Karara konu olay 15 Temmuz 2012 tarihinde, Babaeski, Büyük Mandıra beldesinde meydana geldi. H.A.’nın kullandığı biçerdöver, karşı yönden gelen S.Ç.’nin kullandığı otomobille çarpıştı.
Otomobilde yolcu olarak bulunan U.U. hayatını kaybetti, sürücü S.Ç. yaralandı. Hastaneye kaldırılan S,Ç.’nin 160 promil alkollü olduğu ortaya çıktı.
Kazada ölen yolcunun anne-babası hem çocuklarının bindiği aracın alkollü olduğu anlaşılan sürücüsüne, hem bu aracı kiralayan şirkete, hem de biçerdöver sürücüsüne maddi-manevi tazminat davası açtı.
Maddi tazminat talepleri yenilendi
Otomobilde yolcu olarak bulunan U.U.’nun ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını belirten davacı anne-baba, 2 biner lira maddi, 40 biner lira manevi tazminat talebinde bulundu. Daha sonra maddi tazminat talepleri 9 bin 369 lira ve 11 bin 162 lira olarak yenilendi.
Davalı otomobilin sürücüsünün avukatları, araçta ölen kişinin müvekkilleri tarafından hatır için araca alındığını belirtirken, aracı kiralayan şirketin avukatları da istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu öne sürdüler.
Yerel mahkeme, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davayı kısmen kabul etti. Davacı anne için 12 bin lira manevi, 9 bin 369 lira maddi, davacı baba için 12 bin lira manevi, davacı baba için 11 bin 162 lira maddi tazminata hükmetti. Karar temyiz edildi.
Ölen kişi, araca sürücünün alkollü olduğunu bilerek binmiştir
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin kararını kısmen bozdu. Kararda, otomobilde ölen kişinin, sürücünün arkadaşı olduğu ve olay günü gezme amaçlı davalının aracında yolcu olarak bulunurken kazanın meydana geldiği belirtildi.
Kararda davacı ailenin, adına destek tazminatı talebinde bulunması nedeniyle “destek” ifadesiyle anılan ölen yolcu ile, alkollü sürücünün arkadaş olduğu belirtildi, şu tespitlerde bulunuldu:
“Dosya kapsamından desteğin, davalı sürücünün alkollü olduğunu bilerek aracına bindiği anlaşılmaktadır. Alkollü sürücünün aracına bilerek binmek, zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir. Mahkemece, destek yolcunun müterafik (zarara katkı sağlayıcı) kusuru nedeniyle tazminattan yüzde 20 oranında indirim yapılması gerektiği, yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda davacıya (ölen yolcuya) emniyet kemeri takmaması nedeniyle yüzde 10 oranında kusur verildiği anlaşılmakla, hükmedilen tazminattan yüzde 10 daha müterafik kusur indirimi yapılması gerekir”
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde “müterafik kusur”, Borçlar Kanunu’nun 44. Maddesinde düzenlenmiş durumda.
Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebiliyor.