Permafrost erimesi şiddetlenirken kutup yerlileri "Doğa artık bize güvenmiyor” diyor

Rekor seviyeye ulaşan permafrost sıcaklıkları, özellikle de zeminin erimesiyle avcılığa dayalı geçim kaynakları tehlikeye giren yerli halklar için Kuzey Kutup Bölgesi'ni değiştiriyor

Sibirya'daki Teriberka, köyü permafrost erimesinden etkilenenler arasında (Ninara/Flickr)

Kuzey Kutup Bölgesi'ndeki (Arktik) donmuş zemin eriyerek hızla ısınan bölge genelindeki yerli halkların avcılığa dayalı geçim kaynaklarına zarar verip binaları ve yolları destabilize ediyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

20 Haziran'da Rusya'nın Sibirya Bölgesi'ndeki Verkhoyansk kasabasında hava sıcaklığı 38 dereceyi bularak zaten küresel ortalamanın iki katı hızda ısınan Kuzey Kutup Bölgesi'nde yeni bir ısı rekoru kırdı. 

Avrupa uydu verilerine göre bundan önceki gün de Kuzey Kutup Dairesi'nin çeşitli noktalarında kara yüzeyi sıcaklığı olağanüstü bir şekilde 45 dereceye ulaşmıştı. 

İklim üzerine uzmanlaşmış bilim insanlarından oluşan Birleşmiş Milletler (BM) heyetine göre hava sıcaklığı kayıtlarına kıyasla genelde göz ardı edilen zemin sıcaklıkları Arktik boyunca her zamankinden yüksek seyrediyor. 

Yazın eriyerek çamura dönüşen yüzeydeki toprağın genelde hemen altında her zaman donmuş vaziyette bulunan permafrost (donmuş toprak, ç.n.) Kuzey Yarım Küre’deki toprak parçalarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Ve permafrostun küçülmesi uzun vadede doğada zorlu değişimlere sebep oluyor. 

Verkhoyansk'ın yaklaşık 600 km uzaklığındaki Saha-Yakutistan Cumhuriyeti'nden Yukagir İhtiyar Heyeti Başkanı Vyaçeslav Şadrin “Büyüklerimizden birinin söylediği gibi, 'Doğa artık bize güvenmiyor'" dedi. Yukagir halkı toplamda bin 500 kişiden oluşuyor. 

Climate Home News'e konuşan Şadrin “Yarın ne olacağını tahmin edemiyoruz. Belki de esas zorluk bu. Hayatımızın tamamı geleneksel bilgiye dayalı. Eskiden yarın balık veya ren geyiği yakalayacağımızı bilirdik. Şimdi bilemiyoruz" diyor. Eskiden kış geldiğinde ay boyu güvenilir bir yol teşkil eden nehirler artık güvenilmez. 

Şadrin donmuş toprakta gömülü kemikleri rahatsız ederlerse kötü ruhların yeraltı dünyasından çıkıp dünyaya musallat olabileceği korkusuyla birçok Yukagirin’in bundan birkaç on yıl öncesine kadar antik mamut kemiklerini veya dişlerini kazıp çıkarmadığını söylüyor. 

Fakat permafrostun erimesi böyle keşifleri olağanlaştırdı. Koleksiyoncuların kemik ve dişlere biçtiği değerle beraber birçok Yukagir de inançlarını terk etti. 

“Geleneklerimize göre en yasak nesneler her zaman yeraltı dünyasının ruhunu temsil eden mamutla ilişkili olagelmiştir. Şimdiyse mamut kemiklerinden kar elde ediyoruz" diyor Şadrin. 

Güneş ışığını tekrar uzaya yansıtan beyaz kar ve buzun ortadan kalkmasıyla Arktik çevresinde ısıyı daha fazla hapseden ve böylece erimeyi hızlandıran koyu renkli toprak ve su da daha çok açığa çıkıyor. 

Bu yazının yayımlandığı tarihte Arktik Okyanusu'ndaki deniz buzunun boyutu 2012 seviyelerine yakın seyrediyordu. Kayıtlardaki minimum seviyeyse Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC) verilerine göre 1979'a dayanıyor. Rutgers Üniversitesi'ne göre karadaki kar ve buz örtüsü yılın bu dönemi için görülen en düşük seviyeler arasında. Bu yıl Grönland'daki erime de şu ana dek epey hızlı gerçekleşerek deniz seviyesinin yükselmesine katkıda bulundu. 

Dünya Meteoroloji Örgütü Sibirya'da geçen ayın ısı rekorunu kontrol ettiğini söyledi. Günlük kayıtlar doğal anomaliler olabilir. Mesela daha iklim değişikliği diye bir şey gündemde bile yokken Kuzey Kutup Dairesi'nin Alaska'dan geçen kısmı üzerinde bulunan Fort Yukon'da sıcaklıklar 1915'te 37,7 dereceyi görmüştü. 

ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi'nden kıdemli araştırmacı ve bilim insanı Walt Meier Sibirya'daki sıcaklık artışının "hem havada hem de toprakta uzun süredir gözlemlediğimiz ısınmayı gösteren ikonik bir eşik olduğunu" söylüyor. 

CHN'e konuşan Meier "Kuzey Kutup Bölgesi gezegenin geri kalanından iki kat daha hızlı ısınıyor. Sibirya bölgesiyse Arktik ortalamasına göre dahi hızla ısınıyor" diyor.

Arktik boyunca çatlayan binalar, eğilip bükülen yollar görüyoruz.

29 Mayıs'ta Norilsk kenti yakınlarında meydana gelen ve nehirlere ve toprak altına 21 bin ton dizel yakıt dökülmesiyle sonuçlanan yakıt tankı çöküşünün arkasındaki neden de permafrostun erimesi olabilir. Başka yerlerdeyse permafrost kaybı daha sık çığ düşmesinin müsebbibi olarak gösteriliyor. 

Dahası permafrostun erimesi buzda donmuş vaziyette bulunan hastalıkların serbest kalmasına da neden olabilir. Örneğin 2015 ve 2016'da Rusya'nın ücra bölgelerinde patlak veren şarbon salgınlarının kaynağı uzun zamandır donmuş olan topraktaki ren geyiği leşleri olabilir. 

Yerli halklar sera gazı salımı büyük şirketlerin salım miktarlarına sınır getirmesini ve Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası BM müzakerelerinde veya Arktik'te birikebilecek cıva ve zehirli kimyasalları kısıtlamayı amaçlayan BM sözleşmelerinde daha fazla söz sahibi olmak istiyor. 

Eskimolar Kutup Çevresi Konseyi Başkanı (Inuit Circumpolar Council) Dalee Sambo Dorough Alaska'dan verdiği bir röportajda "Bu tarz uluslararası anlaşmalar mevcut ama kimse onları ciddiye alıyor gibi görünmüyor" diyor. 

Yerli halkların sözlü tarihlerinin sık sık güvenilmez, anekdotsal kanıtlara dayandığı gerekçesiyle haksız yere göz ardı edildiğini söyleyen Dorough "Yüzyıllardır sırtımızı deniz buzuna dayayarak geçiniyoruz" diyor. Bazı topluluklar deniz seviyesinin yükselmesiyle şiddeti daha da artan kıyı erozyonu sebebiyle iç bölgelere göç etmek zorunda kalacak. 

Ve permafrostun erimesi donmuş toprakta hapsolan sera gazlarını atmosfere salarak küresel ısınmayı daha da artırabilir. 
 

 

BM'nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli geçen yıl hazırladığı bir raporda "permafrost sıcaklıklarının artarak yüksek seviyelere ulaştığını" yazmıştı. 

“Küresel ısınmanın sonucu olarak bu yüzyılda Kuzey Kutup Bölgesi'nde bulunan yüzeye yakın permafrostun geniş çapta ortadan kaybolacağı öngörülüyor" diyen rapor bu durumun yüz milyarlarca ton karbonun 2100 itibariyle atmosfere salınmasına sebebiyet vererek iklim değişikliğini daha da körükleyeceğini de eklemişti. 

Buzun çekilmesiyle beraber nakliyeden madenciliğe çeşitli ekonomik aktivitelere veya petrol ve gaz araştırmalarına açılan bölgede sıcaklıkların yükselmesi permafrost üzerinde inşaat yapılması açısından büyük mühendislik problemleri teşkil ediyor. Kuzey Kutup Bölgesi'nde neredeyse 4 milyon insan yaşıyor. 

Permafrost üzerine inşaat konusunda uzman olan Norveçli mühendis Arne Instanes küresel ısınmanın Arktik'te inşaat yapmayı güçleştiren birkaç şeyden biri olduğunu söylüyor. 

“Ne zaman permafrost üzerinde bir şey inşa etseniz iklim değişikliği üzerinde bir deneye başlıyorsunuz" diyor.

Sibirya'dan Alaska'ya son iki yüz yıllık deneyim şunu gösteriyor: Tundrada inşaat yapmaya başladığınızda atmosferle zemin arasındaki ısı alışverişini de değiştirmeye başlıyorsunuz.

Instanes binalar yıkıldığında veya yollarda çatlaklar oluştuğunda sık sık iklim değişikliğinin suçlandığını halbuki bu durumun gayet basit, esas bir nedeni olduğunu söyledi: Isının derindeki donmuş zemine sızmasına izin veren kötü planlama. 

Daha yeni teknikler binaların ayaklıklar üzerinde inşa edilmesine olanak sağlıyor. Mesela permafrost tabakasının altındaki ana kayaya çelik kazıklar çakılması bu tekniklerin en ideallerinden biri. Instanes çelik kazıkların yazın yapay olarak soğutulmasının da ısının permafrosta ulaşmasını engellemeye yardımcı olacağını söylüyor:

Fakat müşteriler bundan hoşlanmıyor, ne de olsa çok daha karmaşık ve pahalı bir teknik.

Sibirya'nın ısınması birçok gazetede manşetlere çıkarken bu hafta yapılan bir araştırma da Norveç'in kuzeyindeki Svalbard takımadasındaki bir Arktik havalimanında 1991 yılından bu yana görülen ısınma hızının on yıllık ortalamasının 1,7 santigrat derece olduğunu ortaya çıkardı. Bu ortalama küresel sıcaklık ortalamasının 7, Arktik'teki ortalamanınsa iki katı. 

Norveç Meteoroloji Enstitüsü'nde yapılan çalışmanın ortak yazarı Ketil Isaksen Arktik ısınmanın hızını "hayret verici" olarak niteledi. 

Buna karşın, Paris Anlaşması'nın en zorlu amacı 2100 itibariyle dünya yüzeyindeki sıcaklık ortalamasındaki artışı sanayi öncesi zamanın 1,5 santigrat derece üstünde olacak şekilde sabitlemek. 



* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.climatechangenews.com

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

DAHA FAZLA HABER OKU