Yeni bir araştırma, rahim ağzı (serviks) kanserinin 2040'a kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırılacağını ve gelecek 100 yıl içinde dünya genelinde tamamen yok edilebileceğini gösterdi.
Rahim ağzı kanseri vakalarının çok büyük çoğunluğuna insan papilloma virüsü (HPV) neden oluyor. Birleşik Krallık'ta (BK) yaklaşık her 10 kişiden 8'ine bu virüs bulaşıyor ancak artık virüse karşı aşı olmak mümkün.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakemli tıp dergisi The Lancet'te yayımlanan iki ayrı çalışma, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) rahim ağzı kanserini durdurmak için oluşturulan taslak planda belirlediği HPV aşılama ve rahim ağzı görüntüleme hedeflerini kullandı.
DSÖ'nün stratejisi 2030 itibarıyla genç kadınların yüzde 90'ını aşılanmasını içeriyor.
Plan aynı zamanda kadınların yüzde 70'inin yaşam süreleri boyunca bir ya da iki kez rahim ağzı kanseri için taranması ve kadınların yüzde 90'ına kanser öncesi lezyonlar veya rahim ağzı kanseri için ihtiyaç duydukları tedavinin uygulanması için çağrı yapıyor.
Quebec ve Laval üniversitelerinden araştırmacılar, hastalıktan en ağır şekilde etkilenen 78 ülkede sadece aşılamanın bile tek başına rahim ağzı kanserini yüz yıllık zaman dilimi içerisinde yüzde 89 düşürebileceğini ortaya koydu. Böylece yaklaşık 60 milyon kanser vakasının önüne geçilebilir.
Aşılamaya iki tarama testi ve kanser öncesi rahim ağzı lezyonlarının tedavisi eklendiğindeyse rahim ağzı kanseri vakalarının sayısı yüzde 97 düşebilir ve gelecek 100 yıl içinde 72 milyona varan rahim ağzı kanseri vakasının önüne geçilebilir.
Laval Üniversitesi'nden profesör Marc Brisson, rahim ağzı kanserinin ortadan kaldırılmasının "kadın sağlığı açısından olağanüstü bir başarıya" işaret edeceğini ifade etti.
Brisson şunları söyledi:
İlk kez, eğer DSÖ'nün stratejisi hayata geçirilirse ne kadar rahim ağzı kanseri vakasının önüne geçilebileceğini ve hastalığın ortadan kaldırılmasının ne zaman gerçekleşebileceğini tahmin edebiliyoruz. Sonuçlarımız, rahim ağzı kanserini yok etmek için hem aşılamanın yüksek bir kapsama ulaşmasını hem de tarama ve tedavinin yüksek tutulması gerektiğini gösteriyor, özellikle de hastalığın en çok görüldüğü ülkelerde. Eğer strateji DSÖ'ye üye ülkelerce kabul edilir ve uygulanırsa rahim ağzı kanseri yüksek gelirli ülkelerde 2040'a kadar ve küresel ölçekte gelecek 100 yıl içinde ortadan kaldırılabilir, bu kadın sağlığı açısından olağanüstü bir başarı olur. Ancak bu yalnızca önleme ve tedavinin ölçeğini arttırmak üzere uluslararası kaydadeğer bir ekonomik ve siyasi bağlılıkla başarılabilir.
Araştırmanın bulguları DSÖ'nün rahim ağzı kanserini ortadan kaldırma stratejisini planlamak için kullanıldı. Yeni strateji, mayıs ayında gerçekleşecek Dünya Sağlık Asamblesi'nde yaşama geçirilmek üzere gündeme getirilecek.
BK'daki Jo’s Cervical Cancer Trust isimli rahim ağzı kanseri derneğinin baş yöneticisi Robert Music şunları dile getirdi:
Rahim ağzı kanserinin ortadan kaldırılması heyecan verici bir hedef. Bunun başarılabilir olduğunu biliyoruz ancak tamamlanması için daha çok yol var. Düzenli aşılama ve tarama programları uygulamayan pek çok ülke bulunuyor ve DSÖ'nün hedeflerine ulaşmanın yolu uzun süreli uluslararası yatırım vesiyasi bağlılık sağlamaktan geçiyor. "Önleme programları uygulanan ülkeler konusunda da kayıtsız kalmamalıyız. Bunun gibi araştırmalar umut verici olmakla birlikte rahim yolu kanserini önleme konusundaki etkinliği azaltmaya başlamadıklarından emin olmak zorundayız. Mevcut programları geliştirmek, yenilemek ve hedeflerini güncellemek öncelik olarak durmaya devam ediyor.
HPV aşısı şu anda BK çapındaki tüm çocuklara sağlanıyor ve pek çok yaşamı kurtarması bekleniyor.
Sıklıkla smear testi yoluyla gerçekleştirilen rahim ağzı taraması rahim ağzında kansere dönüşebilecek hücre değişimlerinin ilk belirtilerini saptamaya yardım ediyor.
Geçen kasım ayında kadınların doktor muayenesine gitmesini gerektiren smear testlerinin yerini invazif olmayan bir "kendin yap" evde idrar örneği testinin uygulanabileceği ortaya çıkmıştı.
Araştırmacılar, numuneyi kendilerinin almasının bunu deneyen kadınlar arasında çok beğenildiğini ve eğer bu yöntem kadınlarca erişilebilir hale getirilirse rahim ağzı görüntüleme programlarına katılan kadınların sayısını çarpıcı şekilde arttırabileceğini göstermişti.
BK'daki Cancer Research UK isimli kanser derneğinin ocak ayının başlarında yayımladığı veriler, kadınların yüzde 75'inden daha azının rahim ağzı görüntülemesi için çağrıldığını ve bu görüntülemelere katılım oranının geç yaştaki ve daha yoksul yerlerde yaşayan kadınlar arasında daha düşük kaldığını göstermişti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/health
Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız
© The Independent