Coğrafi avantajı ile Türkiye, lojistikteki doğal avantajını, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin engelleri yüzünden kullanamıyor.
Eli, taşın altında olan sektör temsilcileri, AB ülkelerinin, Türk TIR'larını sınırda bekleterek, kalış sürelerini kısıtlayarak, ek kota ve cezalarla bugüne kadar bu artıları kullandırmadıklarına işaret ediyor.
Koronavirüs salgını sürecinde, sektörün hızıyla hayat kurtardığının görüldüğüne dikkat çeken sektör temsilcileri, bu barış halinin sürerek, Türkiye’ye avantajının kalıcı olarak verilmesi için yol haritası hazırladı.
Sektör, pandemi sonrası, ulusların tedarik zincirlerini yakın ülkeler üzerinden sağlamaları ve bu durumun da Türkiye’nin, Çin’den pay alarak, pazarını büyütmesi hedefine odaklanmış durumda.
Lojistik sektörünün temsilcileri, ekiplerini işten çıkarmadan, araçlarını TIR garajlarında hazır tutarak, kriz sonrası günleri, özveriyle bekliyor.
Yol haritalarında, krediye erişimde ve yurt dışında muhatap kaldıkları bürokraside, devletten ön açıcı refleks göstermesini istiyorlar.
Tamer Dinçşahin: Düşen petrolün yansıması, artan lojistik giderinin altında kaldı
Ekol Lojistik Yöneticisi Tamer Dinçşahin, Kovid-19 pandemisiyle, lojistik sektörünün birçok zorlukla birlikte, lojistik süreçlerinin uzaması ve maliyetlerin artmasına neden olan uygulamalar ile karşılaştığını belirtti.
Dinçşahin, ABD’de -40 doları gören petrolün varil fiyatına karşın, Türkiye’de, akaryakıt fiyatlarına yansıyan indirimin daha az olduğunu ve yüzde 25’lik yakıt kazanımının diğer artan maliyetlerin altında kaldığına dikkati çekti.
Salgında iş yapış şekli ve engeller
Türk kara taşımacılığının sektör olarak, birçok sıkıntılı ve olağanüstü badireyi atlattığını kaydeden Dinçşahin, sıkıntılı dönemlerde bile kendi çözüm olanaklarını da yaratan, adeta bağışıklık kazanan bir sektör olduklarını söyledi:
Kovid-19 sürecinde de birçok çözüm önerisini kamu ile paylaşarak çözümler üretebilmiştir. Bu süreçten başarı ile çıkabilen, sürdürülebilir bir tedarik zincirinin nasıl olması gerektiğini tüm çevresine göstererek, alkışı da fazlasıyla hak etmiştir.
Kurum içi pandemi tedbirleri
Dinçşahin, şirket içi Pandemi Kurulu oluşturarak, tüm çalışanların bilgilendirildiğini ve sağlık kontrollerinin en üst düzeyde tutulduğunu kaydetti ve Ar-Ge merkezlerinin yaşanması muhtemel birçok senaryo için hazırlık yaparak ön aldığını belirtti.
"Martta, iş yapış şeklimizi değiştirdik"
Pandemi döneminin, teknoloji ve Lojistik 4,0 çalışmalarının önemini fazlasıyla kanıtladığını kaydeden, Dinçşahin, yıllardır istihdamı ülke geneline yayma hedefli, uzaktan/evden çalışma modelini mart ayı itibarıyla yaygınlaştırdıklarını anlattı.
Kesintisiz ancak korunmalı bir hizmeti sürdürdüklerini söyleyen Dinçşahin, kamu ile olan işbirliklerini artırdıklarını, açıklanan kurallar silsilesini harfiyen uygulayarak çok iyi geri dönüşler aldıklarını ifade etti.
Havayoluyla yükse hafif pahada ağır ürünler
Türkiye özelinde havayolu ve karayolu taşımacılığındaki taşıma oranlarına bakıldığında, 2019 yılında havayolu ile değersel ihracat, yüzde 8,54, ağırlık olarak yüzde 0,85 oranında mal taşıması yapıldı.
Karayolu ile değersel ihracat yüzde 28,59, ağırlık olarak yüzde 19,01 oranında mal taşındı.
Yani, havayolu ile yükte hafif, pahada ağır ürünler taşınıyor.
Mart 2019 - Mart 2020 karşılaştırılmalı değersel ihracat
Karayolu taşımacılığı 2019'a göre 2020’de yüzde 1,7 eksilerek, yüzde 27,6’ya düştü.
Havayolu taşımacılığı ise aynı sürede yüzde 0,5 eksilerek yüzde 6,9 oldu.
Yani, iki taşıma modunda geçen yıla göre azalma yaşanırken, birbirlerinin yerini de ikame edemediler.
"Pandemide hiçbir çalışanımızla yolumuzu ayırmadık!"
Dinçşahin, Türkiye kara taşımacılığı sektöründe, geçen yıl Batı kapıları, (Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala) çıkış yapan araç sayıları virüs öncesi 1700-1800 araç iken 2020’de, 800- 900 civarına düştüğünü kaydetti.
Sektördeki daralmayı, üretimin frene basmasına bağlayan Dinçşahin, “Durgunluk dönemini, ekipmanlarımızın mutad bakımlarını yaparak, virüs sonrasına, hazırlanarak değerlendiriyoruz. Ekip olarak ise hiçbir çalışanımızla yolumuzu ayırmadan süreci yönetiyoruz” dedi.
Pandemi döneminde, kredi ve taksit ödemelerinin gözlerinde büyüdüğünü anlatan Dinçşahin, sektörün finansal derinliği olmadığı için bu dönemde finansal kaynaklara büyük ihtiyaç duyulduğu tespitini yaptı.
Bu dönemde KGF üzerinden alınabilecek krediler, Eximbank kredilerinin kullanımında sektörel limitlerin arttırılması, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin alınmaması, SGK ödemelerinin çalışılmayan dönemler göz önünde bulundurularak 2020 içinde minimum 6 aylık süre için alınmaması, kredi ve taksit ödemelerinin minimum 2020 sonrasına ek maliyetler olmaksızın ertelenmesiyle sektörün ayakta tutulabileceğini söyledi.
"Pandemi sonrası talep artışı kaçınılmaz!"
Dinçşahin, ertelenen ihtiyaç alımları nedeniyle üretimde belirli bir yükseliş olacağını, ithalat ve ihracat taşımaları dahil tüm tedarik zincirinde talep artışının kaçınılmaz olduğuna dikkati çekti. Dinçşahin, kriz sonrası süreçte ülkelerin ekonomik küçülmeleri ve petrol üreten ülkelerin krizlerinin göz önüne alındığında, talep artışının birden gelmeyeceğini de ifade etti.
"Pandemi sonrası tedarik zinciri yakınlaşacak, Türkiye, Çin’den pay alacak"
Dinçşahin, pandemiden sonra kurulacak yeni dünya düzeninde, Türkiye’nin Çin’den pay alacağı, görüşünü seslendirenlerden.
Yeni sistemde Çin'den alım yapan ülkelerin geçiş noktası ve yakın coğrafyası içerinde kaldığına işaret eden Dinçşahin, Türkiye’nin dinamizmi ve süratiyle, rakip ülkelere göre daha da avantajlı olacağına kesin gözüyle bakıyor.
Ali Çiçekli: Pandemi, lojistiğin ne denli stratejik olduğunu gösterdi
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Görevlisi Ali Çiçekli, küresel salgın nedeniyle dünya karantina altında olsa da, temel ihtiyaçlar için tedarik zincirinin kopmaması gerektiğini vurguladı.
Panikle marketlere hücum eden insanların boşalttığı rafların yeniden ve süratle doldurulması gerektiğine işaret eden Çiçekli, bunun bilincinde olan tüm dünya devletlerinin, hemen herkesi ve hareketleri kısıtlayıp karantinaya alırken, muafiyetin sağlık, güvenlik ve lojistiğe tanıdığına dikkati çekti.
Çiçekli, tedarik zincirinin kopmaması için neredeyse tüm devletlerin karayolu taşımacılığını kolaylaştırmak ve desteklemek için bir dizi acil önlem aldığını kaydetti.
Çiçekli, salgın öncesinde, kotalar, vizeler, sınır geçişleri, mevzuatlar, cezalar, yüksek maliyetler ve benzeri engellerle zorlukla yapılan uluslararası karayolu taşımacılığının, bu dönemde daha ağır şartlarda ve sektör mensuplarıyla, sürücülerin özverileriyle yürütüldüğünü anlattı.
"Sınırdaki sahra hastaneleri kurulmalı"
Sürücülerin sınır kapılarında araç değiştirmesiyle döndürdükleri, geçici bir iş yapma modeline geçtiklerini belirten ALC Lojistik Başkanı Çiçekli, şu çözüm önerisinde bulundu:
Bu sürdürülebilir bir model değil. Tüm sınır kapılarında sürücülere test yapılmasını ve yine sınır kapılarında kurulacak sahra hastaneleri ile pozitif çıkan sürücülerin, karantinaya alınıp, sağlıklı olanlar devam etmelidir.
Çiçekli, tedarik zincirinin kopmaması için AB ülkelerinin, TIR'ların hareketlerini kısıtlayan geçiş kotaları ve sürücülerin Schengen vizeleri ve kalış süreleri konusunda gerekli kolaylık ve düzenlemeleri hızlıca yapmaları için Türkiye’nin girişimlerde bulunmasını talep etti.
"Tekel konumundaki Ro-Ro, petroldeki düşüşü fiyatlara yansıtmadı"
Ali Çiçekli, Türkiye'den batı ülkelerine karayolu ile yapılan yük taşımacılığının Ro-Ro ile intermodal olarak yapıldığını söyledi.
Ro-Ro şirketinin, Türkiye’de tekel olduğu tespitini yapan Çiçekli, şirketin her ay açıkladığı BAF (Akaryakıt Ayarlama Oranı) rakamını petrol düşüş oranında düşürmediği belirtti.
“Örnek vermek gerekirse BAF rakamını sadece 9 euro düşürmüştür. Oysa şu anda BAF rakamının eksi olması gerekirdi” sözleriyle Çiçekli, petrol fiyatlarındaki düşüşün yoğun olarak Ro-Ro'yu kullanan karayolu taşımacıları için olumlu bir etki getirmediğine dikkat çekti.
Lojistik sektörünün yol haritası
Sektörün, kredilere erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığı tespitini yapan Çiçekli, Ro-Ro şirketinin, kara nakliyecilerine çözüm ortağı anlayışıyla yaklaşıp BAF ve navlun konusunda gerekli indirimleri yapmasını ve geçici ödeme kolaylıkları sağlamasını beklediklerini vurguladı.
Çiçekli, uluslararası kara taşımacılığının yol haritasını şöyle çizdi:
Ticari araçlarımızın kredi taksitlerinin faizsiz ötelenmeli; kısa çalışma ödenekleri hızla ödenip, sürücü ve çalışanlarımız için 6 ay süreyle SGK, muhtasar ve benzeri vergiler alınmamalı.
KDV iadeleri bu sıkıntılı dönemde daha seri ödenmeli; yük taşıyan taşıtlar, 3 ay süreyle köprü, otoyol ve tünel geçiş ücretlerinden muaf tutulmalı;
Ticari taşıtlardan MTV’nin 2020 Temmuz’da ödenmesi gereken ikinci taksitleri alınmamalı;
Zorunlu trafik sigorta ücretlerinde yüzde 50 indirim yapılmalı, üç ayda bir alınan geçici vergi uygulaması yılsonuna dek durdurulmalı;
Ulaştırma Bakanlığınca geçiş ve Ubak belgeleri gibi yönergelere bağlı olarak uygulanan cezaların, bu yıl uygulanmamasını bekliyoruz.
"Lojistik hızlı toparlanacak"
Çiçekli, küresel salgından sonra da en hızlı toparlanacak sektör olan lojistiğin, imalatla entegre yürüyeceğine dikkati çekti, KOBİ’lerin kapanması ve kitlesel işsizlik durumunda, imalat sanayinin hızlı toparlanamayacağını öne sürdü.
Çiçekli, salgın sonrasında stoklarla birlikte insanların gelirinin de erimiş olacağından arz olsa bile tüketimin kısıtlı kalacağı tespitini yaparken buna karşın aktif ve dinamik yapısı sayesinde lojistiğin kısa sürede toparlanabileceğini savundu.
Çiçekli, sektör temsilcilerinin çoğunun yüksek maliyetine rağmen araç parkını hep hazır tuttuğunu ve sürücüleri işten çıkarmayarak hazır beklettiğini ve finansman sıkıntısına girdiklerini belirtti.
Fevzi Çakmak: Pandemi sonrası, Türkiye pazarını büyütecek
Sektörün kısa sürede evden çalışma sistemine geçtiğini belirten Plastnak Yönetici Ortağı Fevzi Çakmak, bunun akıllı telefonlar ve sisteme uzaktan bağlanarak sağlandığını söyledi.
Çakmak, bu süreçte sanayici partnerleriyle düzenli planlama yaparak ekibin dönüşümlü çalışma saatlerini düzenlediklerini, garajda duran araçların bakımlarını yaparak filoyu hazır hale getirdiklerini anlattı.
"Türkiye, Çin’den pay alacak"
Çakmak, küresel salgın sonrasında dünyada ekonomi, sanayi ve lojistik sektörlerinde önemli değişiklikler olmasını beklediğini dile getirdi.
Türkiye’nin, özellikle Avrupa pazarını genişleteceğini, bunda Çin’den alacağı payında katkısı olacağını kaydetti.
Türkiye’nin, pandemiyi lehine çevirebileceğini ve bunun, devlet destekli, sektörel planlamadan geçtiğini ifade etti.
Karayolu ve Ro-Ro giderlerinin üçte birini oluşturan petrol fiyatlarını şu ana kadar sektöre bir avantajı olmadığını söyleyen Çakmak, "Böyle devam ederse yakın zamanda etkisini görebiliriz" dedi.
Zorlu şartlara rağmen süreci devam ettirmeye gayret gösterdiklerini aktaran Çakmak, "Her sektörde olduğu gibi bizimde karşılaştığımız zorluklar mevcut. Önceliğimiz tabi ki saha da olan şoför arkadaşlarımızın sağlığı. Bu hususta elimizden geldiğince kendilerine destek olmaya çalışıyoruz. En büyük sıkıntılarımızın başında Konsoloslukların kapalı olmasından dolayı vize alınamaması gelmekte" şeklinde konuştu.
"Karayolu taşımacılığı olarak kısıtlamalarımız bu süreçte fazlalaşsa da yüklerimizi üretim oldukça teslim edebiliyoruz"
Ayrıca şoförlere uygulanan on dört günlük karantina uygulaması da sektördeki başka bir sorun olduğuna dikkat çeken Çakmak, şu ifadeleri kullandı:
Sektörümüz kısa sürede gerektiğinde evden çalışma sistemine kolaylıkla geçebilmiştir. Tabi bunda akıllı telefonlar ve sistemlere uzaktan bağlanabilmenin etkisi yadsınamaz.
Her ne kadar evden çalışabiliyor olsak da evrak akışı ve araç kontrolleri için ofiste ve garajda olunması gereken zamanlar oluyor. Bu durumlarda personellerimize ateş ölçümü yapılıyor, araçlar ilaçlanıyor, ofiste sosyal mesafeye uymak koşuluyla personelimiz dönüşümlü çalışıyor, gerektiğinde maske ve eldiven kullanımı sağlanıyor.
Çakmak, "Hava taşımacılığı ve kara taşımacılığı genelde birbirinin ikamesi olan taşıma modları değildir. Çünkü hava taşımacılığında yükte hafif meblağda yüksek ve çoğu acil olan ürünler taşınırken, karayolunda hacimli ve genelde sanayi malzemeleri taşınmaktadır. Karayolu taşımacılığı olarak kısıtlamalarımız bu süreçte fazlalaşsa da yüklerimizi üretim oldukça teslim edebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Her sektörde yaşanan ekonomik daralmadan dolayı taşıma modlarının da kapasitesi azaldığını hatırlatan Çakmak, "Fakat modlar arası kayma çok gözlenmemiştir" dedi.
"Devletin sektörü düşük faizli kredilerle daha çok desteklemesi gerektiğini düşünüyorum"
Süreç içerisinde sanayici partnerleriyle düzenli planlama yaparak ekip arkadaşlarının çalışma saatlerini buna göre düzenlediklerini söyleyen Çakmak, Ayrıca kapasite azalmasından kaynaklı garajlarda duran araçların bakımlarını yapıp, süreç bitimine filoyu hazır hale getirdiklerini anlattı:
Krizi en iyi yöneten sektörlerden biri olmak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz çünkü dünya durma noktasına gelse de gıda ve lojistik duramaz, zincirin devamlılığı için iki önemli sektörüz. Lojistik yoksa hayat yoktur.
"Finansman anlamında ise devletin sektörü düşük faizli kredilerle daha çok desteklemesi gerektiğini düşünüyorum" diyen Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Virüs sonrası süreçte, en büyük dileğimiz sanayicimizin hızlıca desteklenmesi ve hak ettiği noktaya kısa sürede gelmesidir. Bu ne kadar çabuk olursa bizim eski kapasitemize ulaşmamızda o kadar çabuk olur.
Salgın sonrası süreçte de dünyada ekonomi, sanayi ve lojistik sektörlerinde önemli değişiklikler olmasını beklemekteyim.
Ayrıca bu süreç sonrası özellikle Avrupa’da Türkiye’nin her anlamda payının artacağını düşünüyorum, bunda Türkiye’nin Çin’den alacağı payında katkısı olacağına inanıyorum.
Salgını ülke lehimize çevirecek gücümüz var. Eğer her sektör bu anlamda planlamasını doğru yapar ve devletimiz de desteklerini arttırırsa, Türkiye bu süreçten en az kayıpla çıkar ve sonrasında bunu kazanıma dönüştürebilir.
Edip Bakımcı: AB’nin ağır bürokrasisinde canlarımızı kaybettik
BKM Lojistik Başkanı Edip Bakımcı, Türkiye’nin akaryakıtı yüzde 20-25 bandında indirildiğini, buna karşın lojistik sektöründe, yüzde 75’lik kaybın olduğunu kaydetti.
Bakımcı, tahsilatta da, bağlantılı olarak, planlı ödemelerde de zorlandıklarını, kapasitedeki düşüşle birlikte yarı zamanlı çalışma düzenine geçtiklerini anlattı.
“Ticaret Bakanlığı işi kolaylaştırdı”
Salgında ve uygulanan tedbirlerle birlikte tüm çalışanların motivasyonun düştüğünü, her ülkenin özel kurallarıyla uğraştıklarını belirten Bakımcı, şöyle konuştu:
Şoförlerin yurt dışına çıkışında 14 gün karantina süresi, sektörü olumsuz etkiliyordu. Ticaret Bakanlığı işi kolaylaştırıp ülkeye girişte şoförlerimize test yapıp tekrar çıkışlarına müsaade ederek, buradaki kördüğümü çözdü.
Bakımcı, bu süre içinde, işlerinin yüzde 70-80 oranda gerilediğini, AB’nin vize uzatımı ile ilgili yaptığı açıklamalara, pek uyulmadığını ve bürokrasiden yıldıklarını ifade etti.
Bazı ülkelerin kendilerini korumak için transit geçen araçlarına konvoy uygulaması getirdiğini aktaran Bakımcı, bunun da üst üste ölümlü kazaları getirdiğini, sürücülerinin hayatını kaybettiğini belirtti.
“Ayakta kalabilirseniz, toparlanır, durursanız, düşersiniz!”
Bakımcı, sektörün, hem zamana hem de kilometreye endeksli giderleri olduğunu vurguladı.
Lojistik sektörünün, kriz sonrasında en hızlı toparlanacak sektörlerden olduğu tespitini yapan, Bakımcı, sektörü, bisiklet kullanmaya benzeterek, “Ancak ayakta kalabilirseniz, toparlanırsınız; durduğunuz anda düşersiniz” dedi.
© The Independentturkish