"Yeni medya" polemiği: Sektirme ya da sektirmeme... Bütün mesele bu mu?

TDK uzmanları, dilbilimciler ve akademisyenler Yeni İletişim Ortamlarında Türkçe Çalıştayı'nda yabancı kökenli sözcüklere Türkçe öneriler getirdi. O öneriler sosyal medyanın en çok konuşulan konusu oldu. Kim ne tepki verdi? Çalıştay katılımcısı ne diyor?

Twitter dünyanın en çok kullanılan sosyal medya araçlarından biri, Türkiye'deki internet kullanıcıların yüzde 58'i bu mecrayı tercih ediyor / Görsel: Pixabay

Sanal alem ve bilgisayar teknolojisine dair sözcüklerin Batı medeniyetinden Türkiye'ye varışı neredeyse yarım asrı buldu.

Yaşı 50'nin altında olanların pek aşina olmadığı IBM'in delikli kartlı 'kompüter'leri ile başlayan bilgisayar teknolojisi epey ilerledi. 
 

KayaKılan[1].jpg
Türkiye'nin iki ilki bir arada: 1960'da Karayolları Umum Müdürlüğü'ne getirilen ilk bilgisayarı IBM 650 Model I ve ilk programcısı Kaya Kılan / Fotoğraf: Endüstri 4.0


Artık Türkiye, bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe yıllık 32,1 milyar dolarlık hacme ulaşılan bir dönemin içinde seyrediyor.

Yerli bilgisayar markaları afilli reklamlar ile piyasada yerini alsa da sektör yüzde 100 yerli donanım parçası üretmekten hala yoksun görünüyor.
 

kompüter.PNG
Türkiye'de yayımlanan ilk bilgisayar ilanlarından biri / Görsel: EMO Dergisi


Hem sektörün hem dünyanın adeta nefes alıp verdiği sosyal medya ise bambaşka bir alan. 

Sanal agoralardaki bu yankı odalarının beraberinde getirdiği birçok yabancı sözcüğün kullanımı, dahası toplumunun hayatına yansıması pek kolay olmadı.

Yabancı kelimelerin belli bir kısmı zaman içinde Türkçeleşti, önce dilin içine sonra halkın diline girdi.

Özellikle bilişim dünyası ile alakalı sözcüklerin kabulü başlarda o denli kolay içselleştirilemedi, Türkçeleştirilmesi ise pek mümkün olmadı.
 

tr tweetler.jpg

Dünyada ilk tweet 21 Mart 2006'da atıldı. Twitter'a ilk Türkçe mesajı gönderen kullanıcılar ise yaklaşık 20 ay sonra kendileri için yeni olan bu sanal ortamı keşfedecekti  Görsel: Twitter @ahiret, @_turkish_ 


Sosyal medya ve onunla uyumlu akıllı telefonlar ile birlikte ülke sınırları içine giren pek çok kavram kendine has haliyle, olduğu gibi kaldı.

En dikkat çekici örnek 2014'ün mayıs ayında yaşamımıza giren 'selfie' sözcüğünün TDK tarafından 'özçekim' olarak kabulüydü.

'Kendiçekim', 'kendinçek' ve 'bakçek' gibi yüzlerce seçenek arasından galip gelen 'özçekim'  2016'da yerini 'görçek' sözcüğüne bırakmıştı. 
 

özçekim.jpg
Fotoğraf: AA


Bugün hala baskın olarak Türkçe'deki kullanımı ile değil orjinal haliyle anılıyor görçek ve/ya özçekim, yani nam-ı diğer 'selfie'.

Ve son günlerde yine benzer bir tartışma yaşanıyor.

Computerlerin 'kompüter' olduğu senelerde 'bilgisayar' sözcüğünü Türkçe'ye kazandıran, IBM'in yaklaşık 12 bin maddelik bilişim sözlüğünü 75 günde Türkçeleştirmeyi başaran Prof.Dr. Aydın Köksal'ın hikayesi (şimdilik) bir yana, herkes Türkçeleştirilmiş medya terimlerinden bahsediyor.

Öneriler 'Yeni İletişim Ortamlarında Türkçe: Güncel Sorunlar ve Terim Önerileri' çalıştayında ortaya atıldı.
 

0.jpg
Görsel: Türk Dil Kurumu


Retweet yerine 'sektirme', stalker yerine 'sanal casusluk' veya cyber bot'un yerini alacağı söylenen 'siber can' sözcükleri sadece tartışma konusu değil bir parça da mizah malzemesi olmuşa benziyor.
 

aaaaa.JPG
Twitter'de siber can terimi ile Sibel Can arasındaki benzerliğe dikkat çekenlerin sayısı hiç de az değil / Görsel: @ataberkcemunal


En azından sosyal medyanın gözünden bakıldığında durum bu.

İstanbul Gelişim Üniversitesi ile İstanbul Okan Üniversitesi'nin Türkiye Bilişim Derneği ile birlikte 3 Aralık'ta düzenlediği çalıştayda ele alınan sözcükler sadece bunlar ile sınırlı değil elbette.

Türk Dil Kurumu'ndan uzmanlar, Türkologlar, dilbilimciler, iletişimciler, sektör temsilcileri ve akademisyenler bir araya gelip çok sayıda yabancı kelimeye karşılık Türkçe sözcük önerileri geliştirmeye çalıştı.

Yaklaşık 60 uzman, siber güvenlik, toplum 5.0, dijital medya, dijital itibar, endüstri 4.0 ve yapay zeka alanlarında İngilizce'den Türkçe'ye çevrilmiş ve/ya anlam kaybına uğramış sözcük ve kavramları tartıştı.

100'e yakın sözcük türetildi, çalışmalar çalıştay sonrasında da hala sürüyor.
 

2019-We-Are-Social-2019-Türkiye-İnternet-Sosyal-Medya-ve-Mobil-Kullanıcı-İstatistikleri.jpg
İnfografik: We Are Social 2019 Türkiye araştıması, İnternet&Sosyal Medya ve Mobil Kullanıcı İstatistikleri


"Digital 2019 in Turkey" araştırmasına göre 82 milyonluk nüfusunun yaklaşık yüzde 73'ünün internet kullanıcısı olduğu Türkiye'de çoğu İngilizce kökenli sözcüğün Türkçe karşılığının arayışı önemliydi belki ama Twitter kullanıcıları ortaya çıkan tablodan pek hoşnut değil gibi.

Uzun seneler teknoloji yazarlığı yapan Serdar Kuzuloğlu'na göre o önerilerin Twitter ahalisinin alay konusu olmasının ardında yatan neden meselenin özümsenmemesi:

Kültüründeki altyapısını oluşturamadan, geliştiremeden, özümseyemeden -vaktinde Cemil Meriç'in dikkat çektiği gibi- bir şeye sadece 'maruz kalırsan', böyle cambazlıklara muhtaç kalır ve alay konusu olursun. 

İnternet hukuku alanındaki çalışmalarıyla da bilinen, Twitter'ın Türkiye'deki avukatı Gönenç Gürkaynak sektirme sözcüğünü diline dolayanlardan biri.
 

gönenç.PNG

Avukat Gönenç Gürkaynak, Türkiye'nin 2018 gelir vergisi rekortmenleri listesinde 9. sırada yer alıyor / Fotoğraf: Twitter @GurkaynakGonenc


Gürkaynak, sosyal medyadan paylaştığı mesajda çalıştayda ortaya atılan 'sektirme' sözcüğünü şu sözlerle eleştiriyor:
 


İlhan Ayverdi'nin Misalli Büyük Türkçe Sözlüğü'nde 'sektirmek' sözcüğü "Bir yüzeye çarpıp seke seke gitmesini sağlayacak şekilde atmak, fırlatmak" olarak tanımlanıyor. 

Seneler evvel "Yerden birkaç taş alıp durgun suyun üzerinde sektirmeye başlıyorum" diye yazan Yusuf Ziya Ortaç'ın bu kelimenin hakkını ve karşılığını verdiğini düşünenlerin sayısı az mı çok mu orası bilinmez.

Ama bugün bu sözcüğün İngilizce'den Türkçe'ye (Twitter'da bir iletiyi yeniden paylaşmak anlamına gelen) retweet kavramına karşılık sunulmasının nafile çaba olduğunu düşünenler var.

Yönetmen ve senarist Ümit Ünal gibi:

Bu teknolojiyi yaratan biz olmayınca, teknolojik terimlere Türkçe karşılık aramak da manasız oluyor. Retweet'in Türkçesi "sektirme" olur mu? Biri "tweet" atıyor, biri de onu "yeniden-tweet" ediyor. Tweet'i sen yaratmamışsın ki, retweet'i Türkçe söyleyebilesin. 

"Uzlaşı olmadan terim üretmek sadece bulmaca sorusu üretmektir"

Uzun yıllardır reklamcılık, pazarlama ve yeni medya alanında yaptığı çalışmalar ile tanınan dijital dönüşüm lideri ve akademisyen Yiğit Kalafatoğlu'na göre ise anadilde terimlere karşılık aramak önemli.
 

DSC_0109.jpg
Yiğit Kalafatoğlu / Fotoğraf: İtibar Yönetimi Enstitüsü


Bununla birlikte Kalafatoğlu, meselenin sadece terim üretme meselesi olmadığını söylüyor:

Bir terimin bireyin ana dilinde karşılığının olması muhakkak çok değerlidir. Ancak tıpkı edebiyat gibi teknoloji de bulunduğu coğrafyanın, alfabenin, kültürün ve dilin bir parçasıdır. Üretmediğimiz, keşfetmediğimiz, içgörüsüne sahip olmadığımız teknolojik terimlerin birebir karşılığını bulmak uzmanlık ve uzlaşı gerektirir. Bu uzlaşı olmadıkça gündelik dilde kullanılmayan bir sürü bulmaca sorusu üretmiş oluruz. Yan yana gelince ne ifade ettiğimizi anlatamadığımız bir Türkçe’ye değil, daha fazla teknoloji üretmeye odaklanmalıyız.

Dr. Deniz Akçay: 'Sektirme' çalıştayın ana fikri değil, önerilerden yalnızca biri

Peki çalıştayda bu ve benzeri önerileri getirenler eleştirileri nasıl karşılıyor?

İstanbul Gelişim Üniveristesi Yeni Medya Bölümü’nden Dr. Deniz Akçay, halihazırdaki tartışmalardan hoşnut değil.
 

0 (2).jpg
Dr. Deniz Akçay (sağda) / Fotoğraf: LinkedIn @Deniz Akçay


Zira 2015'den bu yana öğretim üyesi olarak görev yapan Akçay, meselenin tek bir kelimeye indirgenmesinin yanlış olduğu kanaatinde. 

'Sektirme' sözcük önerisi ile ilgili şunları söylüyor:

Tüm görüş ve önerileri bir rapora topladık.  Sektirme sözcüğü 60 uzmanın çalıştayda sunduğu önerilerden yalnızca biriydi. 

Akçay, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte hem geleneksel alanlarda yeni kavramlar hem yeni araştırma ve çalışma sahalarının ortaya çıktığını söylüyor.

Batı dillerinden gelen terimlerin kavram karmaşası ve anlam kazasına yol açtığını belirtiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Akçay, sanal dünyadaki yabancı sözcüklerin toplumun bazı kesimlerince anlaşılamadığını düşünüyor.

Tek bir sözcüğün çalıştayın ana temasını zedelememesi gerektiğinin altını çiziyor. 

Geçmişteki başarılı ve başarısız örnekleri anımsatıyor:
 

Çevrimiçi tuttu örneğin. Hayatımıza girdi, sıkça kullanılıyor. Ama mesela özçekimin tutmadığını düşünenler var. Halk tarafından benimsenmesi ve kullanılması önemli. Biz buna dikkat ettik. Türkologlar da buna dikkat etti. Sektör temsilcilerine ve bilişim hukukçularına danıştık. Terim üretmek niyetlerimizden biriydi ama asıl amaç kullanım ile ilgili sıkıntılara dikkat çekmekti.  

Akçay, çalıştayda her önerinin kabul görmediğini söyleyip rapora girenlerin de sadece bir 'öneri listesi' olduğunu vurguluyor:

Mesala dijital medya ile ilgili Türkçe kullanım önerilerinden biri 'sayısal medya' ya da 'sayısal ortamlar'dı. Bu hala tartışılıyor. Rapor üzerinden yeniden değerlendirilecek. Siber sözcüğü de çalıştayda tartışılan bir sözcüktü. Bu sözcüğü halk teknik bir terim olarak algılıyor. İnternete 'cyber' olarak giren 'siber' sözcüğü hepimizin sosyal yaşantısına da girdi. Günlük yaşantımızda yaptığımız her şeyi; alışveriş, bankacılık, sağlık hizmetleri gibi hepsini sanal ortamda yapabiliyoruz. Dolayısıyla siber sözcüğü aslında teknik boyutundan ziyade sosyal boyutu daha çok içeren bir sözcük. Fakat halk tarafından teknik bir sözcük olarak algılanıyor. Buradan hareketle amacımız sözcükler ile insanlar arasındaki bariyeri kaldırmak. Bir ihtiyaç var.  Akademisyenler ve sektör çalışanları ile yapılan beyin fırtınası sonucu bu terimler ortaya çıktı. 

İçinde yaşadığımız dünyayı sanal ve gerçek diye ikiye ayırıyor Dr. Deniz Akçay. 

Bu iki dünyanın birbiriyle entegre edilmesinin şart olduğunu, bunu yapabilmek için Türkçe'deki yeri ve karşılıklarını önemsediklerini ifade ediyor.

TDK Başkanı: Türkçe milli unsurları kaybetmeden yaygınlaştırılmalı

Çalıştay'da konuşan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ise terimlerin Türkçeleştirilmesi hususunda kurumun verdiği destekten mutluluk duyduğunu ifade ediyor.
 

0 (1).jpg
Prof. Dr. Gürer Gülsevin / Fotoğraf: Türk Dil Kurumu


TDK’nın kuruluşundan bu yana çok sayıda terim sözlüğü hazırlayarak bunları halkın hizmetine sunduğunu belirten Gülsevin, Türkçe’nin milli unsurlarını kaybetmeden yaygınlaştırılması gerektiğini işaret ediyor. 

Bilim dili, yazı dili ve edebi dil olarak gelişiminin mühim olduğunu vurgulayarak...

Dil bilimcilerinden gözünden dil...

Belki de bu eşsiz kavrama en yalın izah getirenlerden biri, dili insanların meramlarını anlatmak için kullandıkları bir sesli işaretler sistemi olarak gören dilbilimci Tahsin Banguoğlu. 

Bir başka dilbilimci Atilla Özkırımlı da 'Türk Dili Dil ve Anlatım' eserinde dilde kavramın önemine işaret ediyor:

Kavram dış gerçeğin insan beynindeki yansıma biçimdir. Bu açıdan kavrama sözcüğün anlamı da diyebiliriz.

Aslında Türkçe'nin inşası cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir anlamda devam ediyor, eskilerin deyişiyle müteharik yeni söyleyişle devingen bir nitelik taşıyor.

Türkiye şimdi de bilişim ve sanal mecralar açısından karşısına çıkanları Türkçe'ye kazandırmanın derdinde.

Elbett bu dert yeni değil. 

Bilgisayara 'bilgisayar' diyen kişi

Ana dili Türkçe kadar iyi Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca bilen bilişim uzmanı, elektronik mühendisi ve dillbilimci  Prof.Dr. Aydın Köksal da 50 yıl önce bir başına bu işe soyunmuştu.
 

13_s-167-ak-1966_5a2e5569881c4.jpg
Aydın Köksal'ın genç bir mühendisken bilişim dili ile ilgili çalışmalarına başlamıştı / Fotoğraf: A.K. kişisel arşivi


Yıllar önce Türkçe'nin bir bilim dili olarak gelişiminin yolunu açsak isteyen Köksal, Hacettepe Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği bölümü kurmuş, bilişim sektörünün yoktan var oluşuna katkı sunmuş bir entellektüel olarak tanınıyor.
 

13_-_5a018da92fc64.jpg

Hacettepe Ün. Bilgi İşlem Merkezi'nin Burroughs B-3500 sistemi, Eylül 1969 / otoğraf: A.K. kişisel arşivi


1969'da üniversiteye ilk büyük bilgisayarın sözleşmesi yapılırken şartnamede bilgisayar sözcüğünü kullanan, hem bu kavramın hem bilişim kelimesinin isim babası olan Köksal, günlük konuşmalarımızda en sık kullandığımız 'girdi', 'çıktı', 'çevrimiçi', 'yazıcı', 'bellek', 'yazılım', 'donanım', 'iletişim' gibi 2 bin 500'den çok sözcüğü Türkçe'ye kazandırdı.

Şimdi ise karşımızda yepyeni öneriler var.

Retweet / Sektirme, Binge Watch / Dizibitiren, Aralıksız İzlemek, Duraksız İzlemek, Diss Atmak / Cevap Yollamak, Stalker / Sanal Casusluk, Influencer / Deneyimleyici, Caps / Yazılı Resim, Resim Yorum, Cyber Bot / Siber Can,  Teaser / Meraklandırıcı Video, Caption / Resim Altı, Sensory Marketing /  Duyumsal Pazarlama gibi.

Ne kadarı öneri olmaktan çıkıp Türkçe'ye geçecek?

Ne kadarı kalıcı hale gelecek? 

Kuşkusuz bu soruların yanıtını zaman ve o dili kullanacak insanlar verecek.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU