Şule Çet davasına bakan Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, müdahil tarafın talebi üzerine sunulan adli tıp raporu, daha önceki tutanak ve raporlarda yer almayan yeni bulguları ortaya çıkardı.
Müdahil tarafın ve iddianamedeki "cinsel saldırı" iddiasını güçlendiren bulguların yer aldığı raporda “cinsel duhul var, düşme öncesi canlıyken elle boğulma kanaati yüksek” denildi.
Rapor, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Halis Dokgöz ile Prof. Dr. Hakan Kar tarafından hazırlandı.
39 sayfalık Uzman Bilimsel Mütalaa Raporu’nda, soruşturma süresince düzenlenen otopsi raporu dahil, tüm rapor ve tutanaklar, dosyadaki deliller, ifadeler ve görseller incelendi.
Otopsi raporunda tespit edilen “ekimozlu kırık ve lezyonlar” ile bedenden elde edilen numunelerin laboratuvar incelemesinde ortaya çıkan bulguların ne anlama geldiği, bunların yüksekten düşme ya da cinsel saldırı sonucu meydana gelip gelmeyeceği sorularına yanıt arandı.
Adli Tıp raporunda, polisin ve emniyet kriminal uzmanlarının olay yerinde yaptıkları incelemeler sonucu tuttukları tutanak ve hazırladıkları raporlara pek çok bulgunun alınmadığı belirtilerek, eksikler ve yeni bulgular da tek tek sıralandı.
Düşme öncesi boğulma kanaati yüksek
Raporda “Şule Çet’in otopsisinde tespit edilen ‘hyoid kemik sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık’ bulgusunun, "kişi canlı iken boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığının göstergesi olduğu” vurgulandı:
“Elle boğma olgularında, boyun kemik kırıkları (hyoid kemik ve tiroid kartilaj) oranı %68 ila %92 arasında görülmektedir. Şule Çet’in otopsisinde ‘Hyoid kemik sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık’ olduğu tespit edilmiş olup, literatürde yüksekten düşmeye bağlı “hyoid kemik ve tiroid kartilaj kırıkları’ oluşup oluşmayacağına dair çok az sayıda araştırma mevcuttur.
Boyun kemik kırıklarının en sık nedeninin yüzde 56 ile boyuna bası olduğu, bunların 32’sinin bası, 11'inin elle boğma, 1’inin bağla boğma olduğu tespit edilmiştir. 78 kırık olgusundan sadece 1 tanesinde yüksekten düşmeye bağlı hyoid kemik kırığı, 4 tanesinde ise yüksekten düşmeye bağlı tiroid kartilaj kırığı tespit edilmiştir"
Ağır cinsel saldırı tespiti
Otopsi raporun detaylarında Çet'in ağır bir cinsel saldırıya maruz kaldığını ve düşmeden önce şiddet gördüğünü ortaya koyan bulgular detaylandırıldı, "Tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde; tespit edilen ekimoz bulgusunun, lokalizasyon ve yapı itibarıyle yüksekten sert bir zemine düşme sonucu oluşabilecek lezyonlar ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır" denildi.
Olay saatinde hesaplanan alkol düzeylerine göre Çağatay Aksu’nun (3,03 promil) alkol zehirlenmesi tablosu içinde, Berk Akand’ın (1,91 promil) ise alkol zehirlenmesine maruz kalmak üzere olduğu tesit edildi. Muhakeme ve koordinasyon kaybının da mümkün olduğu belirtildi.
Olay yeri tutanağındaki özensizlik ve kayda geçmeyen bulgular
Olay yeri inceleme görüntüleri ve tutanakları ile laboratuvar tetkik sonuçlarının değerlendirildiği raporda, pek çok bulgunun eksik olarak kayda geçirildiği belirtildi, şu tespitler yapıldı:
"A-Olay yerinde sperm, kan vb. biyolojik leke tespiti için değişik dalga boylarında ışık kaynağı ile ışıklı inceleme yapılmamış olduğu, B-Çöplerin içerisinde yer alan atıklar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamış olduğu, C-Olay yerinde masalar, sehpalar, lavabolar ve zemindeki halılar üzerinde birçok taze ve kurumuş leke mevcut olup, bunlar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamış olduğu, sayılan incelemelerin yaptırılmasının önemli ek deliller elde edilebilmesine katkı koyabileceği kanaatini bildirir bilimsel uzman mütalaasıdır”
İddianamede, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkında "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs'ta Ankara'daki bir plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitirmiş, olayla ilgili Aksu ve Akand tutuklanmıştı.