Kurtuluş Savaşı'nın ikinci yılının New York Times’da nasıl haber yapıldığına başlamadan önce iki konuyu açıklığa kavuşturmak doğru olacak. Öncelikle bu haberleri "seçerken" tek kriterim, haberlerin Mustafa Kemal Paşa’dan ismen bahsetmiş olmasıydı. Bu konuda tek istisna Londra Konferansı süresince yayınlanan haberler oldu, çünkü Atatürk'ten ismen bahsedilmeyen bu birkaç aylık süre oldukça ciddi bir boşluğa sebep oluyordu. New York Times'daki haberler, kesinlikle tarafsız veya hakikatı olduğu gibi aktaran haberler değil.
Hiçbir gazete, sadece tarafsız ve doğruyu belirten haberler yazmaz. Tarih disiplininde, eğer tasvir üzerine çalışılıyorsa, gazeteler birincil kaynak olabilir ancak diğer durumlarda sadece yardımcı kaynak olarak kullanılır. Gazetede yazılanları doğru veya yanlış diye değerlendirmek yerine, hangi haberin ne amaçla yazıldığına odaklanmak daha doğru olur.
Haberler, bir amaca hizmet etmenin dışında, çeşitli yargılardan dolayı da tarafsız olmayabilirler. İlk bölümü paylaşmamla beraber sıklıkla sorulan bir soru New York Times’ın hangi kaynakları kullandığı üzerineydi. Bu konu, önceki bölümde çok da dikkate almadığım bir konuydu ancak bu sorular sayesinde önemini ben de fark etmiş oldum. Bu yazıda her haberin kaynağının ne olduğunu da yazacağım.
Tüm bunlara ek olarak ilk bölümde de bu derlemeyi öncelikle Atatürk’ü ismen içeren makaleler üzerinden yapacağımı ve incelediğim yıllar ilerledikçe aradığım kelimelerde farklılık olabileceğini söylemiştim. 1920 yazında "Kemal Pasha" ile ilgili hiç sonuç bulamadığım için arama kelimemi 1920 Mayıs'dan 1920 Aralık'a kadar "Mustapha Kemal" ve "Turk/Turkish" olarak değiştirdim. Aynı şekilde Londra Konferansı'na dair sonuç bulabilmek için tarihi, konferans aralığına ayarlayarak "Turks" aramasını gerçekleştirdim. Bu aradaki boşlukta yaşanan gelişmelerin, Amerika'da nasıl yankı bulduğunu bilmemek bölümün değerini eksiltir diye düşündüm.
7 Haziran 1920’de Associated Press’ten alınan bilgiye göre aktarılan bu haber, İngiliz savaş gemilerinin Tuzla civarında bulunan Milliyetçi güçlere ateş açtığını yazmakta. Sultan’ın ordusunun çekilmesinden sonra, İzmit’teki tren yolunu korumakta yalnız kalan İngilizlerden de bahseden haber, İzmit’e birçok Yunan ve Ermeni sığınmacının geldiğini de belirtmiş. Haber, Adana’nın kuzeyindeki Pozantı’nın Türkler tarafından alındığını ve büyük sayıdaki Fransızın esir tutulduğunu da belirtmekte.
21 Haziran 1920'deki haberin ilk kısmı, Malta'daki New York Times (NYT) kaynağından alınmış görünüyor. İngilizlerin Akdeniz filosunun tümünün Yakın ve Ortadoğu'ya odaklanacağı belirtilen haberde, "Konstantinopolis'e de gelecek olan savaş gemilerinden" bahsedilmekte. Associated Press'ten alınan kısımda ise "İngiltere'nin, Mustafa Kemal'in güçlerine karşı Venizelos'un yardım teklifini kabul ettiği" belirtilmiş. London Times'ın bir gün sonra basacağı haberde ise, "Mareşal Foch ve Feldmareşal Sir H. Wilson'ın Venizelos'un teklifine sıcak bakmadıkları ve Hythe Konferansı'nda memnuniyetsizliklerini dile getirdikleri" de not düşülmüş.
Foch ve Sir Wilson'ın, Yunanların böyle bir askeri mücadelenin tehlike ve risklerini azımsadığını düşündüklerinin de belirtildiği haberde, "Venizelos'un İzmir ve Trakya'da bulunan Yunan güçlerinin Türklere karşı savunmada kullanılabilecek tek önceliğe sahip askeri güç olduğu, ancak Müttefiklerin istediği gibi Anadolu'yu işgal etmelerinin söz konusu olmaması gerektiğini" ifade edilmekte. Haberin devamında ise, "Sir Wilson, Foch ve Venizelos'un buluşarak Türkiye barış antlaşmasının alınacak askeri önlemler ile garantiye alınması gerektiği"nden bahsedilmekte. Yapılan açıklamaya göre, "Venizelos'un Britanya ve Fransa'nın yardımını almadan bu anlaşmanın şartlarını yerine getirmeyi üstlenmesinin kabul edildiği" belirtilmiş.
2 Temmuz 1920 yılındaki haber ise, Mustafa Kemal Paşa'nın güçlerinin Bergama'da Yunan ordusunu hezimete uğratıp, birkaç bin esirle Bandırma'ya doğru ilerlemesi duyumu üzerine "Konstantinopolis'te yaşanan sevinci" konu alıyor. Haber, "Yunanistan tarafından iki gündür yasal haber geçilmemesi ve Türk gazetelerinde Yunanistan aleyhine haberlerin yasak olmasına rağmen, Türklerin bu hezimetin Mustafa Kemal'in başarısı olduğunu bildiğini" de belirtiyor. "Müttefik sansür birimi ise, Milliyetçilerin Konstantinopolis ile bir iletişimi olmadığı için bu söylentinin güvenilir olmadığını" belirtiyor. Habere göre, iddia edilen bu Milliyetçi zaferin posterleri ise Bursa ve diğer Anadolu şehirlerinde boy göstermeye başlar ve Yunan zayiatının on bin civarında olduğu söylentisi de yayılır. Bu sayının çok abartılı olduğunu belirten New York Times, yine de "Yunan cephesindeki sessizliğin bir yenilgiden kaynaklanmasının olası" olduğunu belirtiyor. Haber ayrıca "Yunanistan'ın Konstantinopolis'te Türkler de dahil olmak üzere birçok kişiyi ordusuna kattığı ve orduya katılanlar arasında Ermenilerin de olduğunu" belirtiyor. Haberin kaynağı; Associated Press.
3 Temmuz 1920 tarihli New York Times haberinde ise, "Yunanistan'ın yayınladığı bildiriye göre, Yunan ordusunun Anadolu'daki ilerleyişine Balıkesir'i alarak devam ettiği" yazılmış. Haberin kaynağına göre, "Yunan ordusu elli dört adet sahra topu da dahil olmak üzere bir miktar teçhizat ele geçirir ve bin iki yüz kişiyi de esir alır." Yunanistan'ın resmi bildirisine göre Balıkesir ve çevresindeki köylerin sakinleri, "Yunan askerlerini Mustafa Kemal'in partizanlarından kurtarıcı olarak gördükleri için büyük bir heyecanla karşılarlar." Haber, bu bildirideki bilgiler ışığında "Konstantinopolis'deki düşüncenin Yunan güçlerinin, Bergama yenilgisini atlatıp, Marmara kıyısındaki demiryolu boyunca ilerledikleri yönünde şekillenmekte olduğunu" belirtmekte.
7 Temmuz 1920 tarihli haberde, "Londra'nın Konstantinopolis'ten aldığı bilgiye göre, Milliyetçi Türklerin İngiliz bombardımanına rağmen Beykoz'u ele geçirdiği" yazılır. "Associated Press'in Konstantinopolis'ten bildirdiğine göre Konstantinopolis'in, Asya yakasından gelen her milletten sığınmacıyla dolu olduğu" belirtilir. "Maltepe'yi de ele geçiren Milliyetçilerin, Yunan ve İngiliz orduları tarafından dağlara geri püskürtüldüğü" de bildirilmekte. Haber ayrıca "Boğazda bulunan tüm Müttefik gemilerinin Amerika'nın Bağımsızlık Günü 4 Temmuz dolayısıyla Amerikan bayraklarını göndere çektiklerini" de belirtir. "Milliyetçi güçlerin İngilizlerin karaya çıkmadaki başarısızlıklarını keşfettiğini, Marmara, Boğaz ve Çanakkale Boğazında İngilizlerin Milliyetçiler tarafından karaya çıkamadan durdurulduğunu" aktaran haber, Koramiral de Robeck'in, Milliyetçilerin çıkarma yapan askerleri durdurmasının devamı durumunda, Bursa Valisini şehri ve camiyi uçaklarla bombalayarak yok etmeyi tehdit ettiği" de belirtilmiş. Türklerin buna karşılık Bursa'da kırk kadın ve erkeği rehin tuttuğu ve bir bombalama durumunda rehineleri öldürmekle tehdit ettikleri" de haberde yer almakta. Haberin geri kalanı ise, "Yunan ordusunun Türk ordusunu Anadolu'nun içlerine iterken, ani Yunan saldırısı karşısında şaşkına dönen Türklerin demiryolları ve köprüleri tahrip etmeden kaçtıkları" yönünde iddialar içermekte. Habere göre İngilizler, Türk direnişinin iki hafta içinde çekileceğini öngörmektedirler. İngilizler, Eskişehir'in düşmesi durumunda Konya'nın da teslim olarak Ankara'yı tamamen izole edeceğini düşünmekteler. Haber ayrıca "Bursa'dan kaçan Türklerin, Yunan sivillerden kendilerini evlerinde saklamalarını istediklerini" de yazmakta.
17 Temmuz 1920 tarihli haberin kaynağı Associated Press. Haberde, "Türklerin Karadeniz'de Yunan gemilerini ele geçirdiği" yazmakta. "Ele geçirilen Filia gemisinin yardım için Konstantinopolis'e haber ilettiği ancak geminin hala tüm Karadeniz limanlarını elinde bulunduran Milliyetçilerin elinde olduğu" belirtilir. Haberde, "Gemide bulunan yedi milyon Rublenin de Türkler tarafından alındığı" iddia edilmiş. Mustafa Kemal Paşa'nın "milliyetçi lider" olarak tanımlandığı bu haber kendisinin yönetim merkezini de Afyonkarahisar'a taşıdığını ve Yunanların bildirdiğine göre Yunan ilerlemesinin şimdilik Bursa hattında durduğunu belirtiyor.
25 Temmuz 1920'de ise Paris'ten gazeteye özel gönderilen bir haberde, "Batum'da Ermenilerin binlerce Türkü katlettiğine" ve "tüm Müslümanları kontrol ettikleri bölgeden sürdüklerine" dair bilgiler olduğu yazılı. Haberde ayrıca, "Müslüman köylerinin yakıldığı, sakinlerinin öldürüldüğü ve kaçabilen Müslümanların her şeylerini bırakarak İran'a kaçtıkları" yazmakta.
31 Temmuz'da özel olarak New York Times'a iletilen ve gazetede 1 Ağustos'ta basılan bu haberde, "Türk Milliyetçi liderler tarafından yazılan mektuplarda Mısır, Mezopotamya ve diğer yakın doğu bölgelerinde İngiliz karşıtı gösterilerin başlamasının umulduğu ve Müslümanların Bolşevizmi kabul etmelerinin önerildiği" yazılmakta. Haberin devamında, Atatürk tarafından yazıldığı söylenen bir mektup alıntılanıyor. Bu mektupta "Mezopotamya, Musul ve Suriye'ye güçlerinin yüzde sekseni ile geçmişteki gibi milliyetçi haklarımızı korumak için yardım edeceğini söyleyen Kemal Paşa, yardım gelinceye kadar İngilizlere engel olunması ve moralin yüksek tutulması gerektiğini" belirtiyor. "İngilizler tarafından para karşılığı kendi taraflarına çekilen aşiretlerle görüşülmesi ve gerekli propagandanın yapılması ve İngiliz baskısına karşı insanlarımızın birleşmesi" konusunda da uyarıda bulunulan mektupta, "tüm toplumun İngilizlere karşı Osmanlı'yı desteklemesi gerektiğinin önemi" belirtilmiş. Mektupta, "Muhammed'i takip eden her bir kişinin yüz İngiliz ateiste bedel olduğu ve Allah'ın bizi koruyup gözettiği" de not edilmiş. "Sultan da dahil herkesin İngilizlere karşı bir devrim girişiminden hoşnut olacağının" da yazıldığı mektup "Mezopotamya ve Suriye halklarına yakında Osmanlı bayrağı altında olacaklarının duyurulması" da isteniyor. Osmanlı Milliyetçi Hareketi Emini tarafından yazılan başka bir mektupta ise "Arapların İngilizlerden yardım ve koruma beklediği, ancak gelinen günde bir tane bile Arap veya Müslümanın İngiliz yönetiminden memnun olmadığı", "Bolşevizmin kabulu durumunda cephane ve maddi yardım yapılacağı" ve "Kutsal Savaşçı olarak isimlendirilen Mustafa Kemal Paşa'nın yardımlarına geleceği" bilgisini içeriyor. Haberde iletilen son mektubun ise Albay Ömer Şevki tarafından yazıldığı iddia ediliyor. Haber, albayın mektubunda "Mustafa Kemal Paşa'nın İzmir'den sonra bölgeye askeri yardım yapılacağının belirtildiği" bilgisiyle son buluyor.
19 Ağustos 1920 tarihli haberin başlığı "Kemal Yunanları Yenmeyi Öngörüyor." Associated Press'ten alınan bilgilere dayanan haber, Kemal Paşa'nın Associated Press'e yaptığı açıklamada, kendisinin Yunan güçlerinin bir felaketle karşılacaklarını, İslam ve Bolşevizmin birbirine uygun olduğunu" ve "ülke için olabilecek en kötü şeyin barış antlaşmasındaki şartların kabul edilmesi olacağını" belirttiği yazılıyor. Haber, bu bilgilerin AP muhabirine bizzat Atatürk tarafından verildiğini de belirtiyor. Yunan güçlerinin uzun vadede ne amaçladığını düşündüğü sorulduğunda, Atatürk, "bunu bir Müttefik saldırısı olarak gördüklerini ve asıl amacın Türklerin moralini düşürmek olduğunu" belirtmiş. Habere göre "Yunanistan'ın İzmir'deki az sayıdaki birliğe dayanarak Türk güçlerinin yetersiz olduğunu sanmasıyla, sonu felaketle sonuçlanacak bir yola girdiğini" belirten Atatürk, Bolşevizm konusunda da "İngilizler ve Avrupanın kapitalist emperyalizmine karşı olduğumuzu ve dolayısıyla aynı tarafta yer aldığımızı" bildirmiş.
22 Ağustos 1920 tarihli bu haberin kaynağı yine Associated Press. Haberde "iki Bolşevik süvari alayının Güney Ermenistan'dan gelerek Türk güçlerine katıldığı" ve "bu durumun Kazım Karabekir tarafından verilen bir emirle kutlandığı" yazmakta. "Bu durumda Ermenilerin Moskova ile anlaşmak zorunda kalacağı, Milliyetçilere karşı ilerleyemeyeceği ve Müslüman köylerine zarar veremeyeceği" belirtiliyor. Mustafa Kemal'in ise Lenin'e bir teşekkür mesajı gönderdiğinden bahsediliyor. "Konstantinopolis"deki Ermenilerin ise Ermeni ve Bolşeviklerle yaptıkları söylenen anlaşmadan rahatsız oldukları ve "bu durumun kendi isteklerini dünyanın gözünde değersiz kılacağını düşündükleri" yazılıyor. [Normalde buraya yorum yapmayacaktım ancak bu haber ilginç çünkü tek bir haberde Bolşeviklere karşı olan tutumun ne kadar negatif olduğunu görebiliyoruz. Türkler, Bolşevikler ile işbirliği içinde gösterilirken, Ermenilerin açık işbirliği karşısında "tüm Ermeniler böyle düşünmüyor" imajı çizilmiş.]
28 Ağustos 1920'de yayınlanan yine Associated Press (AP) kaynaklı bu haberde, kabine toplantısı sonrası VI. Mehmed olarak bahsedilen Sultan Vahdettin'in, "Milliyetçi güçlere karşı birlikleri bizzat yönetmesine karar verdiği" yazılmış. Haberde "Vahdettin'in ordusunun olmadığı, ancak Müttefiklerin, Milliyetçilere karşı Yunanistan ile beraber savaşılması durumunda bir ordu kurulmasına izin vereceği" yazmakta. Haber, "Anadolu'dan gelenlerin getirdikleri habere göre Mustafa Kemal'in Ankara'nın askeri tehdit altında olmasından dolayı meclisi Sivas'a taşıdığını" belirtmekte.
3 Eylül 1920 tarihli AP kaynaklı bu kısa haberde ise Atatürk'e Kemal diye hitap edilmiş ve kendisinin "Başkan Wilson sınırları kesinleştirene kadar Ermenilere ateşkes teklifinde bulunduğu" yazılmış.
4 Eylül'de Konstantinopolis AP kaynağına dayanılarak basılan başka bir haberde ise, "Mustafa Kemal Paşa'nın Kasım yağmurlarını beklemeye dayalı planının imkansız olduğuna inandığı", "Bolşevik yardımının geleceğini düşünmediğinin söylendiği" ve "Konstantinopolis'deki inancın kendisinin teslim olmak yerine kaçacağı yönünde" olduğu yazmakta. "Konstantinopolis'de yeni kurulacak kabinenin ise Milliyetçi eğilimli olacağı ve Sultan'ın hükümetinin bu nedenle tüm Türkiye'de kabul göreceği" de yazılıyor.
New York Times, 8 Eylül 1920'de ise Yunan güçlerinin Anadolu'nun içlerine ilerlediklerini ve bir kısmının da İnebolu'ya çıkarma yaparak Ankara'ya ilerlemeyi amaçladıklarını yazmakta. Haber, Yunan ordusunun güç bir arazide ilerlediğini ancak ciddi bir girişimde zaferin bir önceki bahara göre daha olası olduğunu belirtiyor. Batı Anadolu'daki zaferlerin Yunan ordusunun moralini yükselttiğini de belirten haber, aynı zamanda "Mustafa Kemal'in sağlığının özellikle vurulduktan sonra kötüleştiğini" ve "ordudan kaçanlar olduğu gibi, kalanların da moralinin düşük" olduğu yazıyor. Haberden çok köşe yazısı olan bu yazının devamında ise "Türklerin yenilmeleri durumunda bunun Türklerin modern sorunlarla başa çıkamadıklarının bir işareti olduğunu ve keyif verici bir tarihsel rastlantı sonucu Yunanistan'ın dört yüz yıldır Türkiye'yi Avrupa'dan uzak tutan güç olarak, Türkleri Avrupa'dan ve tercihen dünya politik sahnesinden çıkaracağı" yazılmakta. Haberde kaynak belirtilmediği için bir New York Times muhabiri tarafından yazıldığını düşünebiliriz.
1 Kasım 1920 tarihli bu kısa haber Jewish Telegraphic Agency kaynaklı. Haber, "Mustafa Kemal Paşa'ya bağlı güçlerin 180 Yahudi aileyi Adapazarı'ndan İzmit'e sürdüğü iddasını" konu alıyor. "Sürülen ailelerin her şeylerini geride bıraktılarını" yazan haber, Yunanların bu ailelere yardım ettiğini de belirtiyor.
9 Kasım tarihindeki haberdeyse "Konstantinopolis'ten gelen habere göre, Türkler Amerikan yardımının başındaki Albay J. P. Coombs'u Samsun'da esir almışlardır." Haber, bu durumda Bolşeviklerin etkisi olduğunu belirterek, "Kemal Paşa'nın da Amerikan yardımlarının askeri ve siyasi bir hal aldığını belirttiğini" yazar. Haberde bu durumun Amerika'nın Yakın Doğu yardımlarının sonu olabileceği de belirtilir.
14 Kasım 1920'de, Paris'ten New York Times'a Fransız Havas Ajansı ile ulaştırılan haberde, "Ankara'da Sovyetizmin kabul edildiği" ve "Ermenistan'daki operasyonlar bittiğinde Türk güçlerinin İzmir'i hedef alacağı" yazmakta.
19 Kasım 1920 tarihinde Walter Duranty tarafından New York Times'a gönderilen bir iletişime dayanan haberde, "Venizelos'un Anadolu'da yenilmesi sonucu Fransızların barış antlaşması tekliflerini gözden geçirdikleri" yazılır. Haber, "Yunan güçleri tarafından işgal edilecek bölgenin zaman içinde daha da küçüleceğini ve Venizelos'un askerleri arasında ciddi bir moralsizliğin hüküm sürdüğünü" de belirtir. "Antlaşmanın şartlarının yeniden görüşülme ihtimaline ise kaybeden taraf olarak görüleceğinden Yunanistan karşı çıkarken, İtalyanlar, işgal için kendilerine ayrılan toprakları istemedikleri için, İngilizler, yavaşça geri çekildikleri için karşı çıkmaktadırlar. Bu yüzden Fransızların da kendi çıkarlarını düşünmelerinin normal olduğu belirtilmekte." Haber, "Fransızların Türkler ile anlaşamamaları halinde savaşmaktan başka yolları olmadığını" not ederek son buluyor.
23 Kasım 1920'de bu sefer Cenevre'den Edwin L. James tarafından New York Times'a özel olarak iletilen haberde, "Milletler Cemiyeti'nde İngiltere ve Fransa arasında Mustafa Kemal ile barış antlaşmasının şartlarının yeniden görüşülmesi konusunda tartışmalar olduğu" yazılır. Fransa'nın isteği, bir konseyin Mustafa Kemal ile Ermenistan konusunu tekrardan görüşmesiyken, "Milletler Cemiyeti’nde İngiltere’nin bu tartışmayı engellediğinin düşünüldüğü" belirtiliyor. İsveç delegesinin Kuzey ülkeleri adına Ermenistan'a her türlü yardımın yapılacağını belirttiği" de haberde yer almakta. "İngiltere Başbakanı Balfour'un ise Amerika'ya, Ermenistan üzerinde mandacılık teklif ettiği ancak Amerika'nın bunu kabul etmediğini ve diğer ülkelerin de kayıplarının telafi edileceğine dair bir garanti verilmeden bu işe girişmek istemediklerini belirttiği" de haberde mevcut. Bu uzun haberin kalanında ise "Ermenistan'ın kime verileceği tartışmaları özetlenir ve AP'den alınan bilgiye göre bu tartışmaların sonucunda eğer Ermenistan'daki çatışmaları bitirmek için bir yol bulunamazsa Kemal Paşa ile savaşma gerekliliğine karar verildiği" aktarılmakta.
Yine 23 Kasım 1920 tarihli "Konstantinopolis" kaynaklı bir haberde ise "Ermenistan ve Kemal Paşa'nın güçleri arasındaki çatışmaların devam ettiği" bilgisinin Ankara'dan alındığı yazmakta. Haberde, "Ermenilerin, Alexandrapol (Gyumri)'nin Türklerden alındığını ve Kazım Karabekir'in Kars'a çekildiğini" belirttikleri de yazılı. Fransızların da Türklere Tarsus'ta saldırdıkları belirtilirken, Fransız güçlerinin Osmaniye ve Antep'e doğru yola çıktıkları da not düşülmekte.
25 Kasım 1920'de basılan haber ise AP kaynaklı ve Kemal Paşa'nın milliyetçi güçleri ile Bolşevikler arasında yapıldığı iddia edilen bir anlaşmayı konu alıyor. Anlaşmaya göre "Türkiye tam bağımsızlığına sahip olurken Arabistan ve Suriye'de kurulacak yeni devletlerin Türk kontrolünde olacağı ve Türkiye'de komünizmin gelişmesi için Rus delegelerine bilgi verileceğine" ek olarak "Hindistan, Cezayir, Mısır, Fas ve Tunus gibi Müslüman ülkelerin Türkiye ve Rusya tarafından kurtarılıp bağımsızlıklarına kavuşturulacağının yazdığı" belirtiliyor. Haber, "Yunanistan'ın yenilgisi sonucu Sevr Antlaşmasında bazı değişiklikler yapılacağının düşünüldüğünün" belirtilmesi ile son buluyor.
30 Kasım 1920'de AP kaynaklı bu haber, "Ermeni gazetelerinde çıkan haberlerde Kars'ın Ermeniler tarafından ele geçirildiğinin bildirildiğini" yazıyor. Haber, gazetelerden birinin yedi bin Türkün donarak vefat ettiğini belirttiğini yazıyor. İzzet Paşa'nın Ankara'ya giderek Ankara Hükümeti ile bir görüşmenin sonunda Anadolu insanlarının barışçıl olduklarına ve Bolşevizmi kabul etmeyeceklerine olan inancından dolayı bir anlaşma sağlanmasını umduğunu belirtilen haberde ayrıca Milletler Cemiyeti'nde Ermenistan'ın Bolşevikleşmesinden duyulan endişe de yer alır.
6 Aralık 1920'de, yine AP kaynaklı bir haberde, "Milletler Cemiyeti'nde zaten Moskova'nın yardımıyla çözülmüş olan Ermeni-Türk meselesine dair arabuluculuk teklifinin Amerika tarafından kabul edilmesinin Ankara'da şüpheyle karşılandığı" yazmakta. Haberin kalanında "Milliyetçilerin, Anadolu ve İzmir'deki Yunanların gönderilmesi için yeni bir girişimde bulunduğu" belirtilmiş. Aynı zamanda "Yerevan'da kurulan Sovyet Hükümetinin Müttefikler için sürpriz olmadığı ve Moskova'nın bu hükümetin kurulmasından haberdar olduğu anda Türklere, Ermenistan'a ait gördükleri Kars ve Alexandropol'dan çıkıp, demiryollarının kontrolünü de devretmelerini isteyen bir not gönderdiği" yazmakta.
10 Aralık 1920'de London Times ve AP kaynaklı haber, "Mustafa Kemal Paşa'nın güçlerinin Anadolu'nun pek çok noktasında Yunanlara saldırdığını" yazmakta. Haber, "Kemal Paşa'nın, İzzet Paşa'nın teklifini Sevr Antlaşması'nın hükümleri değişinciye kadar savaşmaya kararlı olduklarını belirterek kabul etmediğini ve Rus Bolşeviklerle bağların koparılmasını da, Yunanlara karşı avantajlı bir döneme gelinmişken, hükümetin böyle bir destekten faydalanmamasının imkansız olduğu için reddettiğini" belirtiyor.
21 Aralık 1920'de yine AP kaynağı ile yapılan bu haber, "Amerikalıların İzmir'de taciz edildiklerini ve The American Near Eastern Relief çalışanlarının ise Ermenistan'dan Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat takip ettiği bir planla Kars'a taşındıklarını" yazıyor. "Mustafa Kemal'in bu çalışanları Kars'taki Türk ordusunun koruması altına yerleştirdiği" de belirtiliyor.
Yine 21 Aralık tarihinde Paris kaynaklı bilgiye göre, "Fransa'nın Suriye'den çekilmeyeceği ve Atina'dan New York Times'a özel gönderilen bilgiye göre Ankara hükümetinin Türk Sovyet'ine bağlılık yemini ettiği" belirtiliyor. Haberde, "Kemal Paşa'nın Konstantinopolis hükümetine pazarlık için sunduğu şartlar" da yer almakta. Bunlar, "Tüm Anadolu ve Trakya'dan Yunan güçlerinin uzaklaştırılması, İzmir'in Türk hükümdarlığına koşulsuz teslimi, Trakya'da tarafsız bir yönetim için hemen yapılacak bir plebisit, Boğazların tarafsız kontrol altında özgürlüklerine kavuşması ve Sevr Antlaşması'ndaki ekonomik ve finansal maddelerin değiştirilmesi" olarak sıralanıyor.
1921 yılının 7 Ocak günündeki AP kaynaklı haber, Türk askerlerinin Bolşevikleştirildiğine dair iddialar içeriyor. Haber, "Near East Relief çalışanlarından Melville Chater'ın, düzenin sağlanması için baskılayıcı önlemler alındığını ve meydanlarda asılmış ceset görülmeyen bir günün zor görüldüğünü belirttiğini" iletiyor. Haber ayrıca, "Ankara hükümeti tarafından Anadolu'daki tüm Fransızların tahliye edilmesinin emredildiğini, Fransızların mallarına el konulduğunu ve Fransız savaş esirlerinin zor koşullarda yaşadığının" altını çiziyor.
New York Times, 21 Ocak 1921'de "II. Abdülmecit'in, Milliyetçilerin Yunan güçlerine karşı Eskişehir'de kazandıkları zafer için bir yemek daveti verdiğini" yazıyor. "Afganistan Emir'inin Mustafa Kemal Paşa'ya gerekirse ordusuyla kendisine yardım edeceğini belirttiği ve İzzet Paşa'nın da Eskişehir'deki bölükleri tebrik ettiği" de aktarılıyor. Haber, "Paris'teki Yunanlardan alınan bilgiye göre Anadolu'daki Yunan askerinin durumunun oldukça iyi olduğunu ve Türklerin Bursa'ya girdikleri iddiasının gerçeklere dayanmadığını" yazmakta. Haberin kaynağı sadece "Konstantinopolis" olarak veriliyor.
22 Ocak 1921'de de İzmir üzerinden Atina'ya ve oradan da Londra'ya iletilen bir mesaja göre, "Bir Türk havacısı olan Teğmen Hüsnü'nün [metinde Housin diye geçiyor ama bunun Housni'nin yanlış yazılmış hali olduğunu düşünüyorum] Atatürk'e üç el ateş ederek başarısız bir suikast girişiminde bulunduğu" yazılıyor.
31 Ocak 1921 tarihinde yine Konstantinopolis kaynaklı bir haberde, "Mustafa Kemal Paşa'nın Sadrazama Ankara Hükümeti'nin ülkedeki tek gerçek hükümet olduğunu bildirerek Sevr Antlaşması'nı yeniden görüşmek için Müttefiklerden davet beklediklerini ilettiğini" yazmakta. "Mustafa Kemal Paşa'nın bu konferansa katılma şartları olarak tüm işgal kuvvetlerinin yurttan çekilmesi ve tazminat istenmemesi belirttiği" yazılı . Müttefiklere yakın gazetelerde konferansın, Türkiye için yeni bir şans olduğunun yazıldığını aktaran haber, Yunanların ise bu haberi üzgünlükle karşıladığını yazıyor. "Tuğgeneral Townsend'in konferans ile ilgili ayarlamalar yapmak için Ankara'ya gittiği" de haberde yer almakta. New York Times ayrıca, 21 Şubat tarihinde yapılması planlanan bu konferans için, "Yunanistan Başbakanı Rhallis'in Türkiye ile olan antlaşmanın yenilenmesi için yapılacak her girişime Yunanistan'ın karşı çıkacağını ima ettiğini" belirtiyor. Habere göre Rhallis'in, "Yunanistan'ın İzmir'i Müttefikler tarafından verilmiş manda olarak elinde tutacağını ve antlaşmayla ilgili son sözü Amerika'nın söyleyeceğini düşündüğünü" belirtiliyor.
3 Şubat 1921 tarihli "Hasta Adam İyileşiyor" başlıklı makalede, 21 Şubat'ta gerçekleşecek konferansın olası sonuçları tartışılmakta. Ankara Hükümeti'nden "gerçek Türk Hükümeti" olarak bahsedilen bu yazıda, "Sevr Antlaşması'nın Müttefikleri de pek memnun etmediği" belirtiliyor. Yazıda ayrıca "konferansta Yunanların İzmir'den çıkarılması söz konusu olduğu sürece Mustafa Kemal'in duruma olumlu yaklaşacağı" da belirtilmekte. Yunan güçlerinin kıyıda gösterdikleri başarıyı Anadolu'nun içlerinde gösteremediğini belirten makale, "Kemal'in ordusunu yenmek için kimsenin sorumluluğunu almak istemediği bir efor ve kaynak harcanması gerektiğini" de belirtiyor. Makale, "Kemal'in Türklerin hala savaşabileceğini gösterdiğini ancak Türk olmayan azınlıkları yönetmek konusunda Türklerin eskisi gibi, üstün türleri yönetmekte tamamen aciz," olduğunu yazmakta. Sevr Antlaşması'nın yeniden görüşülmesinin "Türk sorusuna" cevap olamayacağı da belirtiliyor.
Yine 3 Şubat tarihli ve AP kaynaklı bir haberde, "Yunanistan Kralı Konstantin'in Türk Milliyetçiler ile bir anlaşma yapmanın imkansız olduğunu belirttiği ve Sultan tarafından seçilen bir delege ile Yunanistan çıkarları doğrultusunda görüşmekten çekinmeyeceğini söylediği" yazılmakta. Konstantin'in, "Mustafa Kemal'i uğraşmaya değer bir insan olarak görmüyorum. Avrupa neden bir kanun kaçağı için bu kadar olay yapıyor? Mustafa Kemal sadece bir kurusıkı -büyük bir balon- ve biz onu haritadan, masadan bir sineği uçurur gibi uçaracağız," dediğini ve "olası bir anlaşmanın Trakya ve İzmir'in Yunanistan'da kalması koşuluyla olacağını" söylediğini de belirten haber, "Konstantin'in aynı zamanda Yunan güçlerinin Anadolu'da mutlak bir zafere kavuştuklarını ve yenilgiye uğradıkları yönündeki haberlerin doğru olmadığını söylediğini" de belirtiyor. Haber, Mustafa Kemal'in Müttefiklere gönderdiği bir mesajda Ankara Hükümeti'nin tanınmaması halinde Londra Konferansı'na gitmeyeceğini yazdığını belirterek son bulmakta.
6 Şubat'ta basılan bu haber, New York Times'a özel olarak iletilmiş. Haber'de "Mustafa Kemal'in Fransız hükümetine yolladığı notta kendisinin tek Türk Hükümetine başkanlık yaptığı ve Konstantinopolis kabinesinin Türk görüşlerini temsil etmediğini yazdığı" belirtiliyor.
Bir gün sonra basılan bir haberde, Le Temps muhabirinin "Mustafa Kemal Paşa'nın Londra'daki konferansa katılabilmesi için Sultan'ın, Ankara'daki hükümeti tek Türkiye Hükümeti olarak tanıyan bir ferman yayınlaması gerektiğini belirttiği" yazılıyor. "Ermenilerin de konferansa katılmak istediklerinin yazıldığı bu haberde, Venizelos'un da bir söyleşisinde Sevr Antlaşması'nın tamamının korunmasının gerektiği konusunda fikir belirttiği" yazmakta.
12 Şubat 1921 tarihli Edwin L. James tarafından yazılan makalenin başlığı "Fransızlar Antep'i Türkler'den Aldı." Londra Konferansı'nda avantajlı olmak isteyen Fransızların Antep'i bu nedenle aldığının iddia edildiği bu makalede aynı zamanda Fransız basınında Antep'in alınması hakkında çıkan farklı görüşlere de yer veriliyor.
20 Şubat 1921 tarihinde New York Times kendisine özel yazılmış bir haber basıyor. Haber, "çok şeyin Londra Konferansı'nda Mustafa Kemal'in ve Konstantinopolis Hükümetinin delegelerinin iyi geçinmelerine bağlı olduğu" aktarıyor. Haber ayrıca, "Britanya Hükümetinin Sultan'ın Türk İmparatorluğu'nun başı kabul edilmesinin sorgulanamaz olduğunu ve Mustafa Kemal'in tüm Türkiye'de sağlamlaşmış bir otoritesi olmadığını düşündüklerini" iddia ediyor. Haberin kalanında ise "Fransa ve İtalya'nın Sevr Antlaşması'ndan pek memnun olmadıkları, İngiltere'nin kesin bir tarafı olmamasına karşın aracılık rolünü üstleneceği" yazılıyor. Britanya'nın, "Hristiyan nüfusun Türkiye kontrolü altına girmemesini, Hindistan ve diğer yerlerdeki Müslüman nüfus arasında da daha fazla huzursuzluğa neden olmaması için Halife'ye çok sert bir yaptırım uygulanmamasını istediği" belirtilen haberde, "Venizelos'un konferansa katılma çabasında olduğunu" da not düşerek sonlanmakta.
22 Şubat 1921 tarihli bu haber de yine New York Times'a özel olarak iletiliyor. Versailles Antlaşmasının imzalanmasından bu yana en önemli konferans olarak nitelendirilen Londra Konferansı'nın başladığını belirten haber, "Yunanistan başbakanı Nikolaos Kalogeropoulos'un Sevr Antlaşmasının olduğu gibi korunması için bir savunma yapmaya davet edildiği ve monarşi tarafından yapılan darbenin, Yunanların antlaşma konusundaki fikirlerini değiştirmediğini belirttiğini" yazıyor. Habere göre Kalogeropoulos, Müttefikler istediği takdirde Mustafa Kemal'in güçlerini Anadolu'dan temizlemeye hazır olduklarını belirterek askeri anlamda bir yardıma ihtiyaçlarının olmadığını söyleyip, Müttefiklerden para almalarını engelleyen ambargonun kaldırılmasını istemektedir. Haberde ayrıca "Fransa ve İtalya'nın, Yunanistan'a, İzmir'i bırakmaları karşılığında, maddi ya da başka bir tür tazminat vermek istedikleri" yazılıyor. "İngilizlerin ise İzmir'in Türkiye'ye bırakılması fikrine, özgürlüğüne kavuşan Hristiyan halkın tekrar hilal altında kalmasını istememeleri nedeniyle karşı çıktığı" belirtiliyor. Olası bir çözüm olarak "İzmir'in Yunanistan'ın mandası haline getirilmesinin düşünüldüğü" yazmakta. Haberin devamında, konferansta görüşülecek tekliflerden birinin de "Trakya'nın bir kısmının Türklere verilmesini ve Türklerin Konstantinopolis'in yönetim konseyinde temsilcileri olacağını içerdiğinden" bahsediyor. İzmir içinse, "Türklerin Hristiyan valiler altında sivil ve askeri kontrole sahip olacağı bir plan hazırlandığı, planda yargı ve finansal meselelerin uluslararası bir komisyona bağlı olacağı" da belirtiliyor. Haber, ABD'deki Yunan asıllı vatandaşların Boston'da bir protesto düzenlediği bilgisiyle son buluyor.
23 Şubat tarihinde New York Times kendisine özel olarak iletilen ve Londra Konferansını konu alan bir haber basıyor. "Konstantinopolis Hükümetini temsil eden Tevfik Paşa'nın hastalığı nedeniyle görüşmelerin bir gün sonraya ertelendiğini" belirten haber, Türk delegelerinin aralarında anlaşamadıkları için konferansa katılmadıkları söylentilerinin de yalanlandığını yazmakta. Haber, ayrıca "Bekir Sami Bey'in mükemmel Fransızca ve İngilizce konuştuğuna, Avrupalı bir centilmen gibi göründüğüne ve Yunan tasvirlerinin indirgediği tipe uymadığına" dikkat çekmiş. Haber, aynı zamanda Bekir Sami Bey'in Türkiye'yi temsil edenlerin kendisi ve diğer Kemalistler olduğunu iddia ettiği için hakkında "fazla yakınan bir hanımefendi" benzetmesinin yapıldığını yazıyor. Haber, konferanstaki yetkililerin ise iki delege arasındaki bu görüş farklılıklarının bu delegeleri Türkiye için ortak bir noktada buluşmaktan alıkoyacağından korkmadıkları yönünde bilgi de veriyor. Haberin kalanı Bekir Sami Bey'in bir New York Times temsilcisine yaptığı açıklamaları içermekte. Bu açıklamalarda Konstantinopolis delegesinin tanınmadığı ve bin yıldır yönettiğimiz bölgenin bize verilmesi konularında konuşan Bekir Sami Bey'in, İzmir için de "Hakkımız olmayan beş hektarlık bir toprağı bile istesek bu isteğimizin reddedilmesine razıyız ve bunu kabul ederiz" dediği yazılıyor.
* * *
Burada değinmek istediğim bir nokta var. Londra Konferansını konu alan haberlerin bir çoğunda, yukarıdaki son iki haberde gördüğünüz gibi, Atatürk'ten ismen bahsedilmemiş. Konferansın başından iki ve sonundan bir haberin bu derleme için yeterli olduğunu düşünüyorum. Yeterli ilgi olursa ileride ayrıca bir Londra Konferansı derlemesi yapabilirim.
* * *
13 Mart 1921 tarihli New York Times'a direkt iletilen bu haber, Londra Konferansının sonuna gelindiğini yazmakta. St. James's Place'de Türk ve Yunanlara bir öneri taslağının verildiğini belirten haber, konferans sonrasında yayımlanan bir açıklamada "Türklere, iyi halli olmaları ve hazır görülmeleri durumunda Milletler Cemiyeti'ne üyelik ve İzmir'in şartları üzerine beş yıl sonra yeniden görüşmek için söz verildiğini" belirtiyor. Ayrıca Milletler Cemiyeti'nin, Ermenistan'ın sınırlarını çizeceğini de ekleyen haber, "Sevr Antlaşması'nın değişikleri için önerilenlerin Yunanlara nazaran Türkler tarafından daha iyi karşılandığını ancak Bekir Sami Bey'in İzmir konusunda, özellikle İzmir'de bir Yunan garnizonu olması hakkında, fikir ayrılığında olduğunu" belirtiyor. Haberin kalanında sadece Avusturya'ya yer veriliyor.
[caption id="attachment_96" align="alignleft" width="450"]
27 Mart 1921 tarihli ve AP kaynaklı bu haber, Yunan güçlerinin Eskişehir'e yaklaştığını yazmakta. Türklerin dağlara doğru çekilerek Eskişehir ve Afyon-Karahisar'ı koruduğunu yazan haber, eğer Yunanları bu vadilerde durduramazsak son savaşımızın Afyon-Karahisar'da olacağını belirtiyor. Mustafa Kemal Paşa'nın Eskişehir'e ulaştığının da yazıldığı haberde, İngiltere'nin Reuters aracılığıyla bu saldırıyı desteklemediğini ve onaylamadığını belirttiği de yazmakta. Haberde ayrıca "Yunanistan'ın Bursa ve Uşak hatlarında da Türkleri yenilgiye uğrattıklarını iddia ettikleri belirtiliyor. Bolşevikler ve Türk Milliyetçiler arasında Batum'u tahliye etmek için de bir anlaşma yapıldığını iddia eden bu haber, "Bolşeviklerin Yunanlara karşı Milliyetçileri destekleyeceklerini belirtiyor. Haber, Milliyetçilerin Merzifon'daki tüm Amerikalı misyonerlerin tahliyesi için de bir haber yolladıklarını" belirterek son buluyor.
AP kaynaklı 15 Nisan 1921 tarihli haberde otuz bin askerle Afyon-Karahisar ve Touloubanar [Dumlupınar?] mevkiinde Yunan güçlerine saldırmasını konu alıyor. Saldırının Türklerin geri çekilmesiyle son bulduğunu yazan haber, "Yunanların on beşi subay olmak üzere altı bin askeri esir aldığını" yazmakta. Bahçecik'te hem Yunan hem de Türk güçlerinin Amerikan hastanesine ateş açtıklarını da yazan haber, "Bekir Sami Bey'in Ankara'ya gitmek üzere Boğaz'dan bir İtalyan gemisi ile İnebolu'ya gittiğini" de belirtiyor. Haber Mustafa Kemal'in Vatikan'dan gelen müracaat üzerine ülkedeki insanların din ve ırk gözetmeksizin tümünün güvenliği ve refahını korumanın hem İslam dininden hem de kişisel duyarlılığından dolayı en önemli görevi olduğunu belirttiğini" de yazıyor.
Son olarak 22 Mayıs 1921 tarihinde basılmış olan AP kaynaklı bu haberde, Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara kabinesinin savaş bütçesini onamak yerine istifa etmesine yönelik söylediği "Biz Avrupalı değiliz. Para olmadan savaşmak Türklerin tarihsel onurudur" sözlerine yer veriyor.