33 yıldır yapılan ODTÜ Bahar Şenliği’nin bu yıl iptal edilmesi konusunda ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök öğrencileri suçladı.
Sözcü gazetesinden Deniz Zeyrek’e açıklama yapan Prof. Kök "Biz UGT'li öğrencilerle Devrim Stadı konserleri de dahil her konuda anlaştık. Ancak sonra bu grup LGBT, Marksist, aşırı sol, HDP gruplarla toplantı yapıp bu karardan vazgeçtiler. Tüm alanları istediler" dedi.
Deniz Zeyrek'in "Prof. Kök: Anlaşmayı öğrenciler bozdu" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
"Rektör Prof. Mustafa Verşan Kök, dün gönderdiği mesajda beni ‘(televizyonda) siyasetçi gibi konuşmakla’ ve sadece öğrencilerin açıklamalarına dayanarak yorum yapmakla suçladı. Prof. Kök'ün mesajını aynen aktarıyorum: ‘Öncelikle biz şenlikleri iptal etmedik. Tam aksine biz UGT'li öğrencilerle Devrim Stadı konserleri de dahil her konuda anlaştık. Ancak sonra bu grup LGBT, Marksist, Aşırı Sol, HDP gruplarla toplantı yapıp bu karardan vazgeçtiler. Tüm alanları istediler. İsteklerinin toplam maliyeti 1 milyonun (TL olsa gerek) üstünde. Traktör bile istediler. Hiçbir zaman yasakçı bir tutumumuz olmadı yönetimce. Bizler sizlerden daha fazla ODTÜ'lüyüz. Mesela ben 35 senedir ODTÜ'deyim. Neyin ne olduğunu herkes kadar bilirim. Bu arada daha önce de şenlik yapılmadı ODTÜ'de.’”
Rektör’den Çankaya Belediyesi’ne tepki
Prof. Kök, Deniz Zeyrek’e gönderdiği mesajda şenlikler için tüm ihtiyaçları karşılayacağını söyleyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i de eleştirdi. Kök, “3 yıldır hiçbir isteğimize olumlu yanıt vermeyen, saldırgan köpekler konusunda bizi yalnız bırakan (ODTÜ'de kimse yollarda dolaşamıyor), çöplerimizi toplamayan Çankaya Belediyesi'nin bu desteğinin de bizi çok şaşırttığını paylaşmak isterim. Şenlik desteğinden (!!!) önce belediye olarak yapmaları gerekenleri yapsa çok mutlu oluruz” ifadelerini kullandı.
Zeyrek yazısında Rektör Prof. Kök’ü öğrencilere çözüm odaklı yaklaşmak yerine onları sınıflandırdığını söyleyerek eleştirdi:
“Prof. Kök'ün mesajından anladığım, sadece bazı yerlerin kullanımı konusunda bir anlaşmazlık var. Hepimiz genç olduk, hepimiz gençliğin ateşi ile tavizsiz tavırlar içine girdik. Bir üniversite rektörünün, üniversitesindeki o gençleri 'LGBT, Marksist, Aşırı Sol ve HDP' olarak sınıflandırmak yerine, ağabeylik ederek, hoşgörü göstererek orta yolu bulmaya çalışması, gençleri dinlemesi, doğru yöne yönlendirmesi, çözüm odaklı yaklaşması daha doğru olmaz mı?”