11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın Giresun’un Eynesil ilçesinde yaşamını yitirmesine ilişkin şüpheler nedeniyle 3 yıldır yapılan inceleme, savcılık tarafından takipsizlik kararı verilerek noktalandı. Savcılığın verdiği karar, başta Rabia Naz Vatan'ın babası Şaban Vatan ve çok sayıda kişi tarafından tepkiyle karşılandı.
Rabia Naz Vatan ölümüyle ilgili kamuoyuna aktarılan şüpheler ve iddialar vicdanları öylesine rahatsız etti ki, siyaset de kayıtsız kalamadı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında komisyon kuruldu.
Komisyona katılan milletvekilleri olay yerine gitti, incelemeler yaptı, tanıklarla, olay yerine ilk giden polislerle, savcılıkla görüştü.
Adli Tıp uzmanlarının bile zaman zaman görüş ayrılığı yaşadığı Rabia Naz’ın ölümüyle ilgili, olayı araştırmak üzere bir grup avukat İstanbul Barosu’nun bünyesinde, Rabia Naz Komisyonu’nu kurdu.
Komisyondan Avukat Burçin Şahan ve Avukat Baran Kaya, Independent Türkçe’nin savcılığın kararı ve soruşturma süreciyle ilgili sorularını yanıtladı.
- Komisyon olarak dosyanın takipsizlikle kapatılmasına yönelik adım atacak mısınız?
Öncelikle komisyon olarak Rabia Naz’ın şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma dosyasını, olay yerini, bilirkişi raporlarını tamamen inceledik. Kamuoyunu bilgilendirme amacıyla şu anda elimizden geleni yapıyoruz. İncelemelerimiz ve savcılığın Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararını da değerlendirdiğimiz raporumuzu tamamlamak üzereyiz, kamuoyuyla da paylaşacağız çok yakında. Bunun dışında dosyada resmi bir müdahalemiz yok. Soruşturma aşamasında halihazırda yetkilendirdiği şahsi avukatları mevcut. Baba Şaban Vatan bizim de dosyayı takip etmemiz isteğini bize yöneltti fakat sözlü bir istek olduğu için ancak talep resmîleştirdiği takdirde hukuki olarak destek verebileceğiz, şimdilik sadece gözlemci konumundayız.
- Yaptığınız incelemelerde soruşturma aşamasında eksiklik tespit ettiniz mi?
Soruşturma aşamasında çokça eksilik tespit ettik. Bu eksikliklere ilişkin detayları raporumuzu yayınlayıp paylaşacağız. Özetle söylemek gerekirse tüm soruşturmanın her aşamasında eksiklikler mevcut. Rabia Naz’ın yaralı olarak kaldırıldığı hastane sürecinden başlayan bu eksiklikler, olay yeri inceleme, delillerin zamanında ve süresinde toplanmaması, eksik ve hatalı bilirkişi raporları ve adli tıp raporlarıyla devam etmiş ve takipsizlik kararına dek sürmüştür.
Hastanede çok önemli bir delil olan çoraplar kaybedilmiştir. Olay yeri inceleme aşamasında rastgele, plansız özensiz hareket edilmiştir. Kolluk, olay yerinde bulunan şüpheli dahi olabilecek şahıslarla beraber, olayın olabileceği yerleri birlikte dahi incelemiştir. Rabia Naz’ın yaralı halde bulunduğu apartmana giriş çıkışlar devam etmiş, delillerin niteliği bozulmuş, Rabia Naz’ın düştüğü iddia edilen terasın fotoğrafları dahi çekilmemiştir. Kolluk görevlilerinin baştan düzgün yapmadığı bu işlemlerin geri dönüşü maalesef yoktur ve olayın aydınlatılamamasında da çok büyük rol oynamıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları müteveffanın bulunduğu yer göz önüne alınmadan soyut değerlendirmelerle hazırlanmış. Rabia Naz’ın vücudunda bulunan kırıklar ve yaralanmalar ile düştüğü/atladığı/atıldığı iddia edilen yükseklik arasındaki ilişkinin iyi incelenmesi gerekir. Çatı yüksekliği ile meydana gelen yaralanmalar arasında bir ilişkinin kurulması bakımından bir değerlendirme maalesef eksik yapılmış. Bu açıkça görülüyor.
Rabia Naz’ın bir ayağı kopmak üzereyken bulunduğu evin önünde, düştüğü iddia olunan apartman yayındaki fındıklık bahçesinde herhangi bir kan izi olmamasına rağmen savcılık soruşturmayı buradan düştüğüne karar vererek kapatmıştır. Rabia Naz düştü ise dahi yaralı olarak bulunduğu yerde kan olmamasından dolayı nereden düştüğünün araştırılmaması çok büyük bir eksikliktir, bu durum soruşturulmadan dosya kapatılamaz.
- Savcılığın verdiği takipsizlik kararında, eski belediye başkanıyla ilgili bir husus yer almıyor. Sizin eski belediye başkanı hakkında tespit ettiğiniz bir ayrıntı var mı?
Eynesil eski AKP belediye başkanı Coşkun Somuncuoğlu kazadan sonra Rabia Naz’ın vefat ettiği hastaneye geliyor, uzun bir süre hastanede kalıyor, amca Muhammet Vatan ile morga girip çıktığı birden fazla tanık ifadesinde söyleniyor ancak Hastane kamera kayıtları olmadığından veya ulaşılamadığından bu bilgiyi teyit edemiyoruz. Savcılık tarafından bu hastane kayıtlarının olup olmadığı, nerede olduğu, silinip- silinmediğine veya neden tutulmadığına ilişkin herhangi bir çalışma da mevcut değil.
- İncelemelerinizde olayın gelişimine ilişkin bir tespit yapabildiniz mi?
Türk Ceza Hukuku’nda delil toplamaya ve soruşturma yapmaya tek yetkili kurum savcılık makamıdır. Bizim böyle bir yetkimiz yok kanunda. Biz sadece dosyayı inceleyip orada var olan hususlarla ilgili ancak hukuken değerlendirme yapabiliriz. Savcı eksik bir inceleme yaptıysa dosyada boşluklar olur ve bir tahmin geliştirmemiz mümkün olmaz. Dolayısıyla burada soruşturma aşamasında eksiklik vardır diyebiliriz. Mesela Adli tıp raporlarında birçok eksiklik var. Aynı şekilde hastanede veya sonrasında kırıkların tespitine ilişkin röntgen çekilmemiş. Bu sebeple kırıkların nasıl meydana geldiğini anlayamıyoruz. Araç çarpması veya düşme, atılma vs. tespit edilebilmesi için çok daha detaylı bir araştırma gerekiyor. Adli tıp raporlarında tüm bu saydığımız sebeplerin hepsinin olabileceği yazılmış. Bizim asıl görüşümüz soruşturulanlar ve soruşturulmayan hususlar dahilinde Rabia Naz’ın bulunduğu yerde olayın gerçekleşmediği.
- Adli Tıp'tan gelen raporlarda, Rabia Naz'ın ölümünün araçla çarpmayla değil, yüksekten düşmeye bağlı olduğuna değiniliyor. Komisyonun ölüm biçimine ilişkin tespiti var mı?
Rabia Naz’a ilk müdahaleyi yapan ortopedi doktoru ve diğer adli tıp raporları, bulguların yüksek enerjili travmaya bağlı geliştiği yani; araç çarpması durumunda çok yüksek hızlı olması veya ciddi yüksekliği olan bir mesafeden düşmesi halinde oluşacağı. Raporlarda bu ihtimal de değerlendiriliyor ve iki ihtimalin de olabileceği belirtiliyor. Öncelikle Savcılık tarafından doğru sorular sorarak yeni bir adli tıp raporu alınması gerekiyor.
Bizce Savcılık Adli Tıp’a yanlış soruları sordu. Savcılık bir Adli Tıp Kurumu’ndan rapor talep ederken “Bu olay yüksekten düşme olabilir mi?” diye sorduğunda Adli Tıp Kurumu bu soruya %0.01 ihtimal dahi olsa “olabilir” şeklinde cevap veriyor. Adli Tıp Kurumu’ndan verilen “düşme olabilir” veya “araç kazası olabilir” cevabını değil tüm arkasındaki bu ihtimalin neden olamayacağına ilişkin yazılan rapordaki bu sonuç öncesinde kısımların değerlendirilmesi lazım.
Bir de Adli Tıp’a eksik dosya ile rapor talebinde bulunulduğunda da doğru bir sonuç beklemek anlamsız. Rabia Naz’ın kırıklarının hiçbir aşamada röntgeni çekilmemiş. Dolayısıyla var olan kırık tespitleri dışarıdan bakılarak yapılmış. Kırıkların yönü dahi bu olayda çok önemliyken, şuanda dahi fethi kabirle yapılabilecekken bu yapılmadan dosyanın Adli Tıp’a gönderilmesi ya da çelişkilerle dolu bir kararla dosyanın kapatılması hukuka uygun değil.
Bu sebeple henüz bizim de bilimsel olarak bu incelemeler ışığında düşmüş veya araç kazası diyemiyoruz. Önceki soruda da belirttiğimiz üzere kanaatimiz Rabia Naz’ın yaralı olarak bulunduğu yerde olayın gerçekleşmediği eğer bulunduğu yere uçarak gelmediyse nerede bu olayın meydana geldiğinin ve bunun öncelikli olarak soruşturulması gerektiğini düşünüyoruz.
© The Independentturkish