Devrik Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, 1989 Darbesi davasının başkent Hartum'da gerçekleştirilen duruşması sırasında, başsavcılık tarafından darbe raporunu araştırmak için kurulan Soruşturma Komitesi önünde herhangi bir açıklama yapmayı reddettiğini ifade etti. Soruşturma Komitesi’nden bir temsilci, Beşir’in “yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadığı” yönündeki sözlerini aktardı. Ömer el-Beşir, ifade vermeyi reddetmesinin gerekçesi olarak, mahkemeye çıkmadan önce avukatını görmeyi talep ettiğini ve tarafsızlığın olmaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi nezdinde başsavcılığa temyiz başvurusunda bulunduğunu ifade etti. Soruşturma Komitesi temsilcisi duruşmada, komitenin Beşir'e “Kurtuluş Devrimi” darbesinin ayrıntılarından bahseden bir TV röportajının videosunu izlettiğini, ancak Beşir’in yorum yapmayı reddettiğini belirtti.
Ömer el-Beşir, mahkeme hakimine yaptığı açıklamada, komitenin kendisinden ifade vermesini istediğini, ancak daha önce yargılandığı suçlamada olduğu gibi, bir hata yapmaması için avukatının hazır bulunmasında ısrar ettiğini ifade etti. Soruşturma Komitesi’nin bir üyesi, mahkemenin huzurunda, Rambo ismiyle ünlenen sanık Yusuf Abdulfettah'ın soruşturma raporundaki ifadelerini okudu. Söz konusu ifadelerde, arkasında İslami hareketin üst düzey isimlerinden Hasan et-Turabi ve Sudan’ın ilk başkan yardımcısı Ali Osman Taha, darbenin faillerinden İbrahim Şemseddin, Tayyib İbrahim Muhammed Hayr, Abdurrahim Muhammed Hüseyin ve Bekri Hasan Salih’in yer aldığı “Kurtuluş Devrimi” darbesini planlama toplantılarının ayrıntıları ortaya çıktı. Ancak sanık söz konusu ifadelerini yalanladı ve uydurma olduğunu belirtti.
Soruşturma Komitesi’nin ifadelerine göre Yusuf Abdulfettah, kendisinin ve İslami Hareket’in sivil liderlerinden Meczub el-Halife, Ali Osman Muhammed Taha, Nafi Ali Nafi’nin yanı sıra, Abdulcelil el-Karuri, İbrahim Senusi gibi isimlerin darbenin faillerinden biri olduğunu itiraf etti.
Abdulfettah ayrıca, Hasan et-Turabi'nin gizlenerek Kober Cezaevi'ne gideceğini ve Ömer el-Beşir'in ülkeye başkanlık edeceğini bildiğini, aynı zamanda 30 Haziran 1989’daki darbe gecesi İslami cepheden bazı sivillerin de bazı bölgelerin güvenliğini sağlamaya katıldığını bildiğini açıkladı.
Soruşturma raporuna göre Abdulfettah açıklamasında, "seçilmiş meşru bir hükümete karşı darbenin suç olduğunu bildiklerini, ancak buna rağmen darbeyi gerçekleştirdiklerini" belirtti.
Ancak Abdulfettah mahkemede yaptığı savunmasında, “bu uydurma bilgileri ifşa etmediğini ve ifadelerde geçen isimlerin hiçbirinin biyografisinden bahsetmediği için çoğunun yanlış olduğunu” öne sürdü.
Öte yandan, bir avukatın dün Fransız haber ajansına (AFP) yaptığı açıklamaya göre, Sudan Yüksek Mahkemesi dün, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir hükümetine karşı düzenlenen halk gösterilerine katılan bir öğretmenin hayatını kaybetmesine sebep olan Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’nın 29 üyesi hakkındaki idam cezasını onayladı.
Mahkeme önceki duruşmada, Ömer el-Beşir ve diğer 28 sanığın 30 Haziran 1989 tarihli darbenin planlayıcısı olmakla suçlandığı davada, savunma heyetinin duruşmaların askıya alınmasıyla ilgili taleplerini reddetmişti.
1989 darbesi davasında yargılanan isimlerin başında, eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, yardımcıları Ali Osman Taha, Ahmed Harun ve İbrahim es-Senusi, eski Savunma ve İçişleri Bakanı Abdurrahim Muhammed Hüseyin, Nafi Ali Nafi, Ulusal Kongre Partisi'nin (UKP) Genel Sekreteri el-Hac Adem Yusuf Abdullah ve birkaç üst rütbeli subay yer alıyor.
Eski Devlet Başkanı Beşir, yolsuzluk, mali usulsüzlük ve yabancı döviz bulundurmakla yargılandığı davada iki yıl hapis cezasına çarptırılarak Hartum’daki Kuber Merkez Hapishanesi’ne gönderilmişti.
Beşir, 1989 yılında, Sudan Halk Kongresi Partisi’nni vefat eden lideri Hasan Abdullah et-Turabi tarafından planlanan ve Sudan İslami Hareketi’nin asker ve sivil onlarca üyesinin katıldığı askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi. Bu isimler şu anda özel bir mahkeme tarafından darbe davasıyla yargılanıyor.
36 yaşındaki öğretmen Ahmed el-Hayr, Sudan'ın doğusundaki Kassala eyaletinde Beşir rejimine karşı gösterilere katıldığı için tutuklandıktan sonra kaldığı cezaevinde Şubat 2019'da öldü. Öğretmenin öldürülmesi, Nisan 2019’da devrilene kadar rejime karşı halk protestolarını tırmandırmıştı.
Avukat Adil Abdulgani, "Yüksek Mahkeme bu hafta, bir alt mahkeme tarafından geçen Aralık ayında 29 güvenlik görevlisi hakkındaki idam cezasını onayladı” dedi.
Yüksek Mahkeme ayrıca, işkence ve cinayetle suçlanan 3 sanık hakkındaki 3 yıl hapis cezasını onayladı ve diğer beşini de beraat ettirdi. Avukat Abdulgani açıklamasında, "Bu karar nihai karar değil. Sanıklar Anayasa Mahkemesine itirazda bulunabilecekler" ifadelerini kullandı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat