Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'yi demokrasiden sağlığa, eğitimden adalete, güvenlikten ekonomi üretime kadar her alanda şaha kaldırdık. Özgürlükler de de Türkiye'yi dünyanın en önemli ülkelerinden birisi haline getirdik" dedi.
AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda uzun bir konuşma yapan Erdoğan, Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilime de değindi.
"Tüm bunlar, Türkiye'yi denizden çevrelemeye dönük hamlelerdir"
Konuşmasında Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'ni hedef alan Cumhurbaşkanı, "Kıbrıs Türklerinin bu coğrafyadaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarını gaspetmeye çalışıyor. Amaç ülkemizi Antalya körfezine hapsetmektir. Tüm bunlar, Türkiye'yi denizden çevrelemeye dönük hamlelerdir" açıklamasında bulundu.
Konuşmasının başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, "Geçmişte vatanperver milliyetperver bütün devlet adamları taş üstüne taş üstüne koymaya çalıştıkça karşılarına sürkeli olarak CHP zihniyetini bulmuştur" ifadelerini kullandı.
"Gezi olaylarında milletimize kasteden çapulculara meydanları boş bırakmadık"
"Darbe dönemlerinin insanımızın gönlünde bıraktığı izleri temizlemek istedik, karşımızda vesayetçi CHP'yi bulduk. Başörtüsü üzerindeki anti demokratik uygulamaları kaldırmak istedik, karşımızda vesayetçi CHP'yi bulduk. Ekonomimizi büyütmek, ihracatımızı artırmak, 81 vilayetimizi yollarla, barajlarla, hastanelerle donatmak istedik, karşımızda vesayetçi CHP'yi bulduk" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hızlı tren, köprü, dünyanın en büyük havalimanlarından birini yaptık. Avrasya Tüneli'ni, Marmaray gibi asrın projesini yaptık, karşımızda yine CHP'yi bulduk. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle demokrasimie, ekonomimize yönelen tüm girişimleri boşa çıkardık. Gezi olaylarında milletimize kasteden çapulculara meydanları boş bırakmadık. Ve onlar o çapulcuların yanında ve arkasında yer aldılar"
"Terörle, şiddetle, gazete manşetleriyle iktidar hayali kuranlar, AK Parti'nin çelikten iradesi karşısında gayetlerine ulaşamadılar"
Konuşmasının devamında 17-25 Aralık'ı hatırlatan Cumhurbaşkanı, 15 Temmuz'da FETÖ'ye boyun eğmediklerini, "hendek terörüyle vatanı parçalamak isteyenleri açtıkları çukurlara gömdüklerini" ifade etti.
Erdoğan, "FETÖ paçavraları önünde sabahlara kadar nöbte tutanlar, 15 Temmuz gecesi tankların arasından kaçıp belediyelerine sığınanlar, milletin direnişine kontrollü darbe iftirası atanlar her defasında kaybettiler, karşılarında bizi buldular. Terörle, şiddetle, gazete manşetleriyle iktidar hayali kuranlar, AK Parti'nin çelikten iradesi karşısında gayetlerine ulaşamadılar." şeklinde konuştu.
"Kılıçdaroğlu eninde sonunda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaktır"
"CHP Genel Başkanı 15 Temmuz’da yine kışkırtma ve yalan siyasetiyle bunu gölgelemeye çalıştı" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"O gece darbecilerin kendisine neden yol verdiğini açıklayamadı. O geceye dair karanlık noktaları aydınlatmak varken tüm enerjisini darbeci alçakları aklamak için harcadı. Ancak hakikatlerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. CHP Genel Başkanı ne kadar kaçarsa kaçsın eninde sonunda bu gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Kendisine tavsiyemiz sağa sola çamur atmak yerine şüphe bulutlarını dağıtmasıdır."
"Ayasofya Camii'ni yeniden ibadete açtık"
Erdoğan, "Bizden önce Türkiye yıllarca tasarımı, üretimi kendisine ait bir otomobilin hayalini kurdu. Devrim arabası gibi girişimler ya sabote edildi ya da basit sebeplerle rafa kaldırıldı. Geçtiğimiz aralık ayında Türkiye'nin otomobillerini tanıttık. 18 Temmuz'da ise otomobillerinizin mühendislik, tasarım ve üretim tesislerinin temel atma törenini de Gemlik'te gerçekleştirdik. Ayasofya Camii'ni yenideni ibadete açtık" şeklinde konuştu.
Merkel ve Michel'le görüşme yapacağını açıkladı
Suriye ve Doğu Akdeniz konusunda daha önce gerçekleştirilen diplomasileri hatırlatan Erdoğan, bu akşam Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel'le video konferans yöntemiyle bir görüşme gerçekleştireceğini duyurdu.
Beyrut'tak patlama
Kurban Bayramımız maalesef koronavirüs salgınının gölgesi altında biraz buruk geçti.
Dost ve kardeş ülke Lübnan'dan gelen haberle yüreğimiz dağlandı. AFAD, TİKA, Kızılay ve Sağlık Bakanlığımızı seferber ettik.
"Macron'un derdi sömürgeciliği tekrar ayağa kaldırmaktır"
Beyrut'taki patlamanın ardından Lübnan'ı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yüklenen Erdoğan, şunları söyledi:
"Oraya giden arkadaşlarımız Macron'un yaptıklarını değil, tam aksine insanlığımızın gereğini yerine getirdi. Macron filan bunların derdi tekrar sömürgeci yapıyı ayağa kaldırmak. Bizim böyle bir derdimiz yok, biz İslami ve insani görevimizi yerine getirdik getiriyoruz. Saad Hariri'nin döneminde oraya gitmiş ve orada bir konuşmam vardı. Demiştim ki; "Bizim inancımızda Şia, Sünni, şu veya bu böyle bir mezhebi taassub yok. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik" demiştik. Şimdi yine aynı anlayışla biz oradayız. Ama maalesef bu mezhep taassubundan kurtulamayan İslam dünyasında ne ülkelerimiz var. "
"CHP Doğu Akdeniz'de ülkemize destek vermek yerine Yunan medyasının ağzıyla konuşuyor"
Türkiye'nin dış siyasette daha aktif bir karar takınması elbette birilerini rahatsız etmektedir." diyen Erdoğan, Doğu Akdeniz konusunda CHP'ye tepki gösterdi:
"Bölgemizi kardeş kavgasına sürüklemeye çalışanlar Türkiye'nin barışı savunan politikalarından rahatsız oluyorlar. Ülkemizi enerji rekabetinin dışında bırakmak isteyenler, bizim haklarımıza sahip çıkmamızdan da rahatsız oluyorlar. Özgüven yoksunu bir Türkiye hayali kuranlar, bizim dik duruşumuzdan da rahatsız oluyorlar. Ülkemizin Doğu Akdeniz'deki haklarını almaya yönelik adımları hem iç ve dış politikada adeta bir turnusol kağıdına dönüşmüştür. CHP böyle bir milli mesele de dahi ülkemize destek vermek yerine Yunan medyasının ağzıyla konuşuyordur. Şüphesiz CHP'li vatandaşlarımız, oy verdikleri partinin bu derece savrulmasının hesabını sandıkta inanıyorum ki muhakkak soracaktır."
"Türkiye olarak şimdiye kadar Yunanistan'la sorunlarımızın çözümünü hep müzakere masasında aradık. Kimse şov peşinde koşmamalı"
"Akdeniz'de gerginliği artıran Türkiye değil, Rum-Yunan zihniyetidir" diyen Erdoğan, "Rum kesimi 2003 yılından beri adayı adeta tapulu malı gibi görüyor. Petrol doğalgaz arama faaliyetlerine yönelik imtiyaz ruhsatları veriliyor. Rum kesiminin sözde ruhsat sahalarından bazıları ise Türkiye'nin kıta sahanlığıyla açıkça çatışıyor. Kıbrıs Türklerinin bu coğrafyadaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarını gaspetmeye çalışıyor. Amaç ülkemizi Antalya körfezine hapsetmektir. Tüm bunlar, Türkiye'yi denizden çevrelemeye dönük hamlelerdir. Biz daha önce defalarca böyle bir oyuna asla gelmeyeceğimizi ilan ettik. Hiçbir yabancı ülke veya geminin deniz yetki alanlarımızda izinsiz olarak arama-çıkarma faaliyetlerinde bulunamayacağını söyledik. Yunanistan ve Rum yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz. Kimse kendini dev aynasında görmemeli. Şov peşinde de koşmamalı. Türkiye olarak şimdiye kadar Yunanistan'la sorunlarımızın çözümünü hep müzakere masasında aradık. Kimi zaman karşılık bulamasak da komşuluk hukukunu gözeten bir anlayışla hareket ettik. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok, ancak hiçbir ülkeye de hakkımızı yedirtmeyiz" ifadelerini kullandı.
"Yunanistan'ı Türkiye'nin haklarına saygı duymaya davet ediyorum"
"Oruç Reis gemimiz bölgede 23 Ağustos'a kadar sismik araştırma faaliyetlerini sürdürecektir" diyen Erdoğan, "Arkadaşlar burası çok önemli, Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meyis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep etmek, akılla ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir alanın, 40 bin kilometrekare deniz alanına sahip olduğu iddiası uluslararası hukuk açısından hem komik, hem temelsizdir. Yunanistan'ı Türkiye'nin haklarına saygı duymaya davet ediyorum. Sağduyu ve aklıselimle hareket edilirse herkesin hakkını koruyan kazan-kazan formülü bulunabilir. Biz asla gereksiz macera peşinde değiliz, gerilim de aramıyoruz. Ancak benim Batı Trakya'daki soydaşlarıma saldıranlar da şunu bilmeli ki bunun uluslararası hukukta da diğer yöntemlerle de hesabını verirler" diye konuştu.
AB'ye uyarı
Cumhurbaşkanı, "Buradan AB'yi de uyarıyorum. AB olarak üyeniz olan bir ülkenin AB hukukuna göre azınlıkların hukukunu koruma sorumluluğunu yerine getiriyor mu getirmiyor mu? Nitekim bugün yapacağımız görüşmelerde her iki siyasetçiye de bunu hatırlatacağım. Biz sadece adalet, hakkaniyet istiyoruz. Tüm muhataplarımızın, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarına da saygı göstermelerini bekliyoruz" sözlerini kullandı.
"Maskeyi taktığını söyleyen maskeyi çenesinin altına koymuş"
Koronavirüs salgını ve maske kullanımı konusunda uyarılarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:
"Kim ki hastane odalarına düşer, vefat ederi bunlar bizi yaralar. Maske-temizlik-mesafe ile sahip çıkarsak ben inanıyorum ki biz çok daha az bu noktada dertli hale geliriz. Maskeyi taktığını söyleyen maskeyi çenesinin altına koymuş, bu olmaz. Hastanelerimiz yeterli sayıda, hatta dünyaya göre iyi konumdayız. Buna rağmen TMM'ye dikkat edeceğiz ki, hastanelerimiz zaten en modern anlamda var. Doktorlarımız büyük çabalarla büyük gayretler sarfettiler sarfediyorlar."
"Toplu eğlencelere ara verelim"
Erdoğan, konuşmasını "Halkımız da bizi anlasın. Toplu yerlerdeki eğlenceler vesaire ara verin ya. Herhalde hastane yataklarında komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha evladır. Açta açıkta kim varsa onun imdadına biz koşacağız. Bu bakımdan teşkilatıma güveniyorum. Hangi kapının arkasından bir hıçkırık, nida geliyorsa ona ilk ulaşacak olan AK Parti'nin ana kademesidir, kadın kollarıdır, gençlik kollarıdır" sözleriyle sonlandırdı.
Independent Türkçe
