DEVA Partisi: TÜİK'in işsizlik verileri gerçeği yansıtmaktan çok uzak

DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı Çanakcı, TÜİK tarafından yayımlanan 2020 Haziran dönemi işsizlik verilerinin ülkemizdeki gerçek işsiz ve atıl işgücü sayısının ulaştığı boyutları yansıtmaktan çok uzak olduğunu söyledi

"TÜİK işsizlik verileri gerçeği yansıtmaktan çok uzak" / Fotoğraf: AA 

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Halil Çanakcı, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2020 Haziran dönemi işsizlik verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere bakıldığında işsizlik oranı tarihi en yüksek seviyesine çıkarak yüzde 14,3 olduğunu kaydeden Çanakcı, TÜİK tarafından yayımlanan dar tanımlı işsizlik verilerinin gerçek işsiz ve atıl işgücü sayısının ulaştığı boyutları yansıtmaktan çok uzak olduğunu kaydetti.

"Ülkede her üç kişiden bir işsiz"

2020 Haziran dönemi itibariyle 4 milyon 575 bin kişinin çalışmaya hazır durumda olmasına rağmen iş aramaktan vazgeçtiğini belirten Çanakcı, "TÜİK tarafından yayımlanan dar tanımlı işsizlik göstergelerinde bu kişiler işsiz olarak sayılmamaktadır. Bu kişileri ve mevsimlik işçileri mevcut işsiz sayısına ekleyerek hesaplanan geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 779 bin kişi, 'Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı' ise yüzde 24,9'dur" dedi.

Ülkede her üç kişiden birinin işsiz veya atıl durumda olduğunu aktaran Çanakcı, "İstihdam içinde gözüken ancak işbaşında olmayanlar eklendiğinde ülkemizdeki geniş işsiz ve atıl işgücü sayısı 12 milyon 284 bin kişi, oranı ise yüzde 31,6'dır. Diğer bir ifadeyle her üç kişiden biri işsiz ya da atıl durumdadır" ifadelerini kullandı.

"Gençlerde istihdam oranı 6,0 puan azalarak yüzde 28,2’ye geriledi"

Genç nüfusa ilişkin işsizlik ve istihdam göstergelerindeki kötüleşmenin kaygı verici boyutlarda olduğunu ifade eden Çanakcı'nın değerlendirmesinde öne çıkan başlıklar şöyle:

"15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puanlık artışla yüzde 26,1 olmuştur.

Gençlerde istihdam oranı 6,0 puan azalarak yüzde 28,2'ye gerilemiştir.

Ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,1 puanlık artışla yüzde 29,3 seviyesinde gerçekleşmiştir.

İstihdam sayısı ve oranına ilişkin göstergeler ciddi kötüleşmeye işaret etmektedir.

"Bir yılda yaklaşık 2 milyon kişi işini kaybetti"

Geçen seneden bu yana 1 milyon 981 bin kişi işini kaybetmiştir. Ekonomik durgunluğun başladığı Ağustos 2018'e göre istihdam kaybı 2 milyon 791 bin olarak gerçekleşmiştir.  

Mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam oranı haziran dönemi itibariyle yüzde 41,6’dır. Bu oran son 9 senenin en düşük rakamı olup, Hükümetin iş ve istihdam yaratmaktaki performansındaki kötüleşmenin en belirgin göstergesidir.

İşini kaybedenlerin önemli bir bölümü işsizlik sigortası imkanlarından yararlanamayan ve geçimlerini sürdürmek için başka bir gelir ve güvenceye sahip olmayan çalışanlardan oluşmaktadır. Koronavirüs salgınına yönelik açıklanan paketlerde bu kesime yönelik somut ve yeterli hiçbir destek mekanizması geliştirilmemiştir.

"Çalışanlar elde etikleri gelirin çok altında bir gelir ile yaşamaya mecbur kaldı"

İşten çıkarmalar yasaklanmış böylece kayıtlı çalışanlar işlerini koruyabilmiştir. Ancak bu çalışanlar normal dönemde elde ettikleri gelirin çok altında bir gelirle yaşamak mecburiyetinde kalmıştır.

Kısa çalışma ödeneği alan çalışanlara nisan-temmuz döneminde ortalama olarak kişi başına aylık  bin 545 lira, ücretsiz izne ayrılanlara ise net bin 168 lira ödeme yapılmıştır.

Asgari ücretin 2 bin 324 lira, Türk-İş tarafından açıklanan açlık sınırının 2 bin 384, yoksulluk sınırının ise 7 bin 765 lira olduğu bir ortamda bu tutarların insanlık onuruna yakışmayan sefalet ücreti denilebilecek düzeyde olduğu açıktır."

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU