Hayattaki en büyük önceliğiniz ne? En çok kimi dünyadaki tüm kötülüklerden sakınmak, pamuklara sarıp sarmalamak istersiniz?
Çocuklarınız, anne-babanız, eşiniz veya sevgiliniz... Belki de ilkokulda aynı sırayı paylaşmanızdan beri kopmadığınız can dostunuz ya da öz kardeşleriniz... Sorunun yanıtı kediniz veya köpeğinizde de gizli olabilir, kim bilir?
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peki bunları neden sorguladım?
Kosheen'in büyüleyici vokalleriyle kalbimizde yer eden solisti Sian Evans, yıllar önce yaptığı bir şarkıyla hem hafızalarımıza hem de kalbimize yer etti. İlk olarak çeyrek asır önce yayımladıkları Hide U, canımızdan çok sevdiğimiz herkese adamak isteyeceğimiz bir hediye gibi aslında. Ve aradan geçen yıllar bunu değiştirmedi.
Hide U'da Evans şöyle diyor:
Seni sonsuza dek güvende tutacağım
Seni koruyacağım
Seni reddettiğin dünyadan uzak tutacağım
Seni saklayacağım
Sözkonusu en kıymetlimiz olunca biz de böyle demiyor muyuz?
"Oğlumu düşünerek yazdım"
Evans, şarkının ortaya çıktığı anı dün gibi hatırlıyor. "Hide U gerçekten güzel bir hikaye" diyor ve o dönemki grup arkadaşları Ron Mcelroy'la Mitchell Glover'ın "acı biber yeme yarışması yaptığını" anlatıyor:
O gün bir loop (döngü) yapmışlardı. O çalarken onlar da biber yiyordu! Ben de o sırada şarkıyı bir mantra gibi doğaçlamaya başladım. Oğlumu dünyadan koruyabilmeyi diliyordum çünkü zorbalığa maruz kalıyordu. Çocuklar (Mcelroy ve Glover) bir anda kayıt masasının başına atladı ve kayda bastılar... İşte böyle oldu, tek seferde!
Şarkının dünya çapında drum and bass camiasında kendine sağlam bir yer edindiğini hatırlatan Evans, hayatlarının tek bir parçayla nasıl değiştiğini de şöyle açıklıyor:
Sonunda bizi fark eden, yaptığımız işe inanan bir plak şirketiyle anlaştık. Bu riskli bir adımdı çünkü bizi belli bir kalıba sokmak ve pazarlamak kolay değildi.
"Bugünlere geleceğimizi tahmin etmezdim"
Grubun tüm dünyada tanınmasını sağlayan 2001 çıkışlı ilk albümleri Resist, Kosheen üyelerinin her birinin farklı müzikal köklerinden besleniyor. "Benimkiler folk baladlarına dayanan hikaye anlatıcılığıydı" diyor Evans.
Çocuklarınki ise elektronik dans müziğiydi. İşte bizi farklı kılan ve geniş kitlelere ulaştıran bu kimyaydı. Samimi, deneysel ve yenilikçiydi.
Yıllardır müzik piyasasında olsalar da grubun bugünlere geleceğini beklemediğini itiraf ediyor Evans:
Bugün hâlâ dünyanın dört bir yanında, her yaştan insan için sahneye çıkacağımı hiç tahmin etmezdim. Ama burada olmaya devam ettiğim için içten bir minnettarlık hissediyorum.
Elektronik müziğin karanlık ritimleriyle duygusal derinliği ustalıkla harmanlayan ve yıllardır müzikseverlerin kalbine dokunan Bristol merkezli üçlü her albümünde bambaşka bir hikaye anlatmayı başardı.
24 yıl önce dinleyicisiyle buluşan Resist'le elektronik müzik sahnesine fırtına gibi giren Kosheen, 2003'te çıkardıkları Kokopelli'yle daha karanlık ve bir sound'a yönelerek müzikal evrimini cesurca sürdürdü.
"Birbirimizin farklılıklarına saygı duyduk"
"Aynı çatı altında birbirinden çok farklı üç sanatçıydık" diyor Evans. Ve "Her birimiz projeye kendi bireysel tarzımızı ve etkilerimizi getiriyorduk" diye ekliyor:
Bu kimyayı müziğimiz aracılığıyla keşfetmemize izin verildi. Zamanla kendime olan güvenim arttı ve Kokopelli, bir şarkı yazarı olarak gelişmem için bir tuval görevi gördü. Gitar temelli müzik ve şarkıcı-söz yazarlarıyla büyüdüğüm için bu etkileri bestelere dahil etme özgürlüğü hissettim.
Hungry, I Want It All ve Coming Home gibi hit parçalardan bahsederken, "Birbirimizin farklılıklarına saygı duyduk" diyor Evans:
Birbirimizin yaratıcılığını teşvik ettik. Ben şarkıları yazdım ve çocuklar da prodüktörlüğü üstlendi. Bu iyi bir denge ve iyi bir ilişkiydi.
Apaçi savaşçısı Cochise'in adından ilham alarak güçlü ve asi ruhlarını müziğe döken grup, zamanla sadık bir hayran kitlesi oluşturmayı başardı.
Sürekli yenilenmeyi ve risk alarak dönüşmeyi başaran Kosheen'in dinleyicileri, parçalarında geçmişin izlerini ve geleceğin heyecanını halen bir arada hissediyor.
"Hikayelere aşığım"
Bugüne bugün çeyrek asırlık bir grup olan Kosheen'in Türkiye'de de hatırı sayılır bir hayran kitlesi var. Üçlünün müziği, bu coğrafyadaki dinleyicilerin kalbinde kendine sağlam bir yer edindi. Bunu nasıl başardıkları üzerine kafa yoran Evans, "Ben hikayelere aşığım" diyor:
Şarkılarımın hikaye anlatmasını umuyorum. İnsanlık, kendimizle ve birbirimizle olan ilişkilerimiz üzerine yazıyorum. Empati kurabilen duygusal bir kadınım ve dinleyicilerime şarkılarım aracılığıyla kendilerini ifade etmeleri için ilham vermeyi umuyorum.
25 yıllık müzik kariyerlerini kutlamak için büyük bir turneye çıkan Evans ve arkadaşları, en sevilen şarkılarını hayranları için seslendirmeye hazırlanıyor.
"Bu konserlerde tüm albümlerimizden öğeler olabiliyor ve bunları kusursuz bir şekilde icra edebiliyoruz" diyen 53 yaşındaki Evans ekliyor:
Kosheen'in son 25 yıldaki tüm hikayesini anlatıyoruz. En sevdiğiniz albüm hangisi olursa olsun, yazıldıkları dönemki enerjiyle akıyorlar. Olay bundan ibaret.
"İstanbul'a geri dönmeyi dört gözle bekliyorum"
Bu şarkıları dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilerin karşısında seslendirmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu da ekliyor Evans. Biz de o dinleyiciler arasındayız... Grup bu turne kapsamında Black Label Events organizasyonuyla 23 Şubat akşamı IF Performance Hall İstanbul'da konser verecek.
Kosheen'in İstanbul'daki son konserinin üzerinden epey zaman geçti. Enerjik performansı ve sahnede ayak basılmadık yer bırakmamasıyla ünlü Evans, yıllar sonra bu şehre döneceği için son derece heyecanlı. İstanbul'un "hikayelerle dolu" bir kent olduğunu söyleyerek ekliyor:
Çeşitlilik ve renklerle dolu güzel şehir İstanbul'a geri dönmeyi dört gözle bekliyorum. Dinleyicilerimizi müziğimiz ve performansımızla eşanlamlı hale gelen aynı enerjiyle selamlamayı dört gözle bekliyorum.
"Şarkılarımızın ebedi olabileceklerini fark etmemiştik"
Kosheen, çeyrek asırlık kariyerinde müziğini bir şekilde zamandan bağımsız kılmayı başardı. Farklı kültürlerle nesiller arasında evrensel kalmayı başaran ve eskimeden birer klasiğe dönüşen şarkılar yazan Evans, şöyle diyor:
Bu şarkıları kaydederken bu kadar ebedi olabileceğini fark etmemiştik.
Sian Evans, gerçekten iyi ve dürüstçe yazılmış bir şarkının, moda ve trendlerden etkilenmeden nesiller boyu yankı uyandırabileceğine inanıyor. "Dürüst olmak gerekirse, 2000'li yılların başlarının bizim neslimiz için büyülü bir dönem olduğunu düşünüyorum" diyerek ekliyor:
Kendimizi, müziği ve sanatı kutlamanın yeni yolunun öncüleri gibi hissediyorduk. Tür ya da tarz sınırlaması olmaksızın kendimizi ifade etmemizi sağlayan bir özgürlük vardı. Pek çok kişi için altın çağdı. Sanırım hepimiz bu duyguya tutunmayı seviyoruz ve o dönemin müziği, bizi o yere geri götürüyor.
Biz de sahnedeki muazzam enerjisiyle yıllardır müzik dünyasındaki etkisini sürdüren Sian Evans'ın kendine has vokal tarzı ve Kosheen'in eşsiz dans ritimleriyle o "altın çağ"a ışınlanmak için sabırsızlanıyoruz.
© The Independentturkish