Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş: Kovid-19 Hatay’da 2 ay önce vardı

Aynı zamanda tıp doktoru olan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Hatay 2 ay önce koronavirüs sürecini yaşadı hatta ben de atlattım. Bu, 2. dalgamız” dedi. Savaş iki önce hiç rastlamadıkları kadar grip ve zatürreden kayıpları olduğunu söyledi

Hatay'da salgınla mücadele kapsamında güvenlik güçleri bazı cadde ve bulvarda önlem aldı / Fotoğraf: AA

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş kente yaşanan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ikinci dalga olduğunu, iki ay önceki yaşanan ve kendisinin de hasta olduğu ilk dalgada, can kayıplarının da meydana geldiğini iddia etti. 

İlk kez böyle bir hastalık geçirdim

Habertürk’ten Esra Boğazlıyan’a konuşan Savaş, geçirdiği hastalık hakkında şunları söyledi:

Korona vakaları bizde yeni başlamadı. Muhtemelen ocak ayının ortasından itibaren Türkiye’de koronavirüs vardı, Hatay’da da bu vakalardan çok görüldü. Çünkü ben doktor olarak bu konunun uzmanıyım, enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji hocasıyım. Bu nedenle hastalığı tasvir etme konusunda eşleştirdiğimiz zaman semptomlar bire bir örtüşüyor.

Bu süreçte benim 1 günlük Barselona seyahatim vardı. Sonra geldim yine 1 günlüğüne Almanya’ya gittim. Sonra İstanbul’a ve ardından Hatay’a geldim ve hastalandım. Tam Elazığ depreminin olduğu zamandı. Elazığ’a da gittiğimde hastaydım. Bütün semptomlar aynı. Ateş, kuru öksürük, halsizlik, boğaz ağrısı. Hatay’a geldim ve çok perişan oldum. İlk kez böyle bir rahatsızlık geçirdim. Doktor olduğum ve ilaç aldığım için de ondan sonraki süreci ayakta geçirdim. Hatay’da çok sayıda kişi de aynı süreci yaşadı. Covid-19’la aynı semptomlar, genç de yaşlı da çok sayıda insan yaşadı bunu.

 

1500x500.jpg
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş / Fotoğraf: Twitter (@DocDrLutfuSavas​​​​​​​)

 

Bronşit, zatürre olarak kayıtlara geçti

Belediye Başkanı Savaş, ciddi bir Suriyeli göçmen nüfusuna da ev sahipliği yapan kentte yaşananları ise şöyle anlattı: 

Ben Hatay’daki cenazelere katılırım. Katılamadığımda da mutlaka yakınlarını ararım. Bugüne kadar hiç rastlamadığımız şekilde grip ve zatürreden kayıplar olduğunu gördüm. Örneğin "Annemin ateşi çıktı, yoğun bakıma aldılar ve 2. gün zatürreden öldü" diyor cenaze yakını. Zatürre öyle hızlı seyretmez. Yavaş yavaş ateş yükselir, öksürük olur, halsizlik, nefes darlığı olur. Ama bütün bu süreçleri atlatmadan birden son evreyle karşılaşınca bakıyorsunuz ki Covid-19’la örtüşüyor.

Bu nedenle tezim şu; Hatay’da ocak ayının sonlarına doğru zaten bu vakalar vardı. Ve şu anki görüntü de sanki beni teyit ediyor. Çünkü 17’ydi vaka sayısı şu an 22 vaka. Bu kadar az vakanın olması normal midir? Hatay bir geçiş noktasında. Hatay da Türkiye de geçiş noktasında. İran’da bu kadar vaka var. Kıbrıs’ta bu kadar vaka var. E bakıyorsunuz Hatay’da 22 vaka. Bir de vakaların çoğu ya Umre’den gelmiş ya da Umre’den gelenleri ziyaret etmiş. Biz sanki ilk atağı atlattık. 2. atak da bu Umre kaynaklı.

Ben enfeksiyon hastalıkları hocasıyım. Eşim de halk sağlığı profesörü. Bu epidemiyolojik gerçeklik nedir bunları bilen insanlarız. Tanı konulamadığı için ya astım, bronşit, zatürre olarak kayıtlara geçti. Böyle tanımlanamayarak hastaların çoğunda da Covid-19 olduğunu düşünüyorum.

Savaş, “O döneme ilişkin geriye dönüp bir araştırmanız oldu mu” sorusunu ise “Bununla ilgili bir epidemiyolojik sürveyans yapma şansımız yok ama cenaze sahipleriyle, vaka yakınlarıyla konuştum, çevremde gözlemleyerek bir enfeksiyon hastalıkları hekimi olarak bu çıkarımı yapıyorum” diye yanıtladı.

 

Independent Türkçe, Habertürk

DAHA FAZLA HABER OKU