Kariye'nin 20 yıllık rehberi anlattı: Yapıya giren biri müthiş bir dinler tarihi yolculuğuna çıkıyor, burası bir dünya mirası

Cumhurbaşkanı kararıyla müze statüsünden camiye çevrilen Kariye'nin rehberi Serdar Dönmez, tarihi yapının hem kültür hem sanat hem de dinler tarihi açısından eşsiz bir yerde olduğunu söyledi

Karagümrük'teki Kariye'nin müze olmasına neden olan Bakanlar Kurulu kararının Danıştay tarafından iptal edilmesiyle tarihi mabedin tekrar cami olmasının yolu açıldı.

Geçtiğimiz yıl çıkan Kariye kararı, Ayasofya'nın tekrar cami olarak ibadete açılmasına emsal oldu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayasofya cami oldu ama Kariye ilgili karar bekletildi. 

Geçtiğimiz hafta ise Resmi Gazete'de yayınlanan cumhurbaşkanı kararıyla Kariye, cami olması için Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredildi. 

Serdar Dönmez, yaklaşık 20 yıldır tarihi yapının rehberliğini yapıyor. Dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen turistlere Kariye'yi anlatıyor. Dönmez, bazı kaynaklarda tarihi 4. yüzyıla kadar götürülen Kariye'yi bu kez Independent Türkçe için anlattı. 

Kilisenin ana bölümü 1080'de inşe edildi

Buranın bir Roma Manastırı olduğuna dikkati çeken Dönmez, kilisenin ana mekanı olan Naos'un 1080 yılında Komnenos hanedanı döneminde yapıldığını söyledi. 

1316'ya gelindiğinde Doğu Roma tahtının sahibi olan Paleologos hanedanının devr-i iktidarında Başvezir Metokides'in yapıyı ihya ederek genişlettiğine değinen Dönmez, bu 1316-1321 arasındaki yeniden inşa döneminde duvarların mozaiklerle süslendiğini anlattı. Bu mozaikler, İncil'den sahneleri anlatıyor.

O dönem Konstantinopolis'te okuma-yazma oranının düşük olduğunu vurgulayan Dönmez, duvarların mozaiklerle süslenmesindeki amacın okuma-yazma bilmeyenlere İncil'i öğretmek olduğunu ifade etti.

Metokhites'in aynı zamanda devletin finans bakanı olduğunu, dindar ve entelektüel bir kimliğe sahip olduğunu söyleyen Dönmez, kilisenin kuzeyinde Metokhites'e ait bir kütüphane bulunduğunu da belirtti.

Başka mozaiklerle karşılaştırıldığında Kariye'dekilerin çok daha zengin olduğu görülüyor

Bizanslı devlet adamının ülkedeki önemli sanatçıları kiralayarak bu mozaik ve freskleri yaptırdığı bilgisini veren Dönmez şunları söyledi:

Başka yapılarda papazların yaptığı mozaik ve fresklerin daha sade olduğunu görürüz. Ama Kariye'de çok daha zengin mozaikler var. Altın varaklı, çok ince işçilikle yapılan eserler bunlar. Üstelik bu eserler için sadece güncel İncillerden faydalanılmamış. Resmi olmayan inciller de incelenerek mozaikler hikayeleştirilmiş. Güncel İncillerde Meryem'in hayatıyla ilgili bilgiler olmaz ama Kariye'nin duvarlarındaki mozaiklerde Meryem'in hayatı anlatılır. Aynı zamanda Hz. İsa'nın çocukluğu ve mucizeleri de işlenmiştir.

Burası tüm semavi dinler için önemli bir hale geldi

Buranın her ne kadar Hristiyanlık tarihini anlatsa da buraya gelen tüm Semavi dinlerin kendilerinden bir şeyler bulduğunu söyleyen Dönmez, "Hz. İsa ve Hz. Meryem'in hayatı Kur'an-ı Kerim'de geçer. Musevilerin kutsal kitabı olan Eski Ahit'ten sahneler de mozaiklerle duvarlarda hayat buluyor. Dolayısıyla burası tüm dinlerin mensupları için önemli bir hale geliyor. Buraya gelen Hristiyanlar, İslam'ın Hz. İsa ve Hz. Meryem'le ilgili anlatılarından da haberdar oluyor" şeklinde konuştu.

Bizans yönetimi Latin işgalinden sonra Tekfur Sarayı'na taşınınca Kariye'nin önemi arttı

"Kariye, 'şehre uzak' anlamındaki ‘Chora' kelimesinden üretilen bir isim. Latin işgalinin ardından merkezdeki Bizans Sarayı ve Ayasofya işgal edilince Bizans yöneticilerinin Kariye'ye yakın olan Tekfur Sarayı'na taşındı" diyen Dönmez, böylece Kariye'nin öneminin arttığını söyledi. 

Osmanlı, mozaik ve fresklere zarar vermedi

İstanbul'un 1453 yılındaki fethinden 58 yıl sonra, Sadrazam Atik Ali Paşa tarafından Kariye'nin cami yapıldığını söyleyen Dönmez, "Osmanlı burayı cami yaptıktan sonra fresk ve mozaiklere zarar vermedi. Onları ince bir sıvayla kapattı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD Bizans Enstitüsü yetkililerinin buraya gelerek incelemelerde bulunmasının ardından yapı müze haline getirildi" ifadelerini kullandı.

Orijinal kubbe, 1894'teki depremde çöktü

1894 İstanbul depreminde Kariye'nin kubbesinin çöktüğünü ifade eden Dönmez, kubbenin daha sonra aslında uygun olarak tekrar yapıldığını kaydetti. Dönmez, bugünkü kubbede mozaik görülmemesinin muhtemelen orijinal kubbenin depremde çökmüş olmasına bağlıyor.

Mozaik ve freskler namazlardan sonra tekrar açılmalı

Namaz sırasında kapalı olsa da dünya mirası olan bu yapıdaki mozaik ve fresklerin namaz dışında açılması gerektiğini belirten Dönmez, "Burası, kültür, sanat ve dinler tarihi açısından da çok önemli. Yapıyı ziyaret eden müthiş bir dinler tarihi yolculuğuna çıkmış oluyor. Böyle bir yapı ülkemiz açısından da büyük bir değer. Aslında müze olması hem kilise hem de cami geçmişine sahip çıkılması anlamına geliyordu" şeklinde konuştu.

Restorasyon yapının güneyinde devam ediyor

Kariye'de 2013 yılında başlayan restorasyon çalışmaları zaman içinde kesintilere uğrasa da hızlandı. Naos bölümünde başlayan restorasyon şu sıralar yapının güneyinde devam ediyor. Bu alan, Kariye'nin bugünkü haline gelmesini sağlayan Metokides'in mezarının olduğu Güney bölümünde devam ediyor.

Kariye dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken bir yapı. Pandemiden önce ziyaretçi sayısı günde 3 binin üzerine kadar çıkıyordu.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU