CHP, 30 Ekim'de İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen depremin ardından rapor hazırladı.
Raporda, yıkılan Rıza Bey Apartmanı için, Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi tarafından düzenlenen 25 Nisan 2012 tarihli rapor, Doğanlar Apartmanı için de yine Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi tarafından düzenlenen 27 Şubat 2018 tarihli raporlar bulunduğu kaydedildi.
Rıza Bey, Doğanlar ve Karagül apartmanları hakkında Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi tarafından hazırlanan raporlarda, bu binaların çürük oldukları, güçlendirilmeleri gerektiği yönünde görüş bildirildiği, binaların zemin yapısındaki sorunlara da işaret edildiği ifade edildi.
Raporda "Bu binaların riski yapı statüsüne kavuşabilmeleri için illa ki yurttaşlar tarafından bir başvuru yapılmasını beklemek ihmalleri ortaya koymaktadır. Uygulamada, yapı denetimin özelleştirilmiş olması da denetimsizliğin boyutunu artırmaktadır. Son yıllarda sık sık deprem yaşayan İzmir'de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen araştırma yapılmamış olması, önleyici tedbirlere başvurulmaması ihmaldir" değerlendirmesi yapıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İmar Barışı eleştirisi
Raporda, İzmir'in imar barışından en fazla faydalanan ikinci şehir olduğu, İzmir'de 672 bin 211 bağımsız birimin imar barışından yararlandığı ifade edildi.
Mevzuata göre, imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi verilen yapılarda, afete karşı dayanıklı olup olmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığı, imar barışından faydalanan yapı sahibinin beyanlarının esas alınarak kayıt altına alma işleminin düzenlendiği belirtilen Raporda, şu görüşe yer verildi:
Önemle belirtmek gerekir ki yapı kayıt belgesi, ilgili yapıya 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Yapılar Hakkındaki Kanun'dan muaf olma hakkı vermemektedir. Ancak Kamu, imar barışı ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Yapılar Hakkındaki Kanun'dan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirme hakkını saklı tutarak, ruhsatlı ya da ruhsatsız yapılarda afete karşı dayanıklılıkla ilgili denetim ve tedbir görevlerini belirsiz bir şekilde ertelemektedir.
Çözüm önerileri sıralandı
Depreme dirençli kentlerin inşası için afetlerin fiziki, doğal, tarihi ve kültürel ve ekonomik zararlarının azaltılmasına ilişkin önleyici tedbirlerin güçlendirilmesi, afet riski azaltma politikalarının belirlenmesi, imar uygulamaları gibi öncelikli uygulamalarda Afet Riskini Azaltma politikalarına göre hareket edilmesi önerilerinin yer aldığı raporun son bölümünde, çözüm önerileri 11 maddede şöyle sıralandı:
Fay Kanunu Teklifi bir an önce kanunlaştırılmalıdır.
Bağımsız bir deprem kurulu oluşturulmalıdır.
Toplanan deprem vergileri depremin zararlarını azaltacak tedbirler ve deprem sonrasındaki normale dönüş ile rehabilitasyon çalışmaları için harcanmalıdır.
Öntedbirlilik ilkesi gereğince, Afet Riskini Azaltma politikaları belirlenmeli, imar uygulamaları gibi öncelikli uygulamalarda Afet Riskini Azaltma politikalarına göre hareket edilmelidir.
Büyükşehir belediyeleri bünyesinde Deprem ve Aşırı Doğa Olayları ile Mücadele Daire Başkanlıkları, il ve ilçe belediyeleri bünyesinde Deprem ve Aşırı Doğa Olayları İle Mücadele Müdürlükleri kurulmalıdır.
Afetlere karşı dayanıksız yapı stokunun iyileştirilmesi ve kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken, soylulaştırma, zorla tahliye, mülkiyet hakkı ihlali, borçlandırma gibi davranışlardan kaçınılmalı, yurttaşların sağlık ve konut haklarını tesis edecek adil uygulamalar geliştirilmelidir.
Afet riski tespitlerinin bilimsel ve objektif verilere göre hazırlanan raporlarla yapılması, bu raporların neticelerine göre iyileştirme ya da kentsel dönüşüm uygulamalarının yapılıp yapılmamasına karar verilmelidir. Bu kapsamda fay hattı üzerindeki tüm yerleşim birimlerinde bulunan yapı stokunun risk analizi bir an evvel yapılmalıdır.
Kamusal müşterek alanlar, afet durumlarında kullanılabilecek mekanlar olarak kurgulanmalıdır.
Arama kurtarma ekiplerinin personel sayıları artırılmalı, afetle mücadele sırasındaki temel ihtiyaçlarını gidermeye yönelik koşullar iyileştirilmelidir.
İzmir Seferihisar merkezli deprem nedeniyle oluşan mağduriyetlerin giderilmesi zarar gören yerleşim alanları ve yurttaşlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin eşit hizmet sunulmalı, mağduriyetleri oranında eşit koşullarda kamu hizmetlerinden yararlandırılmaları sağlanmalıdır.
Deprem sonrasında evleri oturulmaz hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkanları sunulmalı, zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.
Ne olmuştu?
Merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıkları olan 30 Ekim'deki deprem nedeniyle 114 kişi hayatını kaybetmişti
Depremde yıkılan binalarla ilgili adliyeye sevk edilen 9 şüpheliden 7'si tutuklandı, 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
AA, Independent Türkçe