"Süt annelik", sütü olmayan kadınların çocuğunu beslemek için başvurduğu yöntemlerden biri olarak bilinir.
Bu kadim gelenek, günümüzde anne sütünün internet ortamında satışıyla farklı bir hal aldı.
Çocuğunu emzirmek için yeterli sütü olmayan ya da emzirmeyi tercih etmeyen kadınlar, yasal olmayan siteler üzerinden kime ait olduğunu bilmedikleri anne sütlerini satın almaya başladı.
Independent Türkçe sanal ortamda anne sütü satışı konusunu hem doktorlara hem de ilahiyatçılara sordu.
Uzmanlar, internetten süt satışının hem sağlık hem de dini açıdan tehlikelerine dikkati çekti.
Duman: İnternetten anne sütü almak bebeğinize zarar verebilir
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Seda Günhar Duman, annelerin, bebeklerine iyilik yaptığını düşünürken, kaynağı bilinmeyen, araştırması, sağlık taraması yapılmamış anne sütünü alarak, evlatlarının zarar görmelerine neden olabileceğini belirterek, internetten anne sütü alınmaması konusunda uyardı.
Duman, “Kontrolsüz süt satışlarında, süt vericisi annenin Hepatit, HIV ve benzeri viral enfeksiyonu olabilir” ifadelerini kullandı.
Hijyen konusuna da dikkati çeken Duman, sözlerini şöyle sürdürdü:
Süt sağılması sırasında uygun ortam sağlanıp sağlanmadığı, sütün saklama koşullarının uygun olup olmadığı bilinmelidir. Alınan sütün gerçekten anne sütü olup olmadığı bilinmiyorsa, sütün transfer süreci uygun değilse, sütü veren annenin kullandığı ilaçlar ya da kötü alışkanlıkları bulunuyorsa sütü içecek bebekler tehlikede olabilir. Bunun yanında süt vericisi annenin çocuğunun kaç aylık olduğu, bu sütün alacak bebeğe uygun olup olmayacağı bilinmediği sürece anne sütü satın almak tehlikelidir.
“Yurtdışında süt bankalarında belli kriterler var”
Yurtdışında süt bankaları bulunduğunu hatırlatan Duman, bu kuruluşlara anne sütü kabul edilmesi için belirli kriterlerin gözetildiğini söyledi:
- Sağlıklı anne (HIV, Hepatit B, Hepatit C ve Sifiliz için taranmış olması)
- Sütü veren annenin bebeğinin 12 aydan küçük olması
- Sütü veren annenin kendi sütünün öncelikli olarak kendi bebeğine yetmesi
- Sütü verecek annenin sigara içmemesi
- Sütü verecek annenin alkol kullanmaması
- Sütü verecek annenin madde ya da süte geçen bir ilaç kullanmaması
- Kontrollü düzeyde kafein alan bir annenin sütünün olması
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Akın: Hiç tanımadığınız bir annenin 9-12 aylık bebeği için ürettiği bir sütü, yeni doğmuş bir bebeğe vermek ihtiyaçları karşılamaz
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Yenidoğan Uzmanı Doç. Dr. İlke Mungan Akın da internetten yapılan anne sütü satışlarına karşı uyardı:
Hastanelerde yenidoğan yoğun bakımlarda anne sütü ihtiyacı olan, özellikle kendi annesinin sütü olmayan prematüre bebeklere, donör (verici / bağışçı) anne sütü özel pastorizasyon işlemleri ve dondurulduktan sonra verilmektedir. Ancak bu şekilde anne sütünün içindeki istenmeyen mikroorganizmaların bir çoğundan kurtulunmaktadır. Hiç tanımadığınız bir annenin 9-12 aylık bebeği için ürettiği bir sütü, yeni doğmuş bir bebeğe vermek, bu bebeğin ihtiyaçlarını karşılamayacağı gibi belli pastörizasyon işlemlerden geçmemiş sütün içindeki virüs ve bakterilerin önüne geçilemeyecektir. Ayrıca sütün sağılma ve saklanma koşulları, transfer sırasındaki kontaminasyon potansiyeli de göz önüne alınmalıdır.
Akın, süt anneliğin İslam dinindeki yerine de dikkati çekti:
Süt annelik bizim kültürümüzde olmakla birlikte, bu tamamen ailelerin anlaşarak, neredeyse akrabalık bağları kurularak verilen, süt kardeşliğin dinen de önemsendiği bir durumdur.
Bayındır: Emzirenin bilinmesi şart
İnternet ortamında anne sütü satışının doğru bir uygulama olmadığını belirten Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır da “Çocuklar, kaynağı belli olmayan anne sütleriyle emzirilmemeli” dedi.
İslam’da sütannelik ile ilgili ayetlere dikkati çeken Bayındır, Bakara ve Talak surelerini örnek gösterdi.
“Bu iş tıbbi açıdan da İslami açıdan da doğru değil” diyen Bayındır, çocukların kendisini kimin emzirdiğini bilmemesinin ileride psikolojik sıkıntıya neden olabileceğini savundu.
“Süt kardeşliğinin oluşması için hangi kadının kimi ne kadar emzirdiğinin kesin olarak bilinmesi lazım” diyen Bayındır, bir bebeğin annesi dışındaki kadınlar tarafından emzirilmesinde sakınca olmadığını belirtse de, emzirenin kim olduğunun bilinmesini şart koştu:
Ancak çocuğu emzirenin bilinmesi şart. Çocuğu kimin emzirdiği görgü tanıklarıyla, şahitlerle de ispatlanabilmeli. ‘Şu çocuk, şu kadından süt emmiştir’ şeklinde kesin bilgiye ihtiyaç vardır. Babaannesi de teyzesi de emzirebilir, yeter ki kimin emzirdiği bilinsin.
Özellikle günümüzde kadınların da çalışma hayatında aktif şekilde yer aldığına değinen Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, çocuğuyla fazla ilgilenemeyen kadınların, ailesinden ya da dışarıdan, çocuğuna süt verecek bir yardımcıya ihtiyaç duyabileceğini belirtti.
Kılıç: Aile sütü bankası denilen uygulama, İslami açıdan kesinlikle yanlış
Kuran-ı Kerim’de bireylerin süt kardeşleriyle evlenmelerinin haram kılındığını belirterek Nisa ve Bakara Surelerini hatırlatan ilahiyatçı- yazar Cemil Kılıç, “Aile sütü bankası denilen uygulama, tıbbi açıdan olduğu kadar İslami açıdan da kesinlikle yanlış” ifadelerini kullandı.
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kimin süt kardeşiniz olduğunu bilmezseniz, ilerde süt kardeşinizle evlenme riskiniz var. Bu ensest demektir. Ensest evliliklerin tıbbi açıdan çok büyük sakıncaları var. Kur-an’da ‘Süt kardeşleriniz size haramdır’ deniliyor. Bu konuya çok dikkat edilmeli.
Cemil Kılıç, zorunluluk halinde süt bankaları kurulmasına karşı çıkmayacağını ancak bu işin kayıt altına alınarak yapılması gerektiğini vurguladı:
Çok büyük bir ihtiyaç hasıl olursa, süt bankası işi devlet tarafından, sütü verenin kim olduğu, sağlık durumu bilinerek kayıt altına alınmalı. Sütü kim vermiştir ve kim almıştır? O sütü kim emecek? Kiminle ya da kimlerle süt kardeşliği yapılacak, kayıt altına alınmalıdır.
© The Independentturkish