Müzik sektörü yeni yasa istiyor: Yapımcı, müzisyen ve sektör temsilcilerinin talepleri neler, Bakanlık ne diyor?

Sinemacıların ardından müzik sektörü de yeni yasa talep ediyor. Telif yasasında değişiklik yapılmasını isteyen birlik, yapımcı ve sanatçılar bekleyişte. Konunun muhatabı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve taraflar, Independent Türkçe'ye konuştu

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Telif Hakları Genel Müdürlüğü telif yasasındaki değişiklik için sektör temsilcilerinin önerilerini alıyor.

"Mısır tartışması" ile başlayan süreçte, sinemacıları rahatlatan yasanın çıkmasıyla, benzer bir beklenti müzik sektöründe de oluştu. Müzisyenler ve yapımcılar, sanat eserlerinden yeteri kadar telif ücreti alamadıklarını, eğlence mekanlarında, televizyon programlarında ya da radyolarda çalışan şarkılarından "hak ettikleri kadar" kazamadıklarını söylüyor. Dijital platformlara ilişkin boşlukların da doldurulmadığını, Batılı meslektaşlarına göre telif konusunda çok geride olduklarını anlatıyorlar. 

 

Avrupa Müzik: Türkiye telif gelirleri konusunda gerilerde

“Telif yasası” olarak bilinen “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu”na ilişkin tartışmanın kalbinde müzik şirketleri var. 

Avrupa Müzik'in kurucu ortağı ve Genel Müdürü Deniz Erdem, telif hakları yasasının çıkarılmasının şart olduğunu söylüyor. Türkiye’nin diğer ülkelere kıyasla telif gelirlerinde geride kaldığını, maddi ve manevi kayıp yaşadıklarını kaydediyor.

Burhan Şeşen: Telif ödememek hırsızlıktır

Telif hakları konusu meslek birlikleri açısından da hassas. Independent Türkçe’ye konuşan Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MUYORBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Şeşen, hem yasanın içeriğinden hem de uygulamada karşılaşılan sorunlardan şikayetçi:

“Telif ödememek hırsızlıktır ancak telif boşa giden para gibi bir algı var. Lisanslama yapmakta güçlük çekiyoruz. Bunu yapsak tahsilat yapamıyoruz. En çok telif toplanması gereken yer, kanunda “umumi mahal“ olarak geçen eğlence sektörü. Ancak buradan toplanan vergi yeterli değil. Özellikle İstanbul, İzmir, Antalya, Muğla gibi kentlerde…  Telif ödemeyene hırsız demeli, korsan dememeli, korsan sevimli kalıyor.”

 

“Müzik Genel Müdürlüğü kurulsun”

Burhan Şeşen’in bir talebi daha var, Müzik Genel Müdürlüğü'nün kurulması. Şeşen, Telif Hakları Genel Müdürlüğü, Sinema Genel Müdürlüğü gibi Müzik Genel Müdürlüğü’nün de bulunması gerektiğini düşünüyor.

Almanya’daki telif geliri Türkiye’nin 100 katı

Burhan Şeşen’den Türkiye’deki telif geliri ile yurtdışındakini kıyaslamasını istediğimizde ise verdiği yanıt çarpıcı: Almanya’da 1 milyar 200 milyon euro telif geliri sağlanırken, Türkiye’de bu rakam maksimum 80 milyon TL. Bir diğer deyişle Almanya’da bu alanda Türkiye’nin 100 katı kadar vergi toplanıyor. 

 

“Müzik birlikleri bu ülkenin üvey evladı”

MUYORBİR’in Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan telif yasası dışında başka talepleri de var. Örneğin bütçe konusu. Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Şeşen, sinemaya verilen bütçe desteğinin kendilerine verilmemesinden şikayetçi. “Müzik birlikleri bu ülkenin üvey evladı” diyon Şeşen.

“Dünyada yılda iki önemli fuar yapılır. Biz de geçmişte bunlara katılıp ülkemizi temsil ediyorduk. Kültür ve Turizm Bakanlığı son yıllara kadar cüzi de olsa bunu için bir bütçe ayırıyordu. Ancak son iki yıldır bu da yapılmıyor.” 

“Sinemacılar Cannes’a gidiyor, biz de bütçe istiyoruz”

Şeşen, uçak biletleri, Türkiye standı kurulmasının maliyeti, fuar, otel ücretleri derken masrafların arttığını belirterek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kapsamlı bir bütçe taleplerinin olduğunu vurguluyor.

“Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ülkemizi ve değerlerimizi tanıtabilmek için bütçe talep ediyoruz. Bu ülkenin çok önemli değerleri var. Biz ülkemizi, değerlerimizi, sanatçılarımızı tanıtıyoruz. Edip Akbayram, Arif Sağ, Belkıs Akkale gibi isimleri tanıtmalıyız.”
 
“Telif geliri arttı ama yeterli değil”

Şeşen, MUYORBİR’in 2 bin üyesinin bu yıl telif haklarından elde ettiği gelirin yüzde 10 arttığını söylüyor ancak bu rakamın yeterli olmadığını da ekliyor. Şeşen ayrıca herkesin hakediş oranının da farklı olduğunu belirtiyor.

 

 

MESAM: Tasarıdan beklentimiz büyük, dijital mecralara düzenleme getirilmeli

Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin (MESAM) de konu hakkındaki görüşünü soruyoruz. Başkanlığını Arif SAĞ’ın, başkan yardımcılığını ise Abdullah Cahit BERKAY’ın yaptığı MESAM, Independent Türkçe'ye şu açıklamayı yapıyor:

“5846 sayılı kanunda yapılması planlanan değişikliklere ilişkin tasarı üzerinde uzun süredir, Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve müzik alanındaki diğer meslek birlikleri ile ortak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Türkiye’de 10 bine yakın müzik eseri sahibinin haklarını temsil eden, 160’dan fazla ülkeyle yaptığı temsilcilik sözleşmesi ile uluslararası repertuarın Türkiye’deki haklarını takip eden, Türkiye’nin en eski ve en büyük meslek birliği olan MESAM, müzik eseri sahiplerinin telif haklarının en üst düzeyde korunması için tasarı ile ilgili görüşlerini ve tasarıdan beklentilerini her mecrada dile getirmektedir. Zira tasarıdan, halihazırda yaşadığımız sorunlara çözüm getirmesi ve uygulamada mevcut yasadan kaynaklanan boşlukları doldurması adına beklentimiz büyüktür.” 


MESAM, "Yıllardır dağıtılmayan Özel Kopyalama Harcının, hak sahiplerine verilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmalı, Meslek Birliklerinin hukuki statüleri netleştirilmeli, özerk ve iç işleyişinde özgür olması sağlanmalı, denetim esasları değiştirilmeli, lisanslama çalışmalarında yaşadığımız sorunların çözümü amacıyla daha yaygın ve güçlü lisanslama yöntemlerine ilişkin düzenlemeler getirilmelidir" diyor. Özellikle dijital mecralarda izinsiz kullanımın önüne geçilmesi gerektiğini belirten MESAM, görsel, işitsel ve sinematografik yapımlar içerisinde kullanılan müzik eserlerinin hak takibinin müzik meslek birlikleri tarafından yapılmasına dair hükmü şart olduğu görüşünde. "Genişletilmiş lisanslama yöntemiyle toplu hak takibi güçlendirilmeli, ortak lisanslama ve sertifikasyon sistemi kurulmalı" diyen MESAM, hak ihlalleri konusunda caydırıcı önlemlerin alınması ve davaların eser sahipleri lehine tazminatla sonuçlanması gerektiğinin altını çiziyor. 

 

 

Sanatçılar ne diyor?

Konunun taraflarından biri de sanatçılar. Özellikle dijital platformlarda hakkını alamamaktan şikayetçi olan isimler, dört gözle yeni yasayı bekliyor ve telif yasasından hak ettikleri ücretlerle daha kaliteli işler yapacaklarını söylüyor. Şarkıcı Demet Akalın, sinemacılardan sonra sıranın kendilerine geldiği görüşünde. Akalın, “Umarım bizim de telif haklarımız için yasa gelir” diyor. Cem Belevi de hak ettikleri değeri görmek istediklerini belirtiyor. Mahsun Kırmızıgül ise “Özellikle alt katmanlardaki besteci ve söz yazarı arkadaşlarımız zor durumda, Orhan Gencebay uzun süredir bunun üzerine çalışıyor” şeklinde konuşuyor.

“Acun Ilıcalı programlarında kullandığı şarkılar için telif ödemiyor”

Independent Türkçe’ye konuşan Kültür Bakanlığı Devlet Türk Halk Müziği (DTHM) sanatçısı Züleyha Ortak da şu açıklamayı yapıyor:

“Sanatçıların en büyük sorunu telif hakkı meselesi. Orhan Gencebay’ın her kültür sanat toplantısında dile getirdiği telif sorunu, birbirinden farklı düşünen tüm sanatçıları aynı daire içinde topluyor. Telif hakkı meselesi hafife alınacak bir mesele değil. Kafe, restoran ve televizyon kanallarının; eserleri, şarkıları izinsiz kullanması, buna bir yaptırım olmaması tüm sanatçıları üzüyor. Örneğin Acun Ilıcalı. Yıllardır yaptığı programlarda fonda kullandığı eserlere tek kuruş telif ödemedi. Bir kafede şarkınızı çalan işletmeci de ödemiyor!” 

 

 

Acun Medya: Telif ödüyoruz!

Acun Medya’nın yayınladığı televizyon programlarında telif ödemediği iddiasını şirketin hukuk departmanına iletiyoruz. Telefonla ulaştığımız yetkili, “Meslek birliklerine gerekli tüm ödemeleri yapıyoruz” diyerek telif ödemedikleri iddiasını yalanlıyor. 

 

 

Meslek birlikleri: Ödeme bize değil sanatçıya yapılır!  

Bunun üzerine konuyu meslek birliklerine soruyoruz. Ancak onlar, Acun Medya’nın açıklamasını kabul etmiyor. Zaten konunun kendileriyle ilgili olmadığını, programda kullanılan parçalar için direkt eser sahibiyle anlaşılması gerektiğini söylüyor. 

Televizyon programı sorunu

"O Ses Türkiye" gibi televizyon programlarında izinsiz kullanılan parçalar nedeniyle geçmişte şirketin farklı sanatçılar tarafından davalık olduğu görülüyor. Bir anlamda yeni yasanın özellikle yüksek reyting alan televizyon programlarını da yakından etkilemesi bekleniyor.
  
Eğlence sektöründen bir görüş: Sanatçıların reklamını yapıp üstüne vergi ödüyoruz!

Telif yasasının etkileyeceği bir diğer alan ise yıllık geliri 18 milyar doları bulan eğlence sektörü. Sektör temsilcileri, hali hazırda eğlence vergisi adı altında devlete vergi verdiklerini, bu verginin müzik parçalarını da kapsadığını söylüyor. Bu sebeple bazı sektör temsilcilerine göre telif tartışmaları yersiz. Çok sayıda sanatçı dostu olduğu gerekçesiyle isminin saklı tutulmasını isteyen bir işletmeci, Independent Türkçe'ye şunları söylüyor:

“Biz mekanımızda bir gecede ortalama 4 dakikadan neredeyse 100 parça çalıyoruz. Bu da 6,5 saat ediyor. Şarkı başına ya da saat başına telif ödememiz diye bir şey mümkün olamaz. Ancak zaten devlete eğlence vergisi ödüyoruz ve bu vergi, çaldığımız müziğe ilişkin telifi de kapsıyor. Ayrıca konuya şu yönden bakmak da gerekli. Gecede bin kişi ağırlıyoruz. Aslında sanatçıların şarkılarını çaldıkça biz onların reklamını yapmış oluyoruz. Onların reklamını yapıp bir de üstüne vergi ödüyoruz. Benim şimdi çıkıp “Sen bana para vereceksin” mi demem lazım? İşletmeciler olarak biz telifi zaten ödüyoruz. Belediyeler, müzik ruhsatı olan her mekandan sabit, standart bir eğlence vergisi alıyor.”

 

Telif istenmeyen şarkılar 

Bazı şarkılar için ise telif talebinde bulunulmaması dikkat çekici. Örneğin Aleyna Tilki ve müzik şirketi DMC, “Sen Olsan Bari” adlı parçanın Galatasaray maçlarında Türk Telekom Stadı'nda çalınması için telif talep etmiyor. Şarkı, Türk Telekom Stadı’nda atılan gollerin ve maçların ardından Galatasaray’ın kutlama müziğine dönüşse de telif istenmemesi, parçalar çalındıkça şarkıcıların ve dolayısıyla müzik şirketlerinin reklamının yapıldığı görüşünü destekler nitelikte.

 

 

Telif yasası ne zaman çıkacak?

Gerek meslek birlikleri gerek müzik şirketleri gerek ise sanatçıların itirazları, telif hakları konusunda yeni yasa talebini gözler önüne seriyor. Peki yasa çıkarılacak mı? Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne çalışmaların ne aşamada olduğunu sorduk. Independent Türkçe'ye yazılı açıklama yapan Telif Hakları Genel Müdürlüğü, mevcut yasa gelişmiş ülkelerle uyumlu haklar tanısa da bir takım değişikliklerin şart olduğunu kabul ediyor. Kanun tasarısının Mayıs 2018'de Meclis Başkanlığı'na sevk edildiği ancak 7 Haziran'daki seçim nedeniyle sürecin durdurulduğu belirtiliyor. 


“Ülkemiz Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet göstermekte olan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) üyesi olup WIPO bünyesinde imzalanmış olan Bern Konvansiyonu, Roma Konvansiyonu, WIPO Telif Hakları Anlaşması ve WIPO İcralar ve Fonogramlar Anlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Dünya Ticaret Örgütü tarafından yürütülen TRIPS sözleşmesine taraftır.

Bu kapsamda müzik sektörü açısından ele alındığında; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile eser sahipleri (söz yazarı, besteci, aranjör) ve bağlantılı hak sahiplerine (icracı sanatçılar, fonogram yapımcıları) uluslararası uygulamalarla ve gelişmiş ülke mevzuatlarıyla uyumlu haklar tanınmıştır. Ayrıca, bu hakların ihlali bakımından hapis ve para cezaları gibi caydırıcı yaptırımlar da ilgili Kanun’da düzenleme altına alınmıştır.

Bununla birlikte son dönemde uluslararası alanda yaşanan gelişmelerin karşılanması, toplu hak yönetiminin güçlendirilmesi, uygulamada yaşanan sorunların çözüme kavuşturulması ve daha etkin, adil ve işler bir telif hakları sisteminin oluşturulması hedefiyle yürürlükte olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda değişiklik yapılması öngörülmüştür. Bu kapsamda hazırlanan Kanun Tasarısı, Mayıs 2018’de TBMM Başkanlığ’ına sevk edilmiş ancak Haziran 2018’de TBMM seçimlerinin yenilenmesi sebebiyle kadük hale gelmiştir. Sonraki süreçte sektörden gelen taleplerin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.

Diğer taraftan telif hakları sisteminin başarısında toplumsal farkındalık kilit rol oynamaktadır. Bu nedenle Bakanlık olarak gençler öncelikli olmak üzere toplumun her kesiminin telif hakları konusundaki bilinç ve bilgi seviyesini artırmak için farkındalık ve eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmektedir.”

 

 

Seçim sonrası işaret ediliyor

Telif Hakları Genel Müdürlüğü'nün sektörden gelen talepleri değerlendirdiklerini söylemesi nedeniyle gözler 31 Mart yerel seçimleri sonrasına çevriliyor.

 

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU