ABD tarafından gelecek hafta 17 Haziran 2020’den itibaren yürürlüğe sokulacak olan ve “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” adı verilen yaptırımlar şimdiden Suriye’de ciddi çalkantılara yol açtı.
Suriye lirasının dolar karşısındaki aşırı değer kaybı devlet müdahalesi ile engellenmeye çalışılsa bile halk arasında ciddi bir kaygı var.
Bazı işyerleri açılamazken, kimi ürünlerde ciddi fiyat artışları görüldü.
Dokuz yıldır savaşta olması nedeniyle zaten zor durumda olan Suriye ekonomisini iyice zora sokacağına kesin gözüyle bakılan Sezar Yasası, ABD Senatosu tarafından 18 Aralık 2019’da kabul edildi.
Yasa, Esad yönetiminin faaliyetlerine yardım sağlayan kişi ve kuruluşlara ilave yaptırımlar getiriyor.
ABD Başkanı Donald Trump tarafından geçen 21 Aralık’ta imzalanan ve 17 Haziran’da yürürlüğe girmesi beklenen yasaya göre Suriye yönetimine destek sağlayan ya da onlarla büyük miktarda para alışverişinde bulunan yabancı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanacak.
Yasa şirketler bazında Suriye ile iş yapılmasını neredeyse imkansız hale getiriyor.
Bu nedenle yasanın sadece Suriye’yi değil, Suriye ile iş yapan birçok şirketin olduğu Lübnan’ı da olumsuz etkilemesi bekleniyor.
Esad’ı geri adım atmaya, yeniden aday olmamaya zorlar mı?
Yine bazı yorumcular yasanın etkisini göstermesi halinde Esad’ın 2021’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmamasının sağlanabileceği iddialarında bulunuyor.
Suriye lirasının dolar karşısında aşırı değer kaybının ardından kuzeyde muhaliflerin ve YPG’nin kontrolü altındaki alanlarda Suriye lirası yerine günlük hayatta Türk lirası ya da dolar kullanımına geçilmesi fikirlerinin ülkedeki bölünme eğilimini arttıracağını iddia edenler de mevcut.
2011’de ülke genelinde yaygın olan sokak gösterilerinin ekonomik sıkıntıların artması halinde yine yaygınlaşabileceğini öne sürenler de mevcut.
Sonuç olarak Sezar Yasası her haliyle Suriye açısından ciddi sonuçlar doğurmaya müsait.
Suriye’deki gelişmeleri yakından takip eden uzmanlara bu olası etkilerin neler olabileceği sorusunu yönelttik.
“Fiyat artışı olarak yansıyacak”
Yasanın daha uygulamaya geçmeden etkisini gösterdiğini belirten Suriye'nin başkenti Şam'da yaşayan gazeteci Sarkis Kassarjian, olası sonuçlarını şöyle anlattı:
Yasa uygulamaya konduktan sonra hiçbir şirketin Suriye ile çalışma şansı olmayacak. Dolayısıyla bazı işler var ki duracak. Tabi her yasanın çözümü var. Ancak daha önce yapılan işlemlerin daha zor şartlarda yapılmasına neden olacak. Mesala ilaç üretmek için bir hammaddeyi yurtdışından direk ithal ediyorsan bu sefer birkaç ülke üzerinden ithal ederek dolaylı yoldan getireceksin, bu da ister istemez içeri fiyat artışı olarak yansıyacak.
“İnsanlarda panik var”
Sezar Yasası’ndan kaynaklı gelişmeler nedeniyle Suriye’deki insanlarda bir panik ve korku olduğunu söyleyen Kassarjian, buna karşın Suriye yönetiminin genel siyasetinde bir geri adımın beklenmediğini iddia ederek şöyle konuştu:
Buradaki gazeteciler ve düşünürler arasında 2011’den beri zorla almak istediklerini şimdi ekonomik olarak vermemeliyiz yorumları yapılıyor. Libya’yı örnek gösteriyorlar. Kaddafi ambargolara boyun eğip, ABD’nin şartlarını kabul ettiği halde NATO’nun ilk fırsatta onu öldürdüğünü hatırlatıyorlar. O günden beri Libya’da düzelemedi. İnsanlar tabii ki artık siyasi bir çözüm istiyor ancak ABD’nin her isteğine evet demenin bu sorunu çözmeyeceğini düşünüyorlar.
“Belli bölgelerde Türk lirası kullanması bölünmeye kadar gitmez”
Kassarjian, ülkenin kuzeyinde muhaliflerin ve YPG’nin elinde olan bölgelerde Türk lirası veya dolar kullanılmasının kalıcı hale gelmesinin Suriye’nin bölünmesine yol açabileceğini ama bunun şu etkenler nedeniyle de şimdilik mümkün olmadığını da öne sürerek, şunları söyledi:
Gerek Türkiye’nin gerekse YPG’nin kontrolü altındaki yerlerdeki memurların maaşlarını Suriye devleti, Suriye lirasıyla ödüyor. Bundan dolayı oralarda piyasada ne kadar Türk lirası ve dolar olsa da Suriye lirası da olacak. Ayrıca oradaki insanlar halen Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerle ekonomik olarak bağımlılar. Daha önce de buralarda Türkiye’nin ve ABD’nin kendi para birimlerini kullandırma çabaları oldu ama saydığım nedenlerden dolayı etkili olmadı. Dolayısıyla bazı etkileri olsa bile bölünmeye kadar gitmez.
“Yolsuzluklara karşı ciddi tepki var”
Kassarjian, Süveyda’daki küçük çaplı gösterilere karşın şimdilik gösterilerin yayılması gibi bir beklentinin olmadığını iddia ederek, şöyle konuştu:
Daha önce de oluyordu. Ancak başka yerlerde olmayabilir. Çünkü Suriye’deki insanlarda zaten bu gösteriler bizi bu hale getirdi diye bir düşünce var. O nedenle protestolarla çözüm olmayacağını düşünüyorlar. Evet hükümete karşı ciddi beklentileri var. Yolsuzlukları bitirmek için ciddi baskı var. Yolsuzlukların ekonomiyi daha da bozduğunu düşünüyorlar. Ancak yaptırımların kalkması için devletin yapabileceği bir şey yok. Çünkü yaptırımların kalkması için önerilenler buradakilerin kabul etmeyeceği şeyler.
“Yaptırımlara karşı henüz uzun vadeli karşı plan yok”
Doların yapılan devlet müdahalesi ile düşürüldüğünü söyleyen Kassarjian, bunun kalıcı bir çözüm olmadığını söyledi.
Kassarjian, bundan sonrası için Suriye yönetiminin henüz uzun vadeli bir plandan bahsetmediğini ancak genel olarak tarım ve yerli sanayiye ağırlık vererek, üretimi üst düzeye çıkararak sorunun aşılmasının konuşulduğunu belirtti.
“Suriye’yi daha fazla Rusya’ya yaklaştırır”
ABD’nin Suriye politikasını anlamanın mümkün olmadığını söyleyen Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Sezar Yasası’nın Suriye’ye taviz verdirmesinin mümkün olmayacağını iddia ederek, “Bugün Suriye’de Esad yönünden ABD değil Rusya hakimdir. Topyekün bütün desteğini, yardımlarını Rusya’ya dayanarak yapmaktadır. Son uygulama Suriye’yi ABD’ye değil Rusya’ya daha çok yaklaştırır” dedi.
“İdlib’de taviz zor”
Yasanın etkisiyle Esad’ın İdlib’de Türkiye’ye karşı taviz vermesinin de zor olduğunu iddia eden Özülker, buna gerekçe olarak da İdlib’in Akdeniz kıyısındaki Rus üslerinin arkasında kaldığı için güvenlik açısından önemli olması, yine Suriye bölünse dahi tarım, ekonomik imkanları nedeniyle Esad’ın sınırları arasında kalmasının Rusya açısından önemli görülmesi olduğuna dikkat çekti
"Suriye’nin İdlib konusundaki politikasını etkilemez"
Suriye’nin 10 yıldan beri yaptırımlarla uğraştığını ve Sezar Yasası’nın da ekonomik anlamda etkilerinin olacağını söyleyen gazeteci Hüsnü Mahalli, şöyle devam etti:
Yasa Suriye’den ziyade Suriye ile iş yapan İran, Rusya ve Lübnan bankacılık sistemini hedef alıyor. Dolayısıyla tabii ki zor. Dolar bir ara dört bin liraya kadar yükseldi sonra 2300 liraya kadar düştü. Türkiye’de de benzer durumlar oldu.
Suriye Başbakanı’nın bizzat ekranlara çıkarak durumun zor olduğunu söylediğini belirten Mahalli, şu iddiada buluındu:
Ancak bu Suriye’nin İdlib dahil diğer konulardaki siyasi tutumunu etkilemez. Daha geçen haftalarda Putin’in Esad’a desteği çekti dendi. Sonrasında Putin, daha gelişmiş silahları Mig-29'ları Suriye’ye verdi. Şimdi de dışarıdan örgütlenebilecek bir takım provakasyonlar olabilir. Veya insanlar da çıkıp tepki verebilir. İnsanların çıkıp tepki göstermesi de doğal ama 10 yıldır her sorunla boğulan Suriye bunu da aşacaktır
“Yaptırımlar pek işe yaramıyor”
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp, yaptırımın pek etkili olmayacağı düşüncesinde.
“Sezar Yasası, Esad yönetimini tavize zorlar mı?” sorumuza şöyle bir cevap verdi:
Sanmıyorum orada Rusya çok hakim durumda. Rusya, ABD’nin öne safha geçmesini kabul etmez. Rusya’nın orada üsleri, hava savunma sistemleri var. Bir de bu tür yaptırımlar pek bir işe yaramıyor.
© The Independentturkish