Son dokuz yıldaki Twitter trendlerini takip etmek, baş dönmesi ve yorgunluğu garanti edebilir. Dalgalanmalar, dönüşüm ve değişimler, kutuplaşma ve gruplaşmalar, tehditler, ihbarlar, göndermeler ya da girişimler, hegemonyayı ya da yönetimi sokağa taşırken bıkıp yorulmaz. Böyle bir ortamda, Mısırlılar ise her yıl 2011 Trendi’ni başlatıyor.
Twitter’ın çatışma sahnesi
Twitter, Ocak 2020'de bir çatışma ortamı ve savaş alanı olma özelliğini hala taşıyor. Ancak oyunun kurallarında ve kadrosunda bazı değişiklikler yapılmış olabilir. En önemli, en güçlü kural ise, Twitter’da tekrarlanıp duranlara kulak vermek.
Ocak 2011 Devrimine tüm motivasyonu ile katılanlardan biri olan 30 yaşındaki mühendis Muhammed Zeki, dokuz yıl önce sosyal medyadan doğan ve birbirini takip eden olaylar hakkında cesaretle şöyle diyor:
"Hashtag meselesi yaygınken, "tek bir ağın yıldızı", "halkın ilk kraliçesi", "dünyadaki en tehlikeli adam" gibi trendlerin etkisi oldukça güçlüydü. Twitter kullanımının, hashtag fikrinin ve trend kavramının ilk yayıldığı zamanlarda, birçoğu popüler olma ve yayılma tuzağına düştü. Ben de onlardan biriydim. 2011 yılında Twitter, adeta karar verici bir akıl, planlayıcı bir zihindi. Sınırlı ancak etkili kelimelerle çok şey anlatıyorduk. Yani Twitter, doğrudan gençliğe hitap ediyordu. Kullanıcılardan bazılarının niyeti iyi, bazılarınınki ise kötüydü. Allah bilir"
Sosyal medya aktivistlerine ilham veren Baradey
Eski Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) Başkanı ve Anayasa Partisi (AP) Kurucusu Dr. Muhammed el-Baradey, belki de şöhretini ve "devrim liderliği" sıfatını erken zamanda attığı tweetlere borçludur. Baradey, 2010’da sık sık devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’e muhalif tweetler atıyordu. Bazen prosedürlere ve politikalara karşı çıkıyor, bazen parti ve yasama seçimlerini, yani "yalancı" siyasi hayatı boykot etmeye çağırıyordu. Baradey’in itibarı, böylece yangının kuru odunda yayılışı gibi hızlıca yayıldı. Özellikle de hükümetin performansından ve çoğunluğun yolsuzluğundan memnun olmayan gençler ya da Mübarek rejimi karşıtlığında bir araya gelen entelektüeller ve siyaset ilgilileri arasında.
Baradey’in zamanla değişen tweetleri
2011’de Mübarek rejimi devrildiğinde, Dr. Baradey, yine attığı bir tweet ile, "Mısır halkının yanında duran" askeri cuntaya selam göndermiş; ardından Mübarek rejimi sembollerinin Mısırlarının takdirlerini suiistimal etmeyi durdurmasını talep etmişti. Daha sonra 2011’deki anayasa değişiklikleri hakkındaki referandumu "yama yapmak" olarak niteledi. Mübarek’in düşüşüyle düşen meclisin aynısını salgılayacağı için aynı yıl parlamento seçimlerinin düzenlenmesine de karşı çıktı. 2010’de Mübarek ve iki oğlunun yargılanmasını ise "rejim, kendi kendisini yargılıyor" şeklinde yorumladı.
Takipçileri arasında "Bob" olarak bilinen Baradey, süregelen yıllarda da eleştirilmesi gerektiğini düşündüğü şeyleri eleştirmeye, övülmesi gerektiğini düşündüğü şeyleri ise övmeye devam etti. Böylece 2012-2013 yıllarındaki Müslüman Kardeşler (İhvan) döneminde, yazdıklarının muhtevasına göre ona karşı çıkanlar ve destekleyenler birbirinden ayrıldı. Zirâ 2010 yılında rejime karşı çıkmaya çağırdığı İhvan’ı söz konusu yıllarda eleştirmeye başladı.
Geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur döneminde başkan yardımcısı olduğu sırada, "Bob’un" tweetlerini nispeten bir sükunet aldı. Ardından 3 Temmuz 2012’de Abdulfettah es-Sisi’nin peşinden gelen 14 kişilik kadroya katılmasıyla, "Bob’un" bu sosyal mecradaki açıklamaları gözlerden ırak hale geldi. Sonrasındaki tweetleri ise ılımlı muhalefetin izlerini taşır ve kardeşlik uzlaşması davetini içerir hale geldi.
Twitter kariyeri
Dokuz yıl önce attığı devrim tweetleri sayesinde halk arasında popüler bir adam haline gelse de Baradey, hızla takipçi kaybetti. Zirâ rejimin devrilmesinin ardından takındığı siyasi vizyon, İhvan’a yönelik tutumu net değildi. Onun için siyasi hareketin en kolay çözümü yalnızca tweet atmaktı.
Devrimci tweetler
Devrimci tweet atmak, yalnızca Baradey’in seçtiği bir yol ya da bir sanal karizmaya ulaşma biçimi değildi. Mısırlılar, şuanda mahkum bulunan siyasi aktivist Dr. Hazım Abdulazim’i de Twitter aracılığıyla tanıdı. Siyasetin durgun sularını harekete geçirmek isteyen Abdulazim, ilk önce Mübarek rejimine karşı çıkıp İhvan’ı destekleme çağrısında bulunmuş, sonraki yıllarda Sisi’ye de karşı çıkmış ve bu yönde attığı tweetlere insanların boyun eğmesini istemişti. Ancak Abdulazim, tüm bu yolun sonunda, hedeflerini gerçekleştirmek için terörist gruba katılmak ve yanlış fikirlerini ve yalan haberleri yaymak için sosyal medyayı kullanmak gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
Kardiyalog, haberci ve komedyen Dr. Basim Yusuf ise, Ocak olaylarını takip eden günlerde ve senelerde attığı tweetleriyle 2014 yılındaki popüler Mısırlılardan en aktif Twitter kullanıcılarının en üst sıralarına, Baradey’in ardında yerleşmişti. Şuanda yurtdışında ikâmet eden Yusuf’un tweetlerinde dikkat çeken, keskin zekası ve mizahı, alaycı eleştirileri ve muhalefetiydi.
Yani Ocak olaylarının ardından Mısırlılar, bu konuda konuşan Twitter kullanıcılarını takip etmeye başlamışt. Zirâ bu kişilerin yolsuzluğu ortadan kaldırmaya ve hassas adaleti sağlamaya yönelik tweetleri; Mısırlıların siyasi duygularına, dini düşüncelerine dokunuyordu. Böylece Mısır'da ortaya çıkan Twitter devleti, kutuplaşmanın ve partizanlığın artmasına son derece önemli bir katkıda bulundu.
Twitter'daki kutuplaşma
"2013 Sosyal Medya Kullanımının Geliştirilmesi Uluslararası Konferansı" çalışmaları kapsamındaki "Mısır Twitter'ında İslamcılık ile Laik Kutuplaşması" isimli çalışma, kutuplaşma hashtaglerinin toplumda bölünmeye yol açtığına dair güçlü göstergelerin varlığına dikkat çekti. Çalışmaya göre, din ile siyasetin birbirinden ayrılmasını savunanlar ile aksine ikisinin birleştirilmesini savunanlar arasında meydana gelen oldukça keskin kutuplaşma, toplumsal tıkanmaya ve hatta 2012-2013 yıllarında yaşananlar gibi şiddete neden oldu.
Aslında Mısır'daki Twitter kullanımı, Ocak olayları öncesi ve sonrasında, bir grup Mısırlı ile sınırlı kaldı. Daha eğitimli, daha kültürlü, kendini sınırlı kelimelerle ifade etmeyi daha iyi beceren ve açtıkları hashtaglerle kitleleri daha kolay harekete geçiren bir grup Mısırlıyla. İlginç bir şekilde, geleneksel medya kendisini hararetli bir şekilde sosyal medyada yazanları aktarmaya çalışırken buldu. Hatta bazı TV programları, yalnızca Twitter’da yazılanları analiz edip yorumlamaya adanmıştı. Aktivistlerin tweetleri, geleneksel medyada yazılanları ezip geçti. Ardından bazı Twitter aktivistleri ve siyasal İslam gruplarına bağlı sanal komiteler; rejim düşmanları, hainler, bozguncular ve yalan haber yayıncıları olarak sınıflandırıldı. Sonuç olarak Twitter âlemi; ülkelerini İhvan yönetimini deviren laiklerden korumak isteyen mütedeyyin Müslümanlar, İhvan’ın iktidara geldiği demokrasiyi ve sandıkları destekleyenler ve din ile siyasetin karıştırılmaması gerektiğine inananlar arasında tam bir savaş alanı halini aldı.
9 yılın ardından
Bu mecrâ, Ocak olaylarından dokuz yıl sonra da aynı özelliğini sürdürdü. İslamcı tweetler, sivil tweetler ya da değişimi destekleyen tweetler… Böylelikle Mısır’ın bu olayların dokuzuncu yıldönümünde aldığı hediye, yeniden kutuplaşmadan başka bir şey değildi.
Bir yandan "Ocak Devrimi unutuldu" "meydanlara inilsin", "defol Sisi" gibi hashtagler yükselirken, diğer yandan ise "25 Ocak bir Arap Baharı’dır", "25 Ocak, polislerin günüdür", "Başkan Sisi" hashtagleri açıldı.
Diğer sosyal medya siteleri gibi, insanlara iyi ya da kötü olanla karşı karşıya getiren Twitter’da, dolayısıyla bir yandan doğru ve güvenilir, bir yandan da yalan yanlış bilgiler sunuluyor. Bu mecrâ, Mısırlıları toplama yeteneğini yitirmesine rağmen, ortalığı karıştırma ve dedikoduları yayma özelliğini koruyor.
Vail Guneym
Ocak olaylarının öne çıkan sembollerinden, en tartışmalı kişiliklerden biri de Vail Guneym. Vail’in çok şey söylediği gibi onun hakkında da çok şey söylendi. Her zamanki gibi Ocak olayları yıldönümünde ortaya çıkan hashtaglerden biri de "Guneym ve İhvan’dı".
Guneym, bir zamanlar Google’ın bölge pazarlama sorumlusu olan şımarık bir gençti. Aynı zamanda "Hepimiz Halid Saidiz" sayfasının da sahibiydi. Bu deyim, Ocak 2011 olaylarının alevlenmesine neden olan sloganlardan biriydi.
O dönemde ortaya çıktığı sırada İhvan üyesi ya da sempatizanı olduğunu hiç söylemeyen Guneym, aylar sonra geri döndüğünde, gençlik yıllarında bir dönem İhvan’a katıldığını itiraf etmişti. Oldukça bilgili olan ve sosyal medyada halk hareketi yaratıp bunu alevlendirme becerilerine sahip Guneym, geçtiğimiz Eylül ayında çarpıcı bir şekilde yeniden ortaya çıktı. Hem neredeyse çıplak görüntüsüyle hem de bazılarına yönelttiği uygunsuz kelimelerle ortalığı yeniden ateşe verdi. "Siyasi tıkanıklığa" bir çözüm bulmak için doğrudan Mısır istihbaratıyla iletişim kurma çağrısında bulunan Guneym, Sisi’nin "Mısır için iyi olduğunu" ifade etti.
İhvan’ın 'Mekameleen'i
Şuanda ABD’de kalan Guneym’in birkaç gün önce İhvan’a ait Mekameleen TV’de görülmesi, ortalığı kasıp kavurdu. Bu seferki fırtına, yön değiştirerek televizyondan sosyal medyaya, oradan da sokağa yayıldı. Türkiye’den yayın yapan Mekameleen TV tarafından Guneym’in mevcut Mısır rejimi karşıtı ve İhvan sempatizanı olması beklenen senaryo yerine, söylediklerini Katar’dan nakleden "Papağan" kanalında çalıştığını söyleyen Guneym, sunucuyu şaşırttı. Guneym, "Canlı yayında sana seni kimin finanse ettiğini sorsam?" sorusuna, İhvan liderleri Amr Derrac, Yahya Hamid ve siyasetçi Eymen Nur’un (hepsi yurtdışında yaşıyor), iktidarı düşürmesi için sanatçı müteahhit Muhammed Ali’yi harekete geçirdiğini söyleyerek cevap verdi.
Mekameleen TV’deki bu konuşmanın trend olması yalnızca birkaç dakika sürdü. Garip tweetler yazdığı, "Guneym 2024" gibi birçok hashtag açan Guneym, Twitter’daki etkisinin devam ettiğini kanıtlamış oldu. Aynı zamanda bu hashtagler, onun yakında Mısır cumhurbaşkanlığına aday olacağı spekülasyonuna yol açtı.
Ellerinde nargile
Söz konusu yıldönümünde yazılan en iyi tweetlerden biri ise şuydu:
"Kendisi İspanya’da olan Muhammed Ali, Mısırlıların sokağa çıkmasını istiyor. Vail Guneym ise ABD’den seslenerek Mısırlıların harekete geçmesini istiyor. Onlar da ellerinde nargileyle izlemez mi"
Kullanıcının yeteneklerine göre, sunduklarını değiştiren Twitter, Ocak Devrimi’nden sonraki dokuz yılın ardından, bir yandan muhalefet aracı olmaya bir yandan da iktidarın desteklenmesini sağlamaya devam ediyor. 2011 ile 2020 arasındaki fark ise, insanların toplanma isteğinin Twitter’ın uydurma ya da irrasyonel yeteneklerinin farkına varmış olması.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan