Geçmiş yıllarda Diyarbakır'ın ticaret merkezi olarak anılan Silvan İlçesi, son iki ayda yaşanan 7 ölümlü intihar vakası ile gündemde. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da TBMM gündemine taşıdığı intihar vakaları, koronavirüs pandemisi nedeniyle ekonomisi dip yapan Silvanlıları kara kara düşündürüyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Faili meçhul cinayetlerin ilk başladığı yerlerden biri olan Silvan, 1990'lı yıllarda çok büyük göçler verdi. Kırsalda köyler "güvenlik" gerekçesiyle boşaltılırken, şehir merkezinde ise her gün yaşanan cinayetler, ilçeyi adeta "insansız kente" dönüştürdü.
1990'lı yıllarda büyük göç verdi
2005'te çıkarılan Zarar Tazmin Yasası kapsamında hayata geçirilen Köye Dönüş Projesi, göç eden binlerce Silvanlı için büyük umut oldu. Memleketine dönenler evlerini inşa etti, işlerini yeniden kurdu. Ancak her şiddet sarmalında Silvan yine eskiye dönüş yaptı.
2015'teki olaylarda "hendek"ler ilk olarak Silvan'a kazıldı. İlçe nüfusundan yarısından fazlasının yaşadığı Tekel, Mescit ve Konak mahalleleri, olaylar nedeniyle büyük tahribatlar yaşadı.
Bu olaylardan sonra ilçe yeniden göç verdi. 1990'da 109 bin olan nüfüsu 86 bin 736'ya kadar düştü. O dönem hükümetin kira yardımı ve esnafa "nefes kredisi" ile toparlanmaya çalışan Silvanlılar, koronavirüs pandemisi nedeniyle aylardır zor günler yaşıyor.
"Esnaf perişan durumda"
Independent Türkçe'ye konuşan Silvan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Eşref Işık'a göre, ilçede odaya kayıtlı 940 işletme bulunuyor. Bu işletmelerin çoğu da bakkal, büfe ve kahvehane gibi küçük işletmeler. İlçede son 3 yılda açılan 6 büyük süpermarketin küçük esnafı bitirme noktasına getirdiğini ifade eden Mehmet Eşref Işık, "Pandemi sürecinde çok kötü etkilendik. Hiç kimseye burada yardım yapılmadı. Esnafımız çok zor durumda. Çoğu da kirasını ödeyemedi. Burada sosyal hayat sıfıra inmiş durumda. Gençlerimiz kahvehane köşelerinde geleceklerinden umutsuz. Artık intiharlar başladı. Geleceğini görmeyen gençler intihar ediyor" diyor.
"İlçede tek bir fabrika yok, işsizlik tavan yapmış durumda"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Silvan Temsilcisi İbrahim Halil Yılmaz ise Silvan'a gelen sosyal yardımların adil dağıtılmadığından yakınıyor. Bu konuda hükümete denetim çağrısı yapan Yılmaz, "Devletin tam da sosyal devlet olduğunu göstermenin bir dönemini yaşıyor Silvan. Burada ciddi bir yatırım yok, fabrika yok, sanayileşme sıfır, işsizlik tavan yapmış durumda. 5 yıldır Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulacağından söz ediliyor ama o da lafta kaldı. Üretimin olmadığı yerde tüketim fazla olur. Buranın en temel sorunu ekonomi sorunudur. İnsanların eve ekmek götürme şansı yok. Çok ciddi sıkıntılar var. Böyle süreçlerde sosyal devlet devreye girer. Ancak burada sosyal devleti göremiyoruz. İntihar olaylarının önüne geçmek için halk ekonomik olarak destek görmelidir. Acilen istihdam alanları yaratılmalıdır. İnsanlar açlıktan, yoksulluktan intihar ediyorsa bu halkın değil devletin ayıbıdır. Silvan'da halkın yüzde 30’u bittik, tükendik deme noktasında" diyor.
İki ayda yedi genç intihar etti
Silvan'da işsizlik had safda. Nüfusun büyük bölümünü oluşturan gençler, kahvehane köşelerinde gün geçiriyor. Son iki ayda Zehra Eken (18), Bilal Yalçın (17), İmam Kılıç (18), M.İ.A (18), Dindar Gür (26), Yusuf Uyanık (28) ve Ferhat Yavuz (18) adlı gençler intihar etti.
CHP'li Tanrıkulu intiharları Meclis'e taşıdı
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, intiharlara ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde "Basında belirtilen 3 intihar vakasına yer verilirken, yaşanan diğer 4 vaka ile birlikte toplam 7 intiharın nedenlerinin araştırılması ve benzer olayların yaşanmaması adına somut önlemlerin alınması gerekliliği hasıl olmuştur. 2020 yılı Eylül ayından itibaren Diyarbakır Silvan İlçesinde art arda yaşanan 7 intihar olayı ve sebepleri ile ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapılacak mıdır?" dedi.
Acılı babadan Cumuhurbaşkanı'na çağrı: Gençlere sahip çıkın, başka evlatlar ölmesin!
Silvan'da intihar eden gençlerden biri de 26 yaşındaki Dindar Gür'dü. 8 kardeşin en büyüğü olan Dindar Gür, 25 Ekim'de evden ayrıldı, 3 gün sonra da cesedi Malabadi Köprüsü'nün altında bulundu.
Independent Türkçe'ye konuşan 46 yaşındaki acılı baba Müfit Gür, şunları söyledi:
"Evde tek çalışanım. Asgari ücretle çalışıyorum.İki çocuğum evli, evde 6 çocuğumla birlikte 8 nüfusuz. 3’ü de okul okuyor. İntihar eden oğlum büyük haksızlığa uğradı. 2015 yılında bekçilik sınavını kazandı. Daha sonra iki mülakatı da geçti ama silah alımına çağırmadılar. Bunu sormak için gittiğim dönemin emniyet müdürü 'bu olayı kurcalama seni yok ederim' dedi. Oysa ki ben babaydım ve oğlumun işe alınmama sebebini bilmem en doğal hakkımdı. Oğlum bir suç işlemişse, hırsızlık yapmışsa bunu bana söylemeleri gerekmez miydi? Benim oğlum AK Parti üyesiydi ve bugüne kadar karakol yüzü görmemişti.
Bu olaydan sonra sürekli 'hakkım yenildi' diyen oğlumun psikolojisi bozuldu. Tedavi görüyordu bir süredir. İŞKUR üzerinden bir iki kez 6'şar aylık iş çıktı kendisine. Çalıştıkça mutlu oluyordu. İş bittikten sonra yeniden psikolojisi bozuluyordu. Benim oğlumun ölümüne sebep olan 2015-2016'da Silvan'da emniyet müdürülüğü yapan kişidir. 25 Ekim akşamı eve gelmeyince polise ve savcılığa durumu bildirdik. 28 Ekim'de cesedini Malabadi Köprüsü'nün altında bulduk.
Sizin aracılığınızla Sayın Cumhurbaşkanı'ma seslenmek istiyorum. Ben de AK Parti üyesiyim; siyaseten bir karşılık veya beklenti olmadan söylüyorum. Gençlerimize sahip çıkın. Torpille işe almalara son verin. İŞKUR ne için var. İşsiz olanlara öncelik vermesi gerekmez mi? Silvan'da açlık var, yoksulluk ve işsizlik var. Bu gençlere sahip çıkn. Benim canım yandı, başka evlarlar da canına kıymasın."
© The Independentturkish
