Denizin derinlerindeki hidrotermal bacaların etrafında tespit edilen çok küçük kristal yapılar, Dünya'daki yaşamın kökenine ışık tutma potansiyeli taşıyor. Yeni araştırma, yaşamın başlangıcı hakkındaki soruları yanıtlamanın yanı sıra enerji üretiminde de çığır açıcı etkiler yaratabilir.
Okyanus tabanlarında yer alan ve sıcak su fışkırtan hidrotermal bacalar, yerkabuğunun içine sızan suyun magma tarafından ısıtıldıktan sonra tekrar denize çıktığı noktaları ifade ediyor.
Suyun bolca mineral içermesi nedeniyle hidrotermal bacaların yaşamın başlangıcında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.
Bazı bilim insanlarının 4,5 milyar yıldır var olduğunu öne sürdüğü bacalardaki minerallerin, okyanus suyuyla birleşmesinin organik molekülleri yaratabildiği daha önceki bir çalışmada gösterilmişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Nature Communications adlı hakemli dergide 25 Eylül'de yayımlanan yeni bir araştırmada, bazı hidrotermal bacalarda canlı hücreler olmadan enerji üretilebildiği ortaya kondu.
Japonya'daki RIKEN (Ulusal Fizik ve Kimya Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü) ve Tokyo Teknoloji Enstitüsü'nden bilim insanları, Büyük Okyanus'taki Mariana Çukuru'ndan, yaklaşık 6 bin metre derinlikte elde edilen örnekleri inceledi.
Araştırmacılar buradaki hidrotermal bacaların çevresinde kristal nanoyapılar tespit etti. 84 santimetrelik bir brusit örneğinde bulunan kristallerin, hidrotermal bacaya girip çıkan su için bir kanal görevi gördüğü saptandı.
Bilim insanları bu iyon kanallarının filtre gibi davranarak bazı elektrik yüklü parçacıkların geçmesine izin verirken, diğerlerini engellediğini söylüyor. Bu süreçteyse kristalin yüzeyinde küçük ama kayda değer bir voltaj farkı oluşuyor.
Osmotik enerji dönüşümü diye adlandırılan bu süreç, canlı hücrelerin de enerji üretmek için kullandığı bir yöntem.
Çalışmaya liderlik eden Dr. Ryuhei Nakamura şu ifadeleri kullanıyor:
Beklenmedik bir şekilde, modern bitki, hayvan ve mikrobiyal yaşamda hayati bir işlev gören osmotik enerji dönüşümünün, jeolojik bir ortamda biyolojik olmayan bir yolla gerçekleşebileceğini keşfettik.
Canlıların dahil olmadığı bir yolla enerji üretilebileceğini gösteren yeni çalışma, Dünya'daki yaşamın da ilk bu şekilde başladığı düşüncesini akla getiriyor.
Dr. Nakamura "Denizin derinlerindeki hidrotermal bacalarda keşfedilen iyon kanallarının kendiliğinden oluşması, Dünya'daki ve ötesindeki yaşamın kökeni açısından doğrudan sonuçlara sahip" diyor.
Bulgular ayrıca mavi enerji diye adlandırılan, tuzlu suyla tatlı su arasındaki farktan yararlanarak elektrik üretme çalışmalarına da katkı sunabilir.
Independent Türkçe, Science Alert, Cosmos Magazine, NASA, Nature Communications
Derleyen: Büşra Ağaç