Koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemlerden biri okullarda eğitim-öğretim faaliyetlerine ara verilmesi ve uzaktan eğitime geçilmesi oldu.
16 Mart günü eğitim-öğretime verilen 2 haftalık ara, salgının boyutlarının büyümesi üzerine 30 Nisan’a kadar uzatıldı.
Bu durum, Türkiye genelindeki okullarda ücretli öğretmen olarak görev yapan onbinlerce ücretli eğitimcinin 48 günlük ücretlerini alamayacakları anlamına geliyor.
Çok düşük paralarla geçinmeye çalışan ücretli öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı bu sorun, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile birlikte kameraların karşısına geçen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a da soruldu.
Uygulamadaki mevzuatı işaret eden Selçuk’un sözleri zaten karamsar olan ücretli öğretmenlerin umutlarının daha da kırılmasına neden oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şimdi dışarı çıkıp iş aramak zorunda
Geçtiğimiz aylarda, ek ders ücretleri karşılığında okullarda görev yapan ücretli öğretmenlerin sorunlarına değindiğimiz haberde hikayesine yer verdiğimiz İbrahim öğretmenin sabahları çalıştığı demir atölyesi virüs salgınının daha da ağırlaştırdığı ekonomik vaziyet nedeniyle faaliyetlerine ara verdi.
Ailesini geçindirmek için sabahları demir atölyesinde çoğu kaçak işçiyle çalışan, öğleden sonra ise takım elbisesini giyerek okula giden İbrahim’in şu anda çalışacak hiçbir işi yok.
Yetkililerin “Evde kalın” çağrısına mecburi şekilde uyan ücretli öğretmen İbrahim’in kirasını ödeyebilmek için bir gelire ihtiyacı var. Bu nedenle dışarı çıkıp iş arayacağını söylüyor. Ama bir iş bulma konusunda da hiçbir ümidi yok.
Bakanlık ücretli öğretmen sayısını açıklamıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) aracılığıyla bu soruyu yönelttiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı, “Ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara kurum ve kuruluşların olumsuz cevap verebileceklerini” işaret etmiş ve “Sizin isteğiniz de özel bir çalışma gerektirdiğinden bu konuda tarafınıza bilgi verilememektedir” demişti.
O günden bu yana ücretli öğretmenlerin durumlarının iyileştirilmesi için bir adım atılmadı.
Kadrolu öğretmenlerden sosyal medyada çağrı: Bizim ücretimizi ücretli öğretmenlere verin
Bazı atanmış kadrolu öğretmenler, sosyal medyadan çağrıda bulunarak atanamamış-ücretli öğretmenlerin bu sorununa dikkat çekti ve kendilerine verilen ek ders ücretlerinin eğitimlere ara verilmesi nedeniyle herhangi bir ücret alamayacak ücretli öğretmenlere verilmesini istedi.
Öğretmen İbrahim Halil Er sosyal medya hesabından şunları yazdı: “Benim ücretimi verme, ücretli öğretmene ücretini ver ve onları mağdur etme. Kadrolu öğretmen olarak ücretli öğretmenlerle dayanışma yapmak ek ders ücretimin ücretli öğretmenlere verilmesini talep ediyorum.”
Bir başka öğretmen Sinan Özyurt da benzer bir çağrıda bulunarak şöyle söyledi: “Kadrolu bir öğretmen olarak ücretli öğretmen arkadaşlarımla dayanışmak için ben de İbrahim hocam gibi ek ders ücretimin ücretli öğretmenlere aktarılmasını talep ediyorum.”
Kadrolu bir öğretmen olarak ücretli öğretmen arkadaşlarımla dayanışmak için ben de İbrahim hocam gibi ek ders ücretimin ücretli öğretmenlere aktarılmasını talep ediyorum. @ziyaselcuk @tcbestepe https://t.co/pl6FVmzc3T
— Sinan Özyurt (@gahura) March 19, 2020
Ücretli öğretmenlerin sorunları sendikaların da gündeminde
Memur-Sen Konfederasyonu ve Eğitim Bir Sen Başkanı Ali Yalçın, “Esnafa, çiftçiye, emekliye, iş dünyasına bazı dokunuşlar yapıldı ve bu konuda sosyal devlet olmanın yükümlülüğü hissettirildi. Fakat tek gelir kaynağı girdiği ders ücreti olan ücretli öğretmenlerimiz bu desteklerden faydalanamadı. Mevzuat boyutunda belli bahaneler, belli cümleler kurulabilir ama bir şey gözardı edilmemeli bu arkadaşlarımızın başka gelirleri yok” dedi.
Independent Türkçe’ye konuşan Yalçın, “Eksik sigortalı çalışarak öğretmen açığını kapatan ücretli öğretmenlerimize bu süreçte sahip çıkılmalı. Ders ücretleri kendilerine takdim edilmeli; yoksa koronavirüs sürecinin uzun süremesi bu arkadaşlarımızın çok büyük mağduriyetlerle karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Konu mutlaka etraflıca değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.
“Mevzuat bahane edilmemeli”
“Mevzuat buna izin vermiyor denilerek bu iş kenara konulmamalı” diyen yalçın bu konunun bir ‘sosyal restorasyon süreci’ olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Yalçın şunları söyledi:
Bu insanlar bu süreçte desteklenmek durumundalar, hakikaten zor durumdalar. Türkiye’nin en büyük eğitim örgütlenmesiyiz. Bu konuda gelen telefonlar sayıyla ifade edilebilecek düzeyin de üzerinde. Çok fazla telefon geliyor. Devletimiz güçlü bir devlettir, bu konuda bir adım atmak durumundalar.
Eğitim açığını kapatıyorlar
On binlerce ücretli öğretmen olduğunu dile getiren Yalçın, ülke genelindeki öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatıldığını vurguladı.
“Bu arkadaşlarımız eğitimde bir açığı kapatıyorlar” diyen Yalçın sözlerini şöyle sürdürdü:
Eğer geçmişte uygulanan vekil öğretmenlik uygulaması devam etseydi 3’te 2 oranda maaş almış olacaklardı. Ama şu anda birim maliyet üzerinden ücretlendiriliyorlar. Bu süreç içinde bu insanlar desteklenmeye, geçmişte verdikleri emeklere binaen bu süreçte yalnız bırakılmamaya ihtiyaçları var.
© The Independentturkish