ABD ordusu, Suriye'nin kuzeydoğusundaki petrol sahalarında bulunan üslerine, askeri lojistik malzeme ve zırhlı araç sevkiyatı devam devam ediyor.
Özellikle petrol bölgelerinde kontrolü sağlayan ABD, buralara yönelik stratejik adımlar atarken, İran ve Suriye rejimi de karşıt faaliyetler içinde yer alıyor.
Bu çerçevede hareket eden İran, Suriye başta olmak üzere bölgedeki ülkelerde bulunan yerel güçlerini, ABD’ye karşı harekete geçirtmek zaman zaman girişimde bulunuyor.
Süleymani istedi, Memlük ayarladı
ABD’ye karşı cepheyi genişletmek isteyen Suriye ve İran’ın bu anlamda birlikte hareket ettiği bilinen bir gerçek.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın güvenlikten sorumlu yardımcısı Ali Memlük’ün konudaki çabalarıyla dikkati çekiyor.
Memlük, 5 Aralık’ta Kamışlı’daki bazı Arap aşiretlerini Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) koparmak için bir dizi görüşme gerçekleştirmişti.
Şimdi Memlük’ün benzer bir görüşmeyi 26 Aralık’ta bu sefer de İran’ın başkenti Tahran’da yaptığı ileri sürüldü.
Üstelik bu görüşmede sadece Memlük ve 27 Arap aşiretinin temsilcisi yer almadı.
Bunlarla birlikte toplantıya Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güçlerince Irak’ın başkenti Bağdat’ta bir saldırı sonucu öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordularına bağlı Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral Kasım Süleymani ve bazı İranlı yetkililer de katıldı.
Arap aşiretlerini ikna çabası
Bu toplantının Süleymani’nin isteği doğrultusunda Memlük’ün girişimleriyle gerçekleştiği ifade edildi.
Memlük’ün davetiyle İran’ın başkenti Tahran’da yapılan toplantıya dini lider Ali Hamaney’in danışmanı Ali Ekber Velayeti ve Kasım Süleymani ile görüştürüldüğü Arap aşiretleri temsilcileri arasında Elmamre, Şerabi, Herb ve Ebu Asi gibi aşiretlerin yetkilileri de yer aldı.
Süleymani’nin bu buluşmayla Suriyeli Arap aşiretlerini ikna ederek ABD’nin askeri üslerine saldırmayı planladığı öne sürüldü.
“Arap aşiret liderleri Kasım Süleymani ile görüştü”
Bu iddianın sahibi ise Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Başkanı Rami Abdurrahman.
Independent Türkçe Abdurrahman ile görüştü. Abdurrahman, Suriye’den birçok Arap aşiret liderinin Tahran’da İranlı yetkililerle bir araya geldiğini söyledi.
Abdurrahman, Suriye’nin doğusundaki Rakka, Deyr ez-Zor ve Haseke’den Tahran’a giden aşiret heyetinin 26 Aralık’ta Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile bir araya geldiğinden ısrarlı. Abdurrahman’a göre, toplantının amacı Suriye’nin doğusunda İran ile sürekli problem yaşayan ve ABD güçlerinin konuşlandığı askeri karargahlara saldırı planlamaktı.
Toplantının sonucuna ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşamadıklarını kaydeden Abdurrahman, “Suriye muhalefetine ait bazı gruplar Kasım Süleymani suikastı davasını Suriye topraklarına taşımak istedi ve bu yönde çok propaganda da yaptılar. Suriye topraklarında İran destekli gruplar ile ABD veya onun desteklediği gruplar arasında zaten bir çatışma ihtimali var” dedi.
“Şam ve SDG arasında sorunlar medyada abartıldığı kadar değil”
Tahran’ın Suriye’nin doğusundaki hegemonyasını devam ettirmek istediğini ifade eden Abdurrahman, Deyr ez-Zor’da İran için üs belirlendiği ve bölgedeki nüfuzunun giderek artığını kaydetti.
Şam ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) görüşmelerine de değinen Abdurrahman, “Suriye rejimi ile SDG arasındaki sorunlar medyada abartıldığı kadar değil. En büyük sorunun şu olduğunu söyleyebiliriz; Suriye rejimi, SDG’nin bölgeyi tek başına bu şekilde kontrol etmesini istemiyor. Suriye rejimi ile SDG arasındaki ittifak ancak Rusya’nın isteğiyle gerçekleşecektir” diye konuştu.
Rusya’nın tek başına bölgeye nüfuz etmek istediğini belirten Abdurrahman, Moskova’nın Suriye topraklarını ne İran ne de ABD tarafından kontrol etmek istemediğini ifade etti.
ABD’nin Suriye’deki planına da değinen Abdurrahman, Washington’un İran’ın Suriye’deki etkisini azaltıp kendi rolünü büyütmek istediğini bunu da ABD Başkanı Donald Trump’un petrol ile ilgili açıklamasından anlaşıldığını belirtti.
“Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi çatışmalara bağlıdır”
İdlib’in krize dönüşmeyeceğini ve bunun medya tarafından bilinçli olarak abartıldığını anlatan Abdurrahman, Türkiye’nin bölgedeki rolüne ilişkin ise şunları söyledi:
“Türkiye’nin Suriye’deki bu bölgelerden çekilmesi bölgedeki çatışmaların sona erdirilmesine bağlıdır. Suriye’de beklenen şey, Türkiye, Rusya ve diğer ülkelerin geniş kapsamlı bir anlaşma yapılması. Suriye’nin geleceği, Rusya başta olmak üzere büyük ülkelerin bir araya gelip çözüme varmasıyla kurtulur. Biz, Suriye’nin din, dil, ırk ayrımı yapmayan demokratik bir ülke olmasını ümit ediyoruz.”
Bölgedeki petrol yataklarının yaklaşık yüzde 80’inin SDG kontrolünde olduğunu aktaran Abdurahman, söz konusu petrolün satıldığını da sözlerine ekledi.
© The Independentturkish
