Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Suruç’ta IŞİD saldırısı sonucu hayatını kaybeden 33 kişiyi andı.

Suruç saldırısının yeni bir kanlı dönemin başlangıcı olduğunu belirten Sancar, “Suruç Katliamı, acının coğrafyasında acının tarihine kapkara bir sayfa olarak eklendi. Türkiye’nin de çeşitli şehirlerinden gençler bu dayanışmaya katılmak için Suruç'a gelmişlerdi. Yakılmış yıkılmış bu coğrafyada Kobanê’ye çocuklara oyuncaklar götüreceklerdi. O gençler dayanışmanın zarafetini temsil ediyorlardı ve bombalarla katledildiler” dedi. 

“Suruç davası kara bir mizaha dönüştü”

Suruç saldırısının bir dönem noktası olduğunu kaydeden Sancar, bu sürecin üzerinin örtülmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Sancar, Suruç davasının kara bir mizaha dönüştüğünü ve bugüne kadar 14 duruşma yapılmasına rağmen olayı aydınlatmaya yönelik herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını söyledi.  

Yaşamını yitirenleri anma eylemlerine yönelik polis saldırılarını da kınayan Sancar, “Ama ne düş yolcularının umutları yok edilebilir ne o miras herhangi bir şekilde kirletilebilir. Biz o mirasın sahipleriyiz, o gençlerin düşlerini emanet aldık ve sözümüz var o düşleri mutlaka gerçekleştireceğiz” diye konuştu. 

“Olay bahane edilerek savaş politikalarına dönüş yapıldı”

Suruç saldırısından iki gün sonra yine aynı bölgede bir başka kanlı karanlık oyunun devreye sokulduğunu aktaran Sancar, devamında şunları söyledi:

2 polis memuru evlerinde katledildi. Bu olay bahane edilerek savaş politikalarına dönüş ilan edildi iktidar tarafından. Bu kanlı cinayetlerin de üstünü örtmek istiyor iktidar. Bugüne kadar hakikati aydınlatmak için yapılan tüm girişimleri engelledi, sonuçsuz bıraktı bu iktidar. Bakın sanık avukatlarından Hüseyin Atay'ın açıklamaları ibret verici bir belge olarak karşımızda duruyor. Bir polis memur delilerle oynadıklarını itiraf etti.

“İktidar Ceylanpınar olayını konuşmak istemiyor”

Ceylanpınar’da gerçekleşen cinayetlerin devlet ve iktidarın karanlık bir senaryosu olduğunu ileri süren Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu senaryo ile Türkiye’de Kürt sorununun yeniden savaş politikalarına dönülmek istendi ve demokrasi umutları yıkılmak istendi. Aradan geçen 5 yılda iktidar Ceylanpınar olayını konuşmak istemedi. Biz meclis grubu olarak defalarca araştırma önergesi vermemize rağmen bunların hiçbir kabul edilmedi tamamı iktidar blokunun oylarıyla reddedildi. Olayın aydınlatılmasını sağlayacak hiçbir adıma izin vermiyorlar. Bugün Ceylanpınar'da o cinayetlere ilgili dava çökmüş durumda. Böylece savaş politikalarına gerekçe yapılan o olay da ellerinden kaçmış gitmiş durumda.

“Yaşanan çirkinlikler HDP olarak bizi utandırdı”

Geçen hafta HDP olarak kendilerini derinden üzün iki çirkin olayın yaşandığını kaydeden Sancar, yaşanan çirkinlikten utandıklarını belirterek, “Bu tür olaylarla gündeme gelmek elbette bizi sarsar. Saflarımızda bu çirkinliklerin yaşanması elbette bizi utandırır. Ama HDP'nin ilkeleri sağlamdır, değerleri köklüdür. Bu değerlerin bu ilkelerin en güçlü sütunu kadın mücadelesidir. Bu parti kadın mücadelesi ile var olmuş bir partidir. Kadın Meclisi, HDP’nin omurgasıdır” diye konuştu.

“Mensur Işık için süreç devam ediyor”

Kadın Meclisi’nin Mensur Işık için harekete geçerek Disiplin Kurulu’na başvurduğunu ifade eden Sancar, Merkez Disiplin Kurulu’nun süreci devam ediyor. Belli usuli işlemler var, o yüzden henüz sonuç çıkmadı. Bu usuli işlemlerin gerçekleşmesi için belli sürelere ihtiyaç var ama Merkez Disiplin Kurulu’muzun gerekli kararı vereceğinden şüphe duymuyoruz” dedi.

Sancar, HDP olarak daha önce kadına yapılan saldırılara karşı durdukları gibi bundan sonra da karşı durmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Independent Türkçe