Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat'la, özel sağlık sistemindeki mevcut durumu ve gelecek yapılanmasının neler getirebileceğini konuştuk. 

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde özel sağlık sektörünün başarılı bir performans sergilediğini ifade eden Bahat, İstanbul'da özel sektörün yoğun bakım entübe hastalarının yüzde 40'ını karşıladığını belirtti. 

Bahat, "Bu, siyaseti, vatandaşı oldukça mutlu edecek bir durum. Özel sektörün İstanbul’daki büyüklüğüne yakışır bir karşılama oranı” yorumunu yaptı.

Türkiye'nin Kovid-19 sürecindeki performansıyla diğer ülkelere nazaran öne çıktığını belirten Bahat, "Pandemi sürecinin şöyle bir katkısı oldu, özel sektörün ve Türk sağlık sisteminin dünyadaki itibarına çok olumlu etki etti. Bu faydanın mutlaka -özel ya da kamu olsun- taçlandırılacağını düşünüyoruz. Başka bir şey daha oldu. Hindistan gibi rakiplerimiz ile rekabette öne çıktık. Afrika’dan hasta kaybediyorduk" ifadelerini kullandı.

Ancak Reşat Bahat, salgın sonrasında normalleşme adımlarının atılıp uçuşların başlamasıyla sağlık turizminde küçük bir kıpırdanma yaşansa da ekonomik sorunların karşılanmasının zorlaştığı görüşünü savundu:

Şu anda sağlık turizmi, hayati organ nakilleri ya da acil hastalar dışında durma noktasına geldi. Asıl ciro yaptığımız plastik cerrahi, saç ekimi ve kanser ameliyatları durma noktasına geldi. Sağlık turizminde küçük bir kıpırdanma var. Yerli hastada ise yüzde 40’lar düzeyindeyiz. Ekonomik sorunlar sürüyor.

Op. Dr. Reşat Bahat / Fotoğraf: OHSAD

OHSAD Genel Başkanı Bahat, özel hastaneler ve sağlık kuruluşlarının Kovid-19 salgınında yeni dalga riskine ise hazır olmadığını ileri sürdü:

Vaka sayıları kritik noktaya ulaşmak üzereyken salgın kontrol altına alındı, sokağa çıkma kısıtlamaları gibi önlemler etkili oldu ve dolayısıyla direkten döndü. Özel hastanelerde sarf malzemesi ve ilaç stokları bitirildi, günlük stoka dönüldü. Bir hasta yığılması durumunda bizlere ilaç ve malzeme verilmezse, ihtiyacı karşılayamayız. Özel sektör olarak salgında ikinci ve üçüncü dalgaya hazır değiliz. Kredi  limitlerimizin sonuna geldik.

"Sağlık çalışanlarına hak ettiklerini ödeyememeye başladık"

Türkiye’nin sağlık personeli kalitesine de dikkat çeken Op. Dr. Reşat Bahat, beyin göçünün artabileceği uyarısında bulundu:

Biz gayrı safi milli hasılamızın (GSMH) yüzde 4.2’sini sağlığa harcıyoruz. ABD yüzde 15’ini harcıyor, Avrupa’da da bu oran yüzde 10. OECD ortalaması ise yüzde 9. Aslında bu oranla biz mucize yaratıyoruz. Oldukça ekonomik bir rakamla sunuyoruz. Ama bu sürdürülebilir değil. İyi doktorlarımız, hemşirelerimiz bu nedenle yurt dışına gidebilir. Sağlık çalışanlarına hak ettiklerini ödeyememeye başladık, herkes onların peşinde. Bu durumu düzeltmezsek onları elimizden kaçırabiliriz.

"SUT'ta ciddi bir güncelleme yapılması lazım"

OHSAD Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat, Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) ciddi bir güncelleme yapılması gerektiğini savundu:

SUT’ta ciddi bir güncelleme yapılması lazım. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) fiyatlarına en az 2.5-3 kat artış gerekiyor. Bir idrar tahlili 1.2 lira civarında, bu 4 lira olsun diyoruz. Kamu hastanelerinin aldığı fiyatlar da çok az. Sağlığa, soyal güvenliğe ödenen fiyatlar, adet maliyetlerinin yarısı kadar. Mevcut maliyetler sürdürülebilir değil.

"Dijital sağlık pazarının büyüyeceğini düşünüyorum"

Sağlık sisteminin gelecek yapılanması ile uygulanabilir iş modellerine dair görüşünü de sorduğumuz Op. Dr. Reşat Bahat, djital sağlık pazarının büyüyeceği yorumunu yaptı.

Kronik hastalıklar dışında büyük yapılara ihtiyaç kalmayabileceğini düşünen Bahat, belli branşlarda "dijital reçete" uygulamasına talep olacağını savundu.

"Daha uzun yaşamaktan kaynaklanan yeni hastalıklar da görülecek"

“Bir hastanenin yaptığı çok önemli müdahaleler dışındaki işlemler uzaktan da yapılabilir diye düşünüyorum” ifadelerini kullanan OHSAD Genel Başkanı, “Bir Hintlinin de bir Türk’e bu hizmeti sunabileceği düşünülürse, bunun sadece faydamıza olabileceği düşünülmesin” yorumunu yaparak, bu durumun yalnızca Türkiye’nin lehine sonuçlanamayabileceğine de vurgu yaptı.

Küresel dünyada hızlı bir dönüşümün, değişimin başlayacağını savunan Reşat Bahat, ortalama yaşam süresinin artmasından kaynaklanan yeni hastalıkların da görüleceğini ifade etti.

"Bugün doğan çocukların yarısından fazlasının 100 yıldan uzun yaşaması bekleniyor"

Günümüzde dünyaya gelen çocukların yarısından fazlasının 100 yıldan uzun yaşamasının beklendiğini belirten Bahat, bu kişilerin yaşamının son 10-15 yılında bakıma ve hastaneye çok ihtiyaç duyacaklarını düşündüğünü de sözlerine ekledi.