Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı İshak Sağlam, 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 23. maddesinde yapılan değişikliğine ilişkin eleştirilerde bulundu.
Düzenlemeyle sivil toplum kuruluşlarında örgütlenen insanların fişlenmesinin önünün açıldığını savunan Sağlam, idarenin sivil toplum üzerindeki bu baskısının evrensel hukukun ilkelerine aykırı olduğunu ifade etti.
Sağlam, “Anayasa’nın tanıdığı örgütlenme özgürlüğü sıkı bir denetim altına alınarak dernek yönetimi, dernek kurulları ve üyelerinin her türlü takibatı yasalaştırıldı” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Uygulama sivil toplum anlayışı üzerinde korku psikolojisi oluşturacak”
Değişikliğin özel hayatın gizliliği gibi temel haklara ayrı olduğunu vurgulayan Sağlam, şunları kaydetti:
Söz konusu uygulama sivil toplum anlayışı üzerinde korku psikolojisi oluşturacak ve sivil halkın devlet otoritesine karşı gücünü azaltacaktır. İdarenin sivil toplum üzerindeki bu baskısı gerek evrensel hukukun gerek anayasanın örgütlenme özgürlüğü, kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği gibi temel ilkelerine aykırıdır. İdare, sivil toplumu bir zenginlik olarak görmeli, bu anlamda çalışmalarını kısıtlamak ve kontrol altına almak yerine sivil toplumun imkanlarını artırarak daha özgür ve daha güçlü bir şekilde çalışabilmesinin önünü açmalıdır”
“Çiftçilere verilen destek artırılmalıdır”
Koronavirüsün tarım üreticisi ve ihracatçısı konumundaki ülkeleri tedbir almaya sevk ettiğini ve bazı ülkelerin gıda ürünleri ihracatını askıya aldığını ifade eden Sağlam, söz konusu süreçte çiftçilere verilen desteğin artırılması gerektiğini belirtti.
“Virüs salgınının, yol açtığı hastalık ve ölümlerin yanında üretim, gıda tedariki ve işsizliği olumsuz etkileyerek devasa bir ekonomik krize neden olabileceği” uyarısında bulunan Sağlam, devamında şu ifadelere yer verdi:
Gıda üretimi ve tedarikinde yaşanabilecek olası bir kriz, üretimde her ülke için kendi kendine yeterli olmayı gerektirecektir. Tarımsal üretimi en fazla zorlayan girdi maliyetlerinin azaltılması ve üretilecek ürünlerin hak ettiği karşılığı bulması sağlanmalıdır. Tarım ve hayvancılık gibi daha stratejik hale gelen alanlara yoğunlaşmak, salgın nedeniyle sekteye uğrayan sanayi üretimi ve doğurduğu istihdam boşluğunun kısmen de olsa kapanmasına da yardımcı olacaktır.
Independent Türkçe