AK Parti hükümetinin istinaf yargılamasını hızlandıracak bir kanun teklifini TBMM’ye sunmadan önce gelen AYM’den gelen karar, beraatla sonuçlanan kararlarda istinafın vereceği mahkumiyet kararlarına Yargıtay yolunu açıyor.
AYM, bölge adliye mahkemeleri (istinaf mahkemeleri) tarafından, ilk derece mahkemesinin beraat kararının bozularak, ilk kez verilen mahkumiyet kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olmasını Anayasa'ya aykırı buldu.
Ankara’da asliye ceza mahkemesinde yargılanan bir sanık hakkında beraat kararı verildi. Savcı beraat kararını bu tür cezalarda son temyiz mercii olan istinafa taşıdı.
İlk derece mahkemesinde beraat eden ancak istinafta 2 yıl ceza alan sanık, yasal engel nedeniyle temyize başvuramadı.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 286/d bendindeki düzenlemenin iptali istemiyle AYM’ye başvurdu.
Resmi Gazete'de yayımlandı, yürürlüğe girdi
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 286/d bendindeki, “İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve üst sınırı 2 yıla kadar (2 yıl dahil) hapis cezasını gerektiren suçlara ilişkin her türlü bölge mahkemesi kararları temyiz edilemez” hükmünün iptali istendi.
AYM Genel Kurulu bu düzenlemeyi oy çokluğuyla iptal etti. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kararda özetle şöyle denildi:
“Yargılamanın makul bir sürede sonuçlandırılması ve usul ekonomisinin sağlanması amacıyla da olsa hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin denetime tabi kılınmamasının sanığa aşırı bir külfet yükleyeceği açıktır. Hürriyeti bağlayıcı cezaya ilişkin mahkumiyet hükmünün denetletilmesiyle elde edilecek bireysel yarar, makul sürede yargılanma hakkı ve usul ekonomisi ilkesine feda edilemez. Bu itibarla bölge adliye mahkemesince ilk defa verilen ve hürriyeti bağlayıcı ceza içeren mahkûmiyet hükümlerine karşı denetim imkânının bulunmamasının hükmün denetlenmesini talep etme hakkına yönelik orantısız bir sınırlama getirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Üst sınırı 2 yıla kadar (2 yıl dahil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü kararına karşı temyiz yolunun kapalı olmasını öngören kuralın bütünüyle iptali gerekir. Açıklanan gerekçelerle kural Anayasa’nın 36. maddesine aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir”