ABD’nin Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) “gelişmiş sorgulama teknikleri” adı verilen yöntemlerini tasarlamak ve uygulamaktan sorumlu iki psikolog, Guantanamo Körfezi’nde görülen 11 Eylül Davası’nın ön duruşması için bu hafta ifade verecek.
11 Eylül 2001’de gerçekleşen saldırıların ardından sözleşmeli görevlendirilen psikologlar James E. Mitchell ve John Bruce Jessen, tutukluları su altında tutarak havasız bırakma (waterboarding) küçük kutulara koyma, fiziksel şiddet ve işkence kapsamına giren uykusuz bırakma gibi çeşitli sorgulama tekniklerinden sorumlu tutuluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) paylaştığı bilgilere göre birçok tutuklunun, Avrupa da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki gizli yerlerde, bazı Avrupa devletlerinin de suç ortaklığıyla bahsi geçen ihlallere maruz kaldığı belirtiliyor.
UAÖ’nün terörle mücadele ve insan hakları avukatı Julia Hall’un da Guantanamo Deniz Üssü’nde görülecek ön duruşmalar sırasında brifing vermesi bekleniyor.
Hall konuya ilişkin yaptığı ilk açıklamasında, “Bu psikologların sapkınca ‘çalışmaları’ işkenceye karşı verilen küresel mücadeleyi son derece olumsuz etkiledi. Savundukları sorgulama teknikleri tüm dünyada bir dalga etkisi yarattı” dedi.
Af Örgütü: Bu, ABD tarihinde kara bir lekedir
Kuruluşun kendi sayfasında yer verdiği açıklamasında Hall, “Mitchell ve Jessen da dahil olmak üzere ABD’nin işkence programından sorumlu kişiler, adalet önüne çıkarılmak yerine korundu ve bazı durumlarda terfi ettirildi. Yüksek profile sahip bu duruşmada ifade verecek olmaları, CIA’in terörle mücadele programının merkezinden insan hakları ihlallerini söküp atamadığını gösteriyor. Bu konudaki cezasızlık, ABD tarihinde kara bir lekedir. İşkence kesinlikle haklı gösterilemez ve işkence yapan herkesten hesap sorulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Mitchell ve Jessen’in, 11 Eylül saldırılarını planlamak ve saldırılara yardım etmekle suçlanan Halid Şeyh Muhammed ile diğer 4 erkeğin yargılanacağı ön duruşmalarda bugün itibarıyla ifade vermeye başlaması ve davada verilecek ifadelerin, ABD’nin tartışmalı işkence programının boyutuna daha fazla ışık tutması bekleniyor.
Söz konusu duruşmaların merkezinde, işkence altında alınan ifadelerin 11 Eylül Davası’ndaki kanıtlar arasından çıkarılması gerekip gerekmediği sorusu bulunduğunu aktaran UAÖ, “Uluslararası adil yargılanma standartlarına uygun olmayan bir şekilde aynı davada yargılanan 5 sanık, askeri komisyonca suçlu bulundukları takdirde ölüm cezasına mahkum edilebilir” değerlendirmesinde bulunuyor.
“İşkence satarak” 81 milyon dolar kazandılar
Guardian gazetesinin konuyla ilgili haberine göre, ABD’de bir zamanlar hava kuvvetlerinde hizmet yapmış iki psikoloğun 2002’de CIA tarafından sert sorgulama teknikleri geliştirmek üzere görevlendirildiği ifade edildi.
Günde bin 800 dolar (yaklaşık 10 bin TL) gibi bir ücret alan bu kişiler, 2005’e gelindiğindeyse, “karanlık sahalarda” ve gizli gözaltı tesislerinde güvenlik güçlerinin ve sorgu görevlilerinin çoğunun uyguladığı tekniklerin arkasında yer alan özel bir şirket kurdu. Büyük meblağlar kazanan şirket, sözleşmesinin feshedildiği 2009 öncesine kadar verdiği hizmetlerden 81 milyon dolar (yaklaşık 478 milyon TL) kazandı.
Amerikan Psikoloji Derneği (APA), Mitchell ve Jessen’i “mesleklerinin etik kurallarını ihlal ettikleri ve psikoloji disiplininde bir leke bıraktıkları” gerekçesiyle reddetmişti.
APA’nın 17 Ağustos 2017 tarihli açıklamasında, kuruluşun işkenceyi yasaklayan uzun bir tarihe sahip olduğu ve 1985’ten bu yana işkenceyi kınayan sayısız politika yayımladıklarını bildirmişti.
Independent Türkçe