Koronavirüs gölgesinde Hıdırellez: Anlamı, kutlanış şekli ve Hızır inancı

Baharın müjdecisi olarak görülen Hıdırellez, her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanıyor. Hıdırellez ritüelleri, salgın nedeniyle sembolik olarak gerçekleştirilecek şenlikler ve Hızır-İlyas kültürüne dair merak edilenleri Doç. Dr. Ali Faik Demir’le konuştuk

Geçtiğimiz yıl Edirne Kakava'da düzenlenen Hıdırellez şenliklerinden bir kare / Fotoğraf: AA

Hızır ve İlyas kelimelerinin birleşmesinden türeyen Hıdırellez, her yıl 5-6 Mayıs’ta kutlanıyor.

Bereket, bolluk, şifa sembolü olarak görülen Hıdırellez, baharın gelişi, doğanın uyanışı, yeniden doğuş, arınma, temizlenme, arınma ve güçlenme anlamına geliyor.

Kakava ateşi sembolik yakılacak

Edirne Belediyesi tarafından her yıl 5- 6 Mayıs'ta gerçekleştirilen, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'ndeki Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri ise bu yıl yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında sembolik olarak yapılacak.

Bin 400 yıllık Hıdırellez geleneğini, kutlanış ritüellerini ve Hızır’ın Kur’an’da geçip geçmediğini Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir’le konuştuk.

“Hızır’ın Kur’an’da yeri var”

“Anadolu ve Balkanlar’a özgü bir bahar kutlaması Hıdırellez. Bize ait bir bir gelenek. Sadece folklorik bir şey değil, bilimsel, dini inceleme külliyatı var. 6 Mayıs ile 6 Kasım arası Hızır ayları dönemi olarak kabul ediliyor” diyen Doç. Dr. Demir, Hızır’a (Hıdır) Kur’an-ı Kerim’deki Kehf Suresi’nde yer verildiğini savundu.

Duanın Allah için yapıldığının altını çizen Demir, Hızır’ın belli kesimler tarafından bir “aracı” gibi görüldüğünü ifade etti.

Hıdırellez’in tasavvuf ve edebiyatın da ilgi alanına girdiğini belirten Doç. Dr. Ali Faik Demir, yabancı araştırmacıların hem Hızır kültürünü hem de Hıdırellez’i araştırdığını söyledi. Demir, “Hıdırellez, kültürel anlamda çok büyük derinliği, geçmişi olan, bizim coğrafyamıza özgü bir kutlama. Hızır (Hıdır) ise dünyanın çok büyük coğrafyasına ait” değerlendirmesinde bulundu.

 

Hıdırellez tarih Twitter @laleelmacioglu
Fotoğraf: Twitter 

 

“Hıdırellez, Hızır’ı misafir etme isteği”

İnanışa göre Hızır’ın ziyaretinin nasıl gerçekleştiğini de sorduğumuz Demir, “Hızır’ı misafir etme, Hızır’ı ağırlama kültürü öne çıkıyor. Ak sakallı dede olduğuna inanılıyor. 5 Mayıs günü Anadolu’da ve Balkanlar’da Hızır’ın ziyaretinde ilk şart, temizlik. İnsanların hem kendilerinin hem de evlerinin temiz olması. Hızır’ın Dürüst, namuslu insanlara geldiğine inanılıyor. Zaten Hıdırellez, Hızır’ı misafir etme isteği olarak görülüyor. Hızır’ın onun kapısından girmesini istiyor, dileklerini gerçekleştirmesi anlamına geliyor” dedi.

“Hızır’ın Ayasofya’yı ziyaret ettiğine inananlar buraya gidiyor”

Doç. Dr. Ali Faik Demir, Hızır’ın geldiğine inanılan yerlere ilişkin ise Hatay, Sivas, Bursa ve İstanbul örneğini verdi. Hızır’ın geldiğine inanılan yerlerin Hızır makamları olarak anıldığını söyleyen Demir, Hızır’ın İstanbul’da Ayasofya’yı ziyaret ettiğine inanan bazı kişilerin ise buraya gittiklerini ifade etti.

 

Doç Dr. Ali Faik Demir Independent Türkçe.jpg
Doç. Dr. Ali Faik Demir / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Hızır ve İlyas’ın buluşması, toprak ve suyu buluşturabilmek anlamına geliyor”

Hıdırellez’in kültürel koduna ilişkin detayları da sorduğumuz Demir, “Hızır ve İlyas’ın buluşması, toprak ve suyu buluşturabilmek anlamına geliyor. Tüm kutlamalar suyun kenarında, toprağa değerek yapılan bir şey. Kur’an’da Hz. Musa ve Hızır’ın iki denizin birleştiği yerde buluştukları belirtiliyor. Bu noktanın Ege, Basra ya da Tanca olduğu üzerinde duruluyor” dedi.

“5 Mayıs’ta gün batımının ardından dilekler dileniyor”

Dileklerin dileniş ve kutlamaların gerçekleştiriliş ritüellerini de sorduğumuz Ali Faik Demir, “Hızır’ın kılıktan kılığa girebilen, ak sakallı bir dede olduğuna inanılıyor. Hıdırellez, mutlu olmak, mutlu etmek, paylaşmak olarak görülüyor. Annenizden, babanızdan nasıl gördüyseniz, öyle kutlayın. Ailenizden görmediyseniz de bereket, bolluk, paylaşmak olarak görün, baharın müjdecisi sayın Hıdırellez’i. (5 Mayıs’ta) Gün battıktan sonra dilek dileniyor. Bereket gelsin diye, cüzdanlarını açık bırakıyor insanlar. Mesela biri ahırının kapısını açıyor, sağlık gelsin, mahsulleri bol olsun diye. Gül ağacı ya da ağaç dibine taşlarla çizim yapılıyor. Kağıtlara dilekler bağlanıyor ya ağaca asılıyor. Farklı dilekler dileniyor. Genellikle kişiler, evlenmeyi, bir evlerinin olmasını, bebeği olmayanlar evlat sahibi olmayı, hastalar şifa diliyor. Yazılı olarak da dileniyor, taşlardan canlandırma da yapılıyor, kuma çizim yapmayı tercih edenler de oluyor. Hıdırellez, ağaca dilek bağlamaktan ibaret değil ancak bu en gözde ritüel. 5 Mayıs’ta gün battıktan sonra dilekler yazılıyor, çiziliyor ve 6 Mayıs sabahı gün doğmadan denize atılıyor ya da toprağa gömülüyor. Deniz uzaksa suya atan da var. Fakirlere yardım etmek çok önemli. Bu yönü de var. Sabah yumurta yiyip süt içiliyor. Beyaz ya da renkli şeyler giyiliyor. Bitki ve otların suları, kendileri yüze sürülüyor. Otlu çorba, otlu börek yeniliyor.”

 

Hıdırellez- AA- Kakava.jpg
Geçtiğimiz yıl Edirne Kakava'da düzenlenen Hıdırellez şenliklerinden bir kare / Fotoğraf: AA

 

“Osmanlı’da da Hıdırellez’in kutlandığını görüyoruz”

Hıdırellez’in hangi tarihlerden bu yana kutlandığını da sorduğumuz Doç. Dr. Demir, “Selçuklu döneminden beri gerçekleştiriliyor. Osmanlı’da da Hıdırellez kutlamaları yapılmış. Hızır’ın misafir olarak görülmesi önemli, Ebu Suud Efendi bile bu konuda fetva vermiş. Kur’an’da da Hızır üzerine çalışmalar var. Peygamber olup olmadığına ilişkin tartışmalar yapılmış. Bir bayram, bir kutlama. Hristiyanlar da benzer tarihlerde Aya Yorgi günü kutluyor. Sanki farklı dinlerin benzer şekilde baharı kutlayışı gibi” ifadelerini kullandı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU