Bursa'da "Kayak yapmaya gidiyorum" diyerek evden çıkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli asistan doktor Mustafa Yalçın'ın cansız bedeni ormanlık alanda bulundu.
Yapılan inceleme sonunda Yalçın'ın kendi yaşamına son verdiği iddia edildi.
Yalçın'ı böyle bir karar almaya itenin ise uğradığı mobbing (işyerinde psikolojik taciz) olarak adlandırılan baskılar olduğu da öne sürüldü.
Dr. Yalçın'ın ölümünde mobbingin etkisi olup olmadığı inceleme sonucu anlaşılacak.
Mobbing iddiaları diğer sektörler gibi sağlık sektöründe de eksik olmuyor.
Ancak pandemiyle birlikte iş yükünün artması bu tür iddiaların sağlık sektöründe daha fazla dillendirilmesine neden oldu.
"Hekimler kendilerini baskı altında hissediyor"
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bu iddiaları yorumladı.
Sağlık çalışanları arasındaki mobbing sıkıntısını doğrulayan Fincancı, pandemiyle birlikte çalışma koşullarının çok ağırlaştığını söyledi.
"36 saat aralıksız çalışıyorlar. Hem çalışma koşulları ağır hem de sosyal destek yoksunluğu var" diyen Fincancı, "Bunun da ötesinde çalışma biçimiyle ilgili dayatmacı bir yaklaşım var. Son dönemlerde başka sorunlar da var. Tıp fakültelerinin Sağlık Bakanlığı'na bağlanması kapsamında hekimlere güvencesiz çalışmayı dayatan sözleşmeler imzalatılmak isteniyor. Hekimler kendilerini baskı altında hissediyor. İmzalamamaları halinde hasta kabul edemeyecekleri, diğer haklardan faydalanamayacakları gibi düzenlemeler başhekimliklerce dayatılıyor. Bunlar sağlık sektörünü oldukça güvensiz hale getiriyor" diye konuştu.
"'Bendensin', 'benden değilsin' durumu sağlık sektörüne de yansıdı"
Yöneticilerin mobbinge varan davranışlarının hekimler ve sağlık çalışanları üzerinde baskı oluşturduğunu söyleyen Fincancı, "Topluma dayatılan 'bendensin', 'benden değilsin' şeklindeki yarılma durumu sağlık sektörüne de yansıdı. AK Parti'ye yakın diye atananların kendilerinden olmayanlara ayrımcı tutumlar sergilediklerine dair şikayetler alıyoruz. Bu yarılma mesleki dayanışmayı da ortadan kaldıran bir duruma neden oldu" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kamu ve özel sektördeki mobbing şikayetleri Alo 170'e yapılıyor"
Çalışma Bakanlığı ve ona bağlı İşkur ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ortak çağrı merkezi olan Alo 170'e 2011 yılında 2011/2 sayılı Başbakanlık genelgesi ile kamudaki mobbing şikayetlerini alma görevi de verilmişti.
Alo 170, mobbing şikayetleriyle yapılan başvurularda hem psikolojik destek veriyor hem de şikayetlerle ilgili süreçleri iş müfettişleri aracılığıyla denetliyor ve sonuçlandırıyor.
Halen Türkiye genelinde Alo 170'e bağlı olarak mobbinge uğrayan personele destek veren beş psikolog bulunuyor.
"Kamuda mobbing şikayetlerinde sağlık çalışanları birinci sırada"
Alo 170'in aynı zamanda mobbing şikayetlerini kabul eder hale gelmesinde büyük emeği olduğunu belirten ve yukarıda bilgileri aktaran Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman, sağlık sektörünün baskı iddialarının en fazla olduğu kamu kurumu olduğunu belirtti.
İman, Alo 170'e gelen mobbing ihbarlarında Sağlık Bakanlığı'nın birinci, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ikinci, üniversitelerin üçüncü, üniformalı meslek gruplarının ise dördüncü ve beşinci sırada geldiğini kaydetti.
"Alo 170'in mobbing ihbarlarını almaya başladığı 2011'den beri sağlık çalışanları hep birinci sırada" ifadesini kullanan İşman şunları söyledi:
"Derneğimize gelen mobbing şikayetlerinin neredeyse yüzde 40'ı sağlık çalışanlarından geliyor. Bunun nedeni sağlık sektörü iş yükünün ağır olduğu ve direkt insana yönelik, zamanla yarışılan bir sektör olduğu için aşırı stresli bir ortam. Ayrıca son süreçte sağlık çalışanlarına gelen insanlara hastadan çok müşteri gözüyle bakmaları isteniyor. Sağlık tamamen ticarileşiyor."
"Sağlık sektöründe mobbing sıkıntısı yeni değil"
Pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının iş yükünün daha da çok arttığına dikkat çeken İşman, buna karşın mobbing sorununun sağlık sektöründe yeni olmadığını, bu iddiaların geçmişte de basına haber olarak yansıdığını ifade etti.
"Birçok sağlık çalışanı aşırı iş yükü ve mobbing nedeniyle intihar etti"
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Eş Başkanı Hüsnü Yıldırım da mobbing iddialarını doğrulayarak, "Bu konuda sıkıntı var. Pandemiyle birlikte sağlık çalışanlarının yoğun çalışmasından kaynaklı bir mobbing oluyor. Bu süreçte birçok sağlık çalışanı aşırı iş yükü ve mobbing nedeniyle intihar etti. Baskılar daha çok yöneticilerden geliyor" iddiasında bulundu.
"Mobbing had safhada"
"Sağlık sektöründe mobbing had safhada, her dönem bunu ifade ediyoruz" diyen Yıldırım, iddialarını şöyle sürdürdü:
Kimi yöneticilerin tutumlarının çalışma barışı açısından büyük sıkıntı olduğu ortada. Bu tür şikayetleri çok alıyoruz. Üniversitelerde dayatılan sözleşmeler var. Örneğin Bolu'da sözleşmeyi imzalamadıkları için arkadaşlarımız ek ödemelerinin ya da nöbet ücretlerinin ödenmeyeceği gibi yöneticilerden kaynaklanan dayatmalar oldu. Arkadaşlarımız çalışma koşullarına itiraz ettiklerinde ya da yapılan uygulamaların yanlışını dile getirdiklerinde yöneticilerden çok büyük baskılara uğruyorlar.
"Genç çalışanlar daha çok mobbinge maruz kalıyor"
İş dünyasına dair yazdığı yazılarda mobbing sorununa da sıklıkla yer veren Canan Duman, araştırmaların mobbingin en çok görüldüğü sektörlerden birinin sağlık sektörü olduğunu doğruladığını belirtti.
Duman, sağlık sektöründe mobbing davranışlarını en fazla uygulayanların üst kademelerdeki kişiler olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
Genç çalışanlar yaşça büyük olanlara göre daha fazla mobbing mağduru oluyor. Genellikle nitelikli kişilere karşı niteliksiz üstlerin uyguladığı bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Sosyo-ekonomik, kültürel ve fiziksel yönden zayıf görülenlere, işini benimseyerek yapan, yetenekli, başarılı olanlara ve işe yeni başlayanlara daha fazla uygulanıyor.
"Kimi depresyona giriyor, kimi intihar ediyor"
Mobbingin kişiler üzerindeki etkisinin dayanma gücüne göre farklılık gösterdiğini de belirten Duman, "Kimi depresyona giriyor, kimi de intihar ediyor. Türkiye'de mobbinge maruz kalan insanlar intihar ettikten sonra mobbing uygulayanlar ya işten çıkarılıyor ya da pasif bir göreve alınıyor" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish