İran'ın dini liderinin cuma hutbesi, en az Donald Trump'ın Irak'taki ABD üslerine yönelik füze saldırısına ilişkin geçen hafta yaptığı ulusa sesleniş kadar zekice ve temkinliydi.
Birçok gözlemci, Ayetullah Hamaney'in dünkü (17 Ocak 2020) konuşmasının, 10 yıl önce o zamanki genel seçimlerin sonuçlarına karşı çıkan protestocuların kaderini belirleyen konuşmasına benzer bir şey olmasını bekliyordu. 2010'daki vaazının ardından halk protestoları şiddetle bastırılmış, yüzlerce protestocu tutuklanmıştı.
Ne var ki Tahran'da bugünkü konuşması daha sakindi ve halka hitap ederken İran'la ABD arasındaki mevcut gerginliğin artmasından kaçınmayı amaçlıyordu.
Ayetullah Hamaney ülkesinin ihtişamından ve “İran ve İranlılar” için hayatlarını feda eden askerlerin onurundan bahsetti; Gazze ve Filistin'e yapılan yardımların düşmanın “değerli İran'a" ve güvenliğine yönelik tehditlerini püskürtmek için tasarlandığını söyledi.
Bu, Ayetullah'ın son on yılda yaptığı ve ülkenin içinde ya da dışında, rejimi destekleyen ya da rejime karşı çıkan herhangi bir grubu tahrik etmemeye dikkat ettiği en önemli konuşmalardan biri olabilir. Konuşmasının merkezinde, İslam'dan ziyade İran yer alıyordu.
Benim düşünceme ve bazı uzmanlara göre, Kasım Süleymani'nin (Bağdat'ta ABD kuvvetlerinin suikast düzenlediği Kudüs Gücü Komutanı) cenaze törenine bunca insanın katılmasının sebebi, Kudüs gücünün bölgedeki askeri eylemlerinin fazlasıyla takdir edilmesi ya da rejime verilen destek değildi; İran'a dış güçler tarafından yapılacak herhangi bir saldırıyı kesinkes kınamak, yabancı bir ülkenin topraklarında bir İranlıya karşı düzenlenen hava saldırısının ve gurur kıran hakaretin yarattığı kederdi.
Trump, İran'ın kültürel merkezlerine saldırı tehdidinde bulunmuş, İranlılar kendilerine karşı düzenlenecek bir askeri saldırı olasılığıyla birçok gergin gece geçirmişti; Süleymani suikastine verdikleri tepkide tüm bunların payı oldu.
Süleymani Irak veya Suriye'deki savaş bölgelerinde öldürülmüş olsaydı, belki de İran halkı ölümüne bir dereceye kadar kayıtsız kalabilirdi, fakat rejimle halk arasındaki ilişkide ve İranlılarla ABD arasındaki ilişkide son zamanlarda tanık olduğumuz ve iki ülkeyi tarihi bir müsabakaya sokan karmaşanın birden fazla sebebi vardı.
Trump, İran'ın Irak'taki üslere yönelik füze saldırılarına çekinerek tepki vermişti. Geçen cuma yaptığı basın toplantısındaki sözleri, önceden düşünülmüştü ve Amerikan halkına dikkatle ve sakince hitap edilmişti. Başkan Trump (İran'la) savaşa girme isteğinin olmadığını ve İslam Cumhuriyeti'yle müzakere kapısının hala açık olduğunu söylemişti. Benzer şekilde, Ayetullah Hamaney'nin bugünkü konuşması da nispeten sakindi ve özellikle de dolaylı yoldan Trump veya ABD'yi şiddet veya intikamla tehdit etmek yerine, doğrudan İranlılara yönelikti. Yaklaşımında belirgin bir fark vardı: “Müzakerelere ilişkin itirazımız yok ama ABD'yle ve zayıf bir pozisyonda müzakere yürütmeyiz."
Donald Trump Beyaz Saray'da, Ayetullah Hamaney de hayatta olduğu sürece İslam Cumhuriyeti ABD'yle müzakere etmeyecek. İran yöneticilerinin nezdinde Kasım Süleymani suikastı affedilemez bir eylem.
Hamaney, Süleymani'nin savaşta değil, resmi ziyaretteki bir konuk olarak öldürüldüğünü tekrarladı; bu, Amerika'nın bölgedeki meselelere yeni yaklaşımını gösteren, Devrim Muhafızları'nın diğer üyelerine yönelik bir uyarıydı.
Hamaney dün İran ve İranlılık kavramlarının halk arasında dayanışma duygusu yaratma ve ulusal birliği pekiştirmedeki en önemli etkenlerden olduğunu keşfetti. Konuşması, bu hedefin peşinden gitmedeki kararlılığının bir kanıtıydı.
Geçen ay benzin fiyatlarındaki zammı protesto eden vatandaşlarının ülke genelinde katledilmiş olmasına (öldürülenlerin sayısı da kimlikleri de henüz resmen açıklanmadı) atıfta bulunmaktan kaçınması, bu mevzuyu sonlandırma, halkıyla karşı karşıya gelmeme ve rejime duyulan öfkenin artmasını engelleme arzusuna dair bir başka kanıt.
Devrim Muhafızları'nın sorumluluğunda düşürülen Ukrayna yolcu uçağına (yolcu ve mürettebattan oluşan 176 kişi ölmüştü) dair açıklamaları ise, Muhafızlar'ı savunan ve kamuoyunun öfkesini dindirmeyi amaçlayan ifadelerden oluşuyordu. Ulusal güvenliği muhafaza etme yolundaki hizmetler ve ülkeleri uğruna yaptıkları fedakarlıklar diye adlandırdığı konulara dikkat çekti.
Dini Lider insanlara "Allah'ın önemli bir günü" diye bahsettiği ve Süleymani'nin cenaze töreninin gerçekleştiği, şimdiyse Ukrayna uçağının düşürülmesindeki trajediyle gölgelenen ve unutulan “görkemli” günü hatırlatmaya çalıştı. İran ve ulusal güvenlikten bahsetti ve tıpkı Başkan Trump'ın Amerikalılara yönelik seçim kampanyasında Süleymani suikastını kullanması gibi o da yaklaşan seçimlerden konuştu.
Hamaney, kederine rağmen “düşmanı mutlu etmeyenlere” (hükümete karşı protesto düzenlemeyenlere) doğrudan teşekkür etti. Yas tutan tüm İranlılara başsağlığı dileklerini sunan Hamaney, dinleyicileri düşmanın memnuniyeti karşısında öfkelenip ulusal güvenliği tehlikeye sokmamaya çağırdı.
Dünkü konuşmasının ana hatları işte bunlardı.
Independent Farsça
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için İngilizce'den çeviren: Noyan Öztürk