Ayrımcılık Suriyeli çocukların başarısını olumsuz etkiliyor

Türkiye'nin farklı yerlerinde bulunan okullarda Türk öğrencilerle birlikte okuyan Suriyeli öğrenciler, ayrımcılıktan dolayı başarılı olmakta zorlanabiliyor

Suriyeli öğrenciler Esma ve Ömer Hamdo / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Benim çalışkan, uyumlu ve güzeller güzeli kızım. Daha iyilerine layıksın eminim. İyi ki benim öğrencimsin. Sana sahip olduğum için çok şanslıyım"

Bu cümleler İstanbul'da Recep Tayyip Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan Suriyeli öğrenci Esma Şoman’ın sınıf öğretmeni Nalan Yücel’e ait. Esma savaş nedeniyle dört yıl ara vermek zorunda olduğu okul hayatına döndü ve öğretmenlerinin de takdir ettiği başarılı bir öğrenci oldu.  

Esma Şoman, 15 yaşında, lise birinci sınıfa gidiyor. İlkokul bir ve ikinci sınıfları Suriye’de okudu. Türkiye’ye geldiklerinde yatılı Kur’an Kursu’na yazıldı. Daha sonra 5. sınıfı Arap okullarında tamamladı. Babası önce okullar karma olduğu gerekçesiyle okula göndermek istemedi. Çalışan ya da maddi sebeplerle okula gitmeyen Suriyeli çocukların okula gitmesine destek olan Yeryüzü Çocukları Derneği (YEÇED) ile tanıştıktan sonra İmam Hatip Okulu’na gitmek isteyince babası kabul etti.

esma
Esma azmi ile her dönem başarısını artırıyor ve ileride doktor olmak istediğini söylüyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Esma, 6. sınıfta başladığı Türk eğitim sistemi önce onu zorladı. Hem akademik dil sorunu hem de farklı bir ortam 6. sınıfın ilk döneminde zorlanmasına yol açtı. Ancak Esma yılmadı ikinci dönem kendine bir çalışma programı hazırladı.   

 

"İkinci dönem teşekkür aldım ancak ben takdir almak istiyordum. Bunun için 7. sınıfta kendime bir çalışma planı hazırladım. Teneffüslerde bile çalıştım. Ama olmadı. Alamadım. Ancak benim için her şey bitmemişti. Hedefime çok yaklaşmıştım. 8. sınıfta yine sıkı bir ders çalışma planı hazırladım kendime ve takdir aldım. Bu benim için bir zaferdi. Lise birde ise hedefim ortalamamı 90 yapmaktı. 88 yaptım. Ama ikinci dönem inşallah 90 yapıp hedefime ulaşacağım"

Esma Suriye’deyken avukat olmak istediğini ancak savaş sırasında şahit olduğu durumlar nedeniyle fikrini değiştirdiğini söylüyor: 

"Küçükken avukat olmak istiyordum. Konuşmayı severim, güçlü konuşurum ama savaş olduktan sonra hastanelerde tedavi yapacak doktor kalmaması nedeniyle fikrimi değiştirdim ve doktor olmak istedim. Çünkü Suriye’de bombalamalarda yaralananlar doktor olmaması nedeniyle ölüyor. Bu yüzden Ama doktor olursam Suriye’ye dönüp orada çalışmak istiyorum"

 

Esma’nın sınıf öğretmeni Nalan Yücel, öğrencisinin başarısını takdir ediyor şöyle anlatıyor: 

"Esma sakin ama güleç yüzlü, çabuk adapte olan ve sonuç odaklı bir öğrenci. Çok çalışkan takdir aldı ama yetinmedi daha iyisi için gayret sarf etti. Teneffüslerde bile dışarı çıkak yerine sınıfta kalıp ders çalıştı. Verilen görevleri gerçekten ciddiye alıp hakkıyla yerine getiriyor. Eğer hatası varsa çabuk kabul edip düzeltme yoluna giden, orta yolu bulmada öncü bir öğrenci. İleride doktor olmak istiyor. Eğer olursa, gönül rahatlığı ile güvenebileceğim, gidebileceğim bir doktor olacağını inanıyorum"

öğro-4.jpg
Esma Şoman (sağda) ve öğretmeni Nalan Yücel / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Sınıfında 15 Suriyeli öğrenci olduğunu söyleyen Nalan öğretmen mülteci çocukların dil sorununu aştıktan sonra çok başarılı olduklarını ve kendilerini geliştirmek için büyük gayret sarf ettiklerini söylüyor: 

Diline, kültürüne yabancı oldukları bir ülkede zor şartlar altında yaşayarak derslerine çok çalışıyor, gayret sarf ediyorlar ve başarılı oluyorlar. Mülteci oldukları, ayrımcılığa uğradıkları için kendilerini göstermek, iyi olduklarını kanıtlamak için ekstra çaba harcadıklarına şahit oluyorum. Sonunda takdir, teşekkür ve onur belgesi alarak başarılı oluyorlar. Aslında Suriyeli ya da diğer mülteci öğrencilerin önündeki en büyük bariyer dil değil ayrımcılık. Dili bir şekilde öğreniyorlar ama ayrımcılık daha da zorluyor onları. Bu onların başarısının ve özgüveninin önünde büyük engel. Ayrımcılığa uğramasalar daha büyük başarı sağlayacaklarına ve bu topluma katkı sağlayacaklarına inanıyorum"

Esma gibi başarılı Suriyeli öğrenci örneklerini çoğaltmak mümkün. Tıpkı Ömer Hamdo ve Ömer Elhamden gibi... 

9 kardeşin 8.si olan 11 yaşındaki Ömer Hamdo, Türkiye’de okul hayatına birinci sınıfı atlayarak direkt ikinci sınıftan başladı. En sevdiği ders matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi.

hamdo.jpeg
Ömer Hamdo, Türkiye'de eğitim hayatına birinci sınıfı atlayarak ikinci sınıftan başladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Türkçe’yi ve alfabeyi okula başlamadan gittiği Kur’an Kursu’nda öğrendiğini söylüyor. Başarısını takdir alarak gösteriyor, büyüyünce asker olmak istiyor. Çok yönlü bir çocuk olan Ömer, kitap okumayı, şiir ve hikâye yazmayı seviyor. 

Ömer Elhamden ise okula gitmeden önce bir yıl boyunca hem çalışıp hem okuyordu.

Yeryüzü Çocukları Derneği’nin desteği ile çalışmayı bırakıp okula başladı. Proje İmam Hatip lisesine gidiyor ve takdir alıyor. Ömer Elhamden Biruni’nin hayatını okuduğunu ve etkilendiğini bu yüzden doktor ya da bilim adamı olmak istediğini söylüyor. 

400 bin Suriyeli öğrenci okullaşamadı

Türkiye’ye de resmi rakamlara göre 3 buçuk milyon civarında Suriyeli mülteci yaşıyor. Bu nüfusun bir milyondan fazlası okul çağındaki çocuklardan oluşuyor. Ama sadece 684 bini okula gidebiliyor. Son yıllarda devlet Avrupa Birliği projeleri ile Suriyeli öğrencileri okullaştırmak için büyük gayret sarf ediyor. Okula giden öğrencilerin sayısı artsa da son üç yıldır 400 bin civarında öğrenci okullaşamadı. Bu çocukların büyük bir kısmının ise ailesinin geçimine katkıda bulunmak için erken yaşta çalışma hayatına atıldığı düşünülüyor. Ancak bu çocukların çalışmaya değil eğitime ihtiyacı var. İşe değil okula gitmeleri gerekiyor. Çünkü eğitim mülteci çocukların Türkiye’ye entegrasyonu için önemli bir adım. Savaş görmüş travmatik mülteci çocuklar için eğitimin sosyal uyum, kendini güvende hissetme ve geleceğe umutla bakabilmeleri açısından önemli. 

Araştırmalar Suriyelilerin büyük bir bölümünün Türkiye’de kalıcı olduğunu söylüyor. Bu durumda Suriyeli çocukların okullaşması hayati öneme sahip. Zira ayrımcılığın, milliyetçiliğin de arttığı son yıllarda bu çocuklar mafyanın ya da terör örgütlerinin eline düşmesi, kandırılması tehlikesi ile karşı karşıya. Onların kalıcı olduğunu ve Türkiye’nin geleceğinde rol oynayacağını düşünerek Suriyeli çocukların okullaştırılması hem onların hem de Türkiye’nin geleceği için önemli.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU