Dönüşüm içindeki spor endüstrisi dijital dünyaya evriliyor: Zaman akıp gidiyor ama biz bu pastadan pay alamıyoruz

Dünyanın en popüler spor dallarının başında futbol geliyor. 

Ekonomik değeri milyar dolarları aşan bu endüstri Kovid-19 salgını nedeniyle zor günler geçiriyor.

Geçen sezon Kovid-19 tedbirleri kapsamında maçların ertelenmesi ve liglerin seyircisiz tamamlanmasıyla kulüpler, maç günü, lisanslı ürün, bilet reklam gelirlerinin büyük kısmından mahrum kaldı.

Yeni sezonda da maçların seyircisiz oynanmaya devam etmesi, gelir kaybı yaşayan Süper Lig kulüplerini yeni gelir arayışlarına itti.

Dijital dünya, sadece birkaç ay önce sosyal medya platformlarındaki takipçi sayılarıyla yarışan kulüpler için yeni bir gelir kapısı haline geldi.

Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, Twitter'daki 23 milyondan fazla olan takipçilerini YouTube'da değerlendirmek için adımlar atarak taraftarlarına üyelik çağrısında bulundu.

YouTube'da başarılı bir grafik çizen ve toplamda 3 milyon 300 binden fazla aboneye ulaşan Fenerbahçe ve Galatasaray, kulüp resmi televizonlarından daha etkili olduğunu gördükleri bu alanda yatırımlarını artırdı.

Fenerbahçe, premium üyelik başlatarak bir ilke imza attı

Dünyada spor kulüplerinin sosyal medya uygulamalarından önemli gelir elde etmesinin ardından Fenerbahçe, bir ilke imza atarak YouTube kanalında ücretli içerik uygulamasına geçen ilk Süper Lig ekibi oldu.

Sarı-lacivertli kulüp, 5, 15 ya da 25 lira karşılığında özel içerikleri açtı.

Fenerbahçe'nin bu hamlesine ezeli rakibi Galatasaray, resmi mobil uygulama ile cevap verdi.

Sarı-kırmızılılar, geliştirdiği uygulama ile taraftarlara üyelik karşılığında futbol takımı başta olmak üzere tüm branşlardan perde arkası görüntüler, anlık bilgilendirmeler, röportajlar, anketler, yarışmalar, detaylı istatistikler ve canlı maç takiplerini hizmete sundu.

Fenerbahçe'den "Mohikan" uygulaması

Fenerbahçe, dün kulüp başkanı Ali Koç'un da katıldığı ve YouTube kanalından yayınlanan canlı yayında "Mohikan" uygulamasını hayata geçirdiğini duyurdu..

Lansmanda konuşan Koç, "Mohikan"ın özelliklerini şöyle anlattı:

Mohikan aplikasyonu aynı zamanda bir cüzdan. Buradaki amaç Fenerbahçe ile nerede temastaysanız, nerede etkileşim içindeyseniz, Mohikan sizin yanınızda olacak, yardımcınız olacak. Mohikan’ı keyifle kullanacaksınız. Mohikan’ı sahipleneceksiniz. Mohikan sayesinde hem Fenerbahçe’nin sınır, zaman, mekan tanımadan her daim yanında olacaksınız ve hiç alışmadığınız deneyimleri yaşayacaksınız. Ben çok ama çok önemsiyorum bu atılımımızı. Dijital dünya girişimlerimizdeki en büyük, en önemli atılımın bu olduğunu söyleyebilirim.

Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu / Fotoğraf: Independent Türkçe

Fırat Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu, futbol endüstrisindeki teknolojik gelişimi Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Diijitalleşmedeki dönüşüm sürecinin Avrupa ve Amerika'da çok daha önce başladığını, pandemi süreciyle birlikte daha da hızlandığını aktaran Devecioğlu, şöyle konuştu:

Dönüşüm, sağlık, eğitim gibi alanlarda olduğu gibi sporu da etkilemiş durumda. Kulüplerin, organizasyonların uydu ve internet yayınlarıyla birlikte daha fazla kitleye ulaştırılması hedefleniyor. Spor organizasyonlarında seyircilerin yasaklanmasıyla birlikte internet yayınları arttı. Kuruluşlar, bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyor. Sosyal medya araçlarının kulüplere artı değer kattığı ortada.

Barcelona, Arsenal, Manchester United gibi Avrupa'nın dev kulüplerinin teknolojiyi oldukça iyi kullandığını, Barcelona'nın bir inovasyon merkezi olduğunu belirten Devecioğlu, "Orada fotoğraf çekimi, videolar ve özel içerik üretimiyle sosyal medya araçlarının izlenme oranlarını artırmaya çalışıyorlar" diyerek şunları kaydetti:

Bu teknikler 5-10 yıldır Amerika'da kullanılıyor. Bizde pandemi sürecinde ortaya çıktı. Amerika'daki tüm spor organizasyonlarında bu tekniklerin kullanıldığını gördüm. Sokak futbolu dahi milyonlarca insana ulaştırılıyor. 

Gelişen teknolojiyle birlikte yeni kuşağın da pazara dahil olduğunu vurgulayan Devecioğlu, Avrupa, Amerika ve Asya'da spor teknolojileri konusunda üniversitelerin çalışmalar yaptığını, Türkiye'de de kendilerinin bu konuda konferanslara başladıklarını söyleyerek, şunları aktardı: 

İstanbul'daki birçok üniversitede dijitalleşme ile ilgili bir çok inovasyon laboratuvarının kurulduğunu biliyoruz. Bu çok güzel bir gelişme. Bunu Avrupa'daki kulüpler sıkça uyguluyorlar. Burada organizasyon, hizmet, beslenme, antrenman programları, sosyal sorumluluklar, medya ve yayıncılık gibi konularda çalışma yapıyorlar.  

Devecioğlu, dijital dünyada tanınmak ve bilinir olmanın yanı sıra içerik geliştirmenin ve bunu kitlelere ulaştırabilmenin öneminden bahsederek, şu değerlendirmeyi yaptı:

Bugün İstanbul'da oynanan bir maç dünyanın her tarafından izlenebiliyor. Bu, izlenme oranlarının artması ve ürünlerin daha çok satılması anlamına geliyor. Bu imkanı bir pakete dönüştürüp her yerde kullanabilmelisiniz. Bu konuda eksik kalıyoruz. NBA, Formula 1 gibi tüm dünyada pazarı olan organizasyonlar var.İzlenme oranlarının artması demek, sponsorluk gelirlerinin, ürün satışlarının ve bilinirliğin artması  demektir. Bu sağlanırsa kulübün marka değeri artar. Bu değişimi ve dönüşümü mutlaka ama mutlaka tamamlamamız gerekiyor. 

"Dijital pazarlama ayrı bir konu. Bu alanda uzmanlaşmanız gerekiyor" diyen Devecioğlu, "Bizimkiler her şeyi bildiği için, 'Biz yaparız' diyor. Tamam belki yapıyorlar ama ortada verim yok, amaca ulaşılmamış. Burada problemlerimiz var. Bu dönüşüm için gerekli potansiyele sahibiz ama planlama, organizasyon ve yatırım konusunda eksiklerimiz var"şeklinde görüş belirtti. 

Yabancı dilde yayınların yapılmadığı eleştirisinde de bulunan Devecioğlu, geliştirilen içeriklerin ve yayınlanan haberlerin İngilizce'ye çevilmediğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:

Kulüpler video tekniklerini kullanamıyorlar. Sosyal medya hesaplarından canlı yayınları tam anlamıyla yapamıyorlar. İstanbul kulüpleri bile bu konuda çok eksikler. Süper Lig şu anda Avrupa'da yedinci sırada. Potansiyelimiz var, gençlerimiz var, İstanbul gibi bir markamız var. Güzel stadyumlarımız, yüz yıllık kulüplerimiz var ama Avrupa'da yarışamıyoruz. Zaman akıp gidiyor ama biz bu pastadan pay alamıyoruz. Hem sportif anlamda hem ekonomik anlamda hak ettiğimiz yerde değiliz.