Yazar Oya Baydar, 2010 yılındaki anayasa değişikliği referandumunda “yetmez ama evet” demesiyle ilgili olarak "Biraz da sazanlık vardı işin içinde. Ama şimdi dersimi aldım. Geç oldu, aldım" ifadesini kullandı.
Yazar Oya Baydar, yakın zamanda raflardaki yerini alan '80 Yaş Zor Zamanlar Günlükleri' kitabını T24'ten Murat Sabuncu'ya anlattı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Aynı zamanda T24 yazarı olan Baydar, “yetmez ama evet” kampanyası ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
Siyasete vicdani açıdan baktığınız zaman biraz sazan oluyorsunuz. Yani ben büyük bir iyi niyetle başına sonuna bakmadan, çok fazla düşünmeden, kim yapıyor düşünmeden, niyet okumayalım mantığına çok bağlı kaldım" diyen Baydar, "'Yetmez ama evet' meselesinde de, önüme gelen yasaların hepsi 82 Anayasası'nın çok ilerisindeydi. Ben özgürlüklere ve demokrasiye yol açabilecek bir anayasa değişikliğinden kesinlikle yanaydım. Evet dedim, birçok arkadaşım da dedi. Demokrasiye çok inanmak ama biraz koşulsuz inanmak... Biraz da sazanlık vardı işin içinde. Ama şimdi dersimi aldım. Geç oldu, aldım.
“Yetmez ama evet” tartışmaları dolayısıyla sürekli hakarete maruz kaldığını belirten Baydar "Bu yüzden yediğim hakaretler, gerçek bir haysiyet cellatlığı... Orada yazdım zaten. Mesela 80 yaşımı bitirdiğimde T24 çok güzel bir yayın yapmıştı. Arkasından "'yetmez ama evetçi' kadının dediği hiçbir şeye inanılmaz, pastanı yiyemedik helvanı yeriz inşallah" diye mailler geliyordu, tırnak içinde söyleyeyim kendilerini solda görenlerden" dedi.
2010’da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay ve Danıştay’ın yapısında büyük değişiklikler meydana getiren bir referandum yapılmıştı. O dönem yazar, gazeteci, akademisyen ve farklı meslek gruplarından birçok kişi “yetmez ama evet” kampanyası başlatarak bu değişikliğe destek vermişti. Ancak bu gruptan birçok kişi daha sonra bu kampanyaya katıldığı için pişmanlıklarını dile getirmişti.
T24, Independent Türkçe