İyi müziğin pelerinsiz kahramanları: Kara

Yıllardır yayımlanmayı bekleyen son teklileri Zorba'yı temmuzda paylaşan Kara'nın kurucuları Hasan ve Çağdaş Çağatay Kara'yla müziklerini, sektörü ve şarkılarda aşktan çok daha fazlasına yer vermenin gerekliliğini konuştuk

Kara'nın şarkılarında hikaye anlatıcılığı öne çıkıyor (Hazal Obakan)

Sabah uyanır, neredeyse herkes gibi işine gitmek üzere yola koyulur. Hatta kaçınılmaz olarak trafiğe girer, belki keyfi kaçar. İşinde gücündedir anlayacağınız. Ama kimseciklerin bilmediği bir kimliği daha vardır. İşte o zamanlarda ihtiyacı olanlara yardım eder hatta bazen biraz daha abartıp dünyayı kurtarır. Üstelik çoğu zaman farkında bile olmazsınız. Superman'den bahsediyorum canım... Ve tabii onun diğer kimliği Clark Kent'ten.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sizi müzikseverler için "çaktırmadan" Superman'lik yapan bir grubun, Kara'nın kurucularıyla tanıştırmayı borç bilirim: Hasan ve Çağdaş Çağatay Kara. Onlar da Clark Kent gibi gündüz ofislerinin yolunu tutuyor, e-postalar, toplantılar, hatta belki de zaman zaman angarya işlerle uğraşıyor. Ama bir yandan da müzik sevdalılarını mutlu edecek şarkılara imza atıyorlar. Bence Superman'liğin tanımı bu olmalı, ille de dünyayı kurtarmaya gerek yok. 

Kara'nın kurulması, Babaeskili Kara Kardeşlerin 2006 semalarında müziğe olan ilgisinin daha da alevlenmesiyle kaçınılmaz hale geliyor. Evde olmadık şeylerden enstrümanlar icat ediliyor, durmaksızın şarkılar söyleniyor. Üniversite yıllarındaysa her iki kardeş de farklı enstrümanların eğitimini almaya başlıyor. Grubun temelini oluşturduktan sonra provalara başlanıyor ve bugün bile yayımlanmaya hazır bekleyen birçok şarkının temelleri atılıyor.

Zorba'nın 2007'de başlayan yolculuğu

Son teklileri Zorba, temmuzda dijital platformlarda yayımlanarak dinleyiciyle buluştu. Bu sözlerimden Zorba'nın gencecik bir şarkı olduğu anlamı çıkmasın, parçanın doğumu aslında taa 2007'ye dayanıyor. 
 

Kara üyeleri, "şarkı sözlerinin duyguyla iç içe geçmesi çok değerli" diyor (Ogün Yücel)


Çağatay, o dönemde klasik gitarla yaptığı bestenin üzerine sözleri, ağabeyi (aralarında yalnızca bir buçuk yaş var) Hasan'ın da katkılarıyla yazıyor. Aradan yıllar geçiyor ve 2012'ye gelindiğinde şarkıya elektrik gitar ekleniyor. Farklı bir versiyonda ise daha düşük bir tempoyla akıtılıyor şarkı. Ancak bu versiyon kimsenin içine sinmiyor. Sonrasında daha hızlı bir demo versiyonu ortaya çıkıyor ve yıllardır "ha geldi ha gelecek, eli kulağında" diye beklenen şarkı, Rakun Müzik etiketi altında kaydediliyor. 

"Müzik yaparken yalan söylemeyi sevmiyoruz"

Çağatay, "Bir gecelik provayla, ertesi gün kaydedilmiş bir şarkı aslında. Hikayesi 2007'de başlıyor, kayıt süreci 2022'de bitiyor" diyor.

Kara'nın neredeyse bütün şarkılarının hikayesi var. Mesela hiç yayımlamadıkları Farkındayım diye bir şarkıları var ve stüdyoya her girdiklerinde onun farklı bir versiyonunu daha kaydediyorlar. "Bu kadar emek var, biz neden duyamıyoruz bu şarkıyı?" diye merak ediyorum. 
 


Çağatay, "Çok aşk şarkısı ve biz aşk adamı değiliz" diyerek ekliyor: 

Belki 10 yıl 20 yıl sonra öyle bir adama dönüşürüz ama şu anda bizi yansıtmıyor parça. Ve müzik yaparken kimseye yalan söylemek hoşumuza gitmiyor.

"Dünyada bir sürü hal var, aşk onlardan sonra geliyor"

Hasan da ona katılıyor ve "Hayatta sadece aşk meşk yok" diyor:

Dünyada bir sürü hal var. Aşk bence onlardan çok sonra geliyor. İnsanlar hayatta kalmaya, hayata tutunmaya çalışıyor. Bunlar çok daha önemli.

Zorba, her ne kadar güzel tepkiler alsa da çok fazla insana ulaşamadı. Hasan, "İyi yorumlar aldım çevremden ama herkes şarkının çok 'underrated' kaldığını ve hak ettiği yere gelemediğini söylüyor" diyor:

Bunları yapmak sektörel güç gerektiren bir şey. Bizim öyle bir gücümüz var mı? Bence yok.

"Belki de ülkeye yeni bir Ahmet Ertegün gerekiyor"
 

Kara, geçen yıl Kadıköy'deki The Wall'da sahne almıştı (Taner Dedeoğlu)


Sonra Atlantic Records'un kurucusu, meşhur yetenek avcısı, Led Zeppelin ve Bee Gees gibi müzik tarihini şekillendiren grupların prodüktörlüğünü yapan Ahmet Ertegün'e atıfta bulunuyor Hasan:

Belki de ülkeye yeni bir Ahmet Ertegün gerekiyor. Bizim yaptığımız farklı bir iş, farklı bir şey yapmaya çalışıyoruz, neredeyse başka bir sektör.

Hasan çamuru başkasına atıp kendisi kenara çekilecek biri değil, çuvaldızı kendine batırmayı da biliyor ve ekliyor:

Belki de biz tam yapamıyor olabiliriz istediğimiz şeyi. Ama bu iş için çok fazla bağlantı gerekiyor, tamamen 'network' işi. Burada biraz Spotify'ı da eleştirmen gerekiyor. Orada olay hepi topu 7 editörle dönüyor, 7 editörün seni dinleyip dinlememesi üzerinden dönen bir 'radar' durumu var. Yani seni seçecek ya da seçmeyecek, o kişiye kalmış. Neye göre seçiyor, onu da bilemiyorum. Bir noktada, 7 editör ne kadar müzik dinleyebilir ki? Nitelikleri nedir, hangi türleri dinliyor, ne türlerden hoşlanıyor? Çok gri bir nokta.

Zorba'nın lansmanı, 4 Temmuz'da, Kadıköy'deki Stereogun'da düzenlenen teras partisiyle gerçekleşti. Kara Kardeşler, kendi sevdikleri şarkıları çaldıkları bir DJ setle davetlileri keyiflendirdi. 
 

Zara'nın ilk teklisi Yalnız Ben, 2020'de dinleyiciyle buluşmuştu (Ogün Yücel)


Hasan, "Bizimle olan arkadaşlarımız, genellikle bizimle aynı tür müzikleri dinlemekten hoşlanan çekirdek bir kadroydu" derken, Çağdaş ekliyor:

4 Temmuz, 5 Temmuz'a bağlanırken gece yarısı şarkımızı çaldık ve o gece bizimle olan arkadaşlarımıza, şarkıda birlikte çalıştığımız müzisyenlere teşekkür ettiğimiz sürpriz bir konuşma yaptık.

Kara'nın yakınlarda yayımlamayı düşündüğü tek parça aslında Zorba değil. Hasan, "Guernica diye bir şarkı yapmaya çalışıyoruz şu an" diyor.

"Guernica'nın biyografisi"

Picasso'nun 1937 tarihli meşhur yağlıboya tablosundan ilham alınarak yazılan bu şarkıyla ilgili şöyle diyor:

Tamamen hikayeye sadık kalınarak yazılmış bir şarkı, sözlerini de ona göre yazmaya çalıştım. Tablonun hikayesini şarkı sözlerine çevirdim. Guernica'nın biyografisi gibi diyebiliriz.

Hasan'ın değindiği ve planlar dahilinde dinleyicisiyle buluşmayı bekleyen ikinci parçaysa Reformlar. "Bizim için özel bir şarkı" diyor ama ser verip sır vermiyor: 

Ama neyi anlattığını şimdilik söylemeyeyim.

Kara'nın şarkılarının tamamının derdi var. Duygusal gelgitlerle değil de hayattaki yıpratıcı gerçeklerle yoğruluyor, dinleyiciyi politik gündemle yüzleştiriyorlar. Şarkılarını nasıl ürettiklerini, nasıl bir günün onları parçalarını yapmaya ittiğini soruyorum Kara Kardeşlere... 

"Şarkılara bizim otobiyografimiz gibi bakmıyoruz"
 

Kara üyelerinin severek dinlediği grupların başında Leicester menşeli Kasabian geliyor (Hazal Obakan)


"Annemiz de babamız da işçi sınıfından. Biz de işçi sınıfından insanlar olarak elbette ekonomik durumdan ve ülkenin halinden etkileniyoruz" diyor Hasan ve ekliyor: 

Ayrıca dünyanın içinde bulunduğu hal, dünyada tarihsel olarak olan bitenler, geçmişte yaşananlar de bizi etkiliyor. Geçmiş derken kendi geçmişimizi kastetmiyoruz. Şarkılara bizim otobiyografimiz gibi bakmıyoruz.

Kara Kardeşler sadece kendi parçalarını değil, dinledikleri müziğin en güzel örneklerini ve sevdikleri şarkıları çaldıkları konserler de veriyor. Repertuvarlarına birkaç şarkı daha ekleyip büyük bir grubun ön grubu olarak festivallerde ya da konserlerde sahneye çıkmayı planlıyorlar. 

Hasan, Kara olarak esas amaçlarının kendi müziklerini yapmak olduğunu söyleyerek ekliyor:

Ama cover yapar mıyız? Yaparız elbette. Çalmayı ve söylemeyi çok sevdiğimiz şarkılar var, bunlar için ayrı bir konsept yarattık zaten. Genellikle Britanya müziği ve bu türe yatkın şeyler çalıyoruz. Tamamen kendi sevdiğimiz şeyleri çalıyoruz.

Son olarak iyi müzik sayesinde belki dünyayı değil ama günü kurtarabileceğinizi hatırlatıyor ve sizi Kara'nın son teklisi Zorba'yla baş başa bırakıyorum. Neticede ne derler? 

Her kahraman pelerin takmaz... 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU