Giresun'da 22 Ağustos Cumartesi günü meydana gelen sel ve heyelanların sonucunda 11 kişi yaşamını yitirdi.
Kayıp kişileri arama çalışmaları ise sürüyor.
Selin en çok etkilediği ilçelerden Dereli başta olmak üzere bölgede incelemelerde bulunan Türkiye Ormancılar Derneği (TOB), değerlendirmelerini bir rapor haline getirdi.
Derneğin internet sitesinde de yer alan raporda, "Son 30-40 senede sanayileşme ve rant elde etme nedeniyle doğada yapılan bilimden uzak olumsuz müdahaleler sonucu doğal denge, insanlar ve diğer canlılar aleyhine süratle bozulmuştur. İklim değişikliği, sıcaklık ve yağış değişimleri ile kendisini göstermektedir. Bu nedenle zaman zaman meydana gelen aşırı sağanak yağışlar heyelan, taşkın ve sel felaketlerine neden olmaktadır" ifadeleri yer aldı.
Dernek raporunda, bölgede "doğa katliamları" ve "tahribatlar" yapıldığı öne sürülürken, kentlerin "rantsal yapılaşma" sonucunda beton ve "asfalt ekonomisine" teslim edildiği, önlem alınmazsa bu olayların benzerlerinin yaşanmaya devam edeceği savunuldu.
"Rant uğruna hemen hemen tüm dereler üzerinde yapılan HES’ler..."
Sele ilişkin oluşturulan teknik raporda şu ifadeler yer aldı:
Rant uğruna hemen hemen tüm dereler üzerinde yapılan HES’ler, çıkan pasa ve hafriyat ile bitki artıklarının dere yataklarına doldurulması, fındık tarımının ormanlar aleyhine kontrolsüz yapılması ve genişlemesi, yerleşim alanlarının daraltılan aktif dere yataklarında ve hemen kenarlarında inşa edilmesi, bu rantsal yapılaşmanın yanlış imar planları ve affedilen kaçak yapıların dere yataklarında yoğunlaşması, bunlara göz yumulması, yol inşaatlarında meydana çıkan dik şevler ve yol yapımı sırasındaki hafriyatların dere yataklarına dökülmesi, menfez ve köprülerin yapımındaki mühendislik ve inşaat hataları, bu yolların asfalt veya betonla kaplanması, dik ve çok meyilli yamaçlarda yüzeysel su akışını engelleyecek her hangi bir uygulamanın olmayışı, ormanların aşırı derecede tahribi, devlet ormanlarında yapılan planlamanın üretim ağırlıklı olması, yeterli miktarda muhafaza ormanı ayrılmayışı, ayrıca iklim değişikliği ile yağışların düzensizleşmesi gibi daha birçok nedenlerle bu sel felaketi kaçınılmaz olmuştur.
Sel felaketinde en çok tahribatın Dereli ilçesinde gerçekleştiğine de değinilen çalışmada, Aksu ana deresinin Akkaya Köyü havzasından gelen yan kolu üzerinde ilçe girişindeki menfezin gelen rüsubatla tıkanması sonucu taşan sel sularının getirdiği taş, kaya, toprak, ağaç kökleri ve dalları şehir içindeki binaların, yolların yıkılması ve tahribine neden olduğu bilgisi de yer aldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Orta ve Doğu Karadeniz genelinde HES yapılmasına son verilmeli"
TOD raporunda birtakım önerilerde de bulunuldu.
Su havzalarının, havza bazında yapılacak entegre planlamalarla ıslahının gerektiği, alınacak önlemlerin vatandaşlara, ekonomik ve teknik gücü yeterli olmayan yerel yönetimlere bırakılamayacağı, bu havzaların ıslahı için alınacak önlemlerin merkezi yönetimce tahsis edilecek kaynaklarla, bilime ve tekniğe uygun planlamalarla yapılabileceği savunuldu.
Raporda ayrıca, kentleşmenin ve yerleşimin aktif dere yataklarından uzak sağlam zeminlerde yapılmasının, dere yataklarındaki riskli binaların sahipleri mağdur edilmeden yıkılmasının ve dere yataklarının doğal mecralarının korunmasının da şart olduğuna vurgu yapıldı.
Sonuç ve değerlendirme bölümünde şu ifadeler de yer aldı:
Orta ve Doğu Karadeniz genelinde HES yapılmasına son verilmeli, mevcut HES’lerin incelenerek riskli görülenler durdurulmalı ya da HES’in tahrip ettiği doğal alanlar onarılmalıdır. Maden ve taş ocakları ile bu havzalarda inşa edilmesi düşünülen HES vd. tüm işler için düzenlenecek ÇED raporlarının tarafsız uzman kişilerce yapılması ve kamu tarafından denetlenmesi zorunlu olmalıdır. Yamaç arazilerde yapılacak yolların viyadük ve tünel ağırlıklı projelendirilmesi ve inşası, çıkan hafriyatın dere yataklarına atılmaması, sanat yapılarının iklim değişikliği de göz önünde bulundurularak heyelan, sel gibi doğal afetler ile dere havzalarının periyodik su durumlarına ait hesapların iyi ve doğru yapılması, mevcut sanat yapılarının yeniden incelenerek tekniğine uygun olmayanlarının ıslah edilmesi gereklidir.
Raporda ayrıca, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki devlet ormanlarının amenajman ve uygulama planlarının yeniden değerlendirilmesi, muhafaza ormanlarının sayısı ile alanlarının artırılması ve buralarda üretim yapılmaması gerektiği de ileri sürüldü.