiğimizde yanımızda götürür ya da biri geldiğinde ondan getirmesini isterdik. Tandır ekmeği lezzetini bırakamıyoruz” diye konuştu.
© The Independentturkish