Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı İshak Sağlam, yaptığı haftalık gündem değerlendirmesinde; yüksek riskli mahkumların tahliye edilmesi, ekonomik tedbirler paketi ve ambargo altında pandemik hastalık ile mücadele gibi gündemin öne çıkan başlıklarını ele aldı.
Pandemik bir felaket ile karşı karşıya kalındığı şu günlerde, en yoğun sağlık tehdidine maruz kalan kesimlerin kuşkusuz cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlüler olduğunu kaydeden Sağlam, birçok ülkenin af, tahliye ve infaz erteleme gibi benzeri yollara başvurarak mahkumları evlerine gönderdiğini aktardı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Özel infaz tedbirlerine gidilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir”
Yeni infaz düzenlemesinin "acil yeni durum" doğrultusunda güncellenmesi gerektiğini ifade eden Sağlam, “Türkiye’de hızla büyüyen tehlike ve yüksek risk hesaba katılarak; Dosya içeriğine bakılmaksızın, kronik sağlık sorunları ve ileri yaşları nedeniyle daha yüksek risk altında olan mahkumlar ile hamile ve çocuklu kadın mahkumlar için af, infaz erteleme veya tahliye veyahut da özel düzenlemeler yapılarak olağanüstü hallere ilişkin özel infaz tedbirlerine gidilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Risk grubunda bulunanlar istisna gözetilmeksizin cezaevlerinden çıkarılmalıdır” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanlığı ekonomik paketi beklentilerden uzak”
Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan ekonomik tedbirler paketinin beklentileri karşılamaktan uzak kaldığına vurgu yapan Sağlam, salgın süresince çalışanların işini kaybetmemesi ve işverenlerin işçi çıkarmak zorunda kalmaması için daha güçlü ve somut desteklere ihtiyaç ve pakette bu konuda bir destek programının olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu kaydetti.
Ambargo ve ablukaların uluslararası bir seferberlik ile kırılması gerektiğini söyleyen Sağlam, devamında şu ifadeleri kullandı:
ABD ve işgal rejimi başta olmak üzere gayrı meşru yöntemlerle devletleri ve halkları cezalandıran rejimlere karşı en azından koronavirüs salgını süresince uluslararası bir seferberlik ile bu ambargo ve ablukalar kırılmalıdır. Salgın hastalık ve ekonomik kriz ile mücadelede mağdur halklara ekonomik ve tıbbi malzeme desteği sağlanarak salgının kontrol altına alınabilmesi ve can kaybının önlenmesi sağlanmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatının da bu süreçte küresel salgınla mücadelede yetersiz kalan bölgelere yönelik ekonomik destek sağlamak için harekete geçmesi gerekmektedir.
Independent Türkçe