The Hollywood Reporter öncülüğünde eleştirmenler, siyahilerin hayatlarına odaklanan gözden kaçmış en iyi 10 filmi bir araya getirdikleri bir liste yayımlandı. The Hollywood Reporter'dan aktaran FilmLoverss’a göre filmler şöyle sıralandı:
The Apollo – Roger Ross Williams (2019)
2010’da Music by Prudence isimli kısa belgeselle Oscar kazanan Roger Ross Williams’ın yönettiği The Apollo belgeseli, Harlem’de bulunan, yeni yeteneklerin keşfedilmesine öncü olarak Billie Holiday, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Stevie Wonder, Dave Chappelle, Lauryn Hill, Jimi Hendrix gibi çok sayıda başarılı ismin kariyer basamaklarını tırmanmasına yardımcı olan ünlü Apollo Tiyatrosu’nu mesken tutuyor.
Brother to Brother – Rodney Evans (2004)
2004 Sundance Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Rodney Evans imzalı Brother to Brother’ın başrollerinde Marvel Sinematik Evreni’nde Falcon karakterine hayat veren Anthony Mackie, Roger Robinson ve Alex Burns yer alıyor. Anthony Mackie filmde sanat okulunda eğitim gören, eşcinsel olduğu için ailesi tarafından dışlanan Perry karakterini canlandırıyor.
I Am Not Your Negro – Raoul Peck (2016)
Usta yönetmen Raoul Peck’in imzasını taşıyan Oscar adayı bu belgesel, ünlü Amerikalı yazar James Baldwin’in yarım kalmış yapıtı Remember This House’u merkezine alıyor. Baldwin, Amerika’da ırkçılığın kökeni ve bununla nasıl mücadele edilebileceği üzerine bir deneme yazmaya karar vermiş ancak bu eser bir türlü tamamlanamamış. Bunun üzerine Raoul Peck, yarım kalmış bu metni arşiv görüntüleriyle birleştirir ve I Am Not Your Negro belgeseli ortaya çıkar.
The Interrupters – Steve James (2011)
Hoop Dreams ile En İyi Kurgu, Abacus: Small Enough to Jail ile En İyi Belgesel dalında Oscar’a aday olan Steve James’in yönettiği The Interrupters belgeseli, gerçek bir başkaldırı hikâyesini derinlemesine inceliyor. Steve James, kamerasını şiddetin kol gezdiği ve çok sayıda genç insanın yaşamını yitirdiği Chicago’nun kenar mahallerinden birine çeviriyor. Belgeselin odağında bu şiddete karşı dur demeye çalışan ve apolitik bir nesli neyle karşı karşıya olduklarına dair bilinçlendirmeyi amaçlayan CeaseFire isimli organizasyon yer alıyor.
Let It Fall: Los Angeles 1982-1992 – John Ridley (2017)
12 Years a Slave’in Oscar ödüllü senaristi John Ridley’nin yönetmenliği üstlendiği bu belgesel, adından anlaşıldığı üzere, 1982-1992 yılları arasındaki Los Angeles’ı mercek altına alıyor ve özellikle Rodney King’i darp etmekle suçlanan dört Los Angeles polisinin mahkemede suçsuz bulunarak salıverilmesi üzerine patlak veren olayları da izleyiciye aktarıyor.
Medicine for Melancholy – Barry Jenkins (2008)
Medicine for Melancholy, Moonlight ile adını geniş kitlelere duyuran Barry Jenkins’in ilk uzun metrajlı sinema filmi. Jenkins’in 2008’de düşük bir bütçeyle çektiği bu film, ilişkilerinde deneme aşamasında olan, San Francisco’da siyahi bir birey ve azınlık olarak yaşamanın zorluğuyla mücadele eden bir çiftin 24 saatini yakın markaja alıyor.
Nothing But a Man – Michael Roemer (1964)
1960’lı yılların Amerika’sını ele alan Nothing But a Man filminde, yaşadığı küçük kasabada saygı görmek isteyen demiryolu işçisi Duff Anderson ve onun öğretmen eşi Josie’nin ayrımcılıkla olan mücadelesini izliyoruz.
Talk to Me – Kasi Lemmons (2007)
Amerikan İç Savaşı sırasında yüzlerce kölenin özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan Harriet Tubman’ın hayatını konu alan Harriet’ın yönetmeni Kasi Lemmons’ın 2007’de çektiği Talk to Me, hapisten çıktıktan sonra bir radyoda programa başlayıp ırkçılık, yoksulluk, din, hûkümet hakkında yayınlar yapan ve iki kez Emmy ödülü kazanan, ünlü talk show sunucusu ve aktivist Ralph “Petey” Greene’in yaşamını izleyicinin beğenisine sunuyor.
Toni Morrison: The Pieces I Am – Timothy Greenfield-Sanders (2019)
Nobel ve Pulitzer gibi edebiyat dünyasının en önemli ödüllerine layık görülen Toni Morrison’ın Ohio’da geçen çocukluğundan, mücadele yıllarına ve eserlerini kaleme aldığı çalışma odasına uzanan bu belgesel, yazarın arkadaşları, eleştirmenler ve meslektaşlarıyla yapılan röportajları bünyesinde barındırıyor. Aynı zamanda ırkçılık, Amerika, tarih gibi kavramlara Morrison’ın edebî bakışını yansıtıyor.
True Justice: Bryan Stevenson’s Fight for Equality – George Kunhard, Peter W. Kunhardt, Teddy Kunhardt (2019)
Belgesel, Harvard’ın hukuk bölümünden mezun olduktan sonra tüm hayatını maddi gücü elvermediği için avukat tutamayan ve bu nedenle kendini mahkemede savunamayan insanları savunmaya adayan, aynı zamanda kâr amacı gütmeyen Equal Justice Initiative (Eşit Adalet Girişimi) organizasyonun kurucusu da olan Bryan Stevenson’ın, kusurlu bir hukuk sisteminde adalet için savaşmasını ve adaletsizlikle mücadele edişini gözler önüne seriyor.