Kudüs Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Gad Ehrenberg, İsrail Sınır Polisi'nin (Magav) açtığı ve Filistinli tutukluların yerleştirildiği eski gözaltı merkezinde ‘koşulların insani olmadığı’ söyledi. Bunun üzerine Kudüs Emniyet Müdürü, meseleye bir çözüm bulunması ve sorunun derhal ele alınması talimatı verdi.
Dün haberi Haaretz gazetesinde aktaran İsrailli gazeteci Yehoshua Bryner, şunları söyledi:
Gözaltı merkezi eski ve yıllardır kapalı haldeydi. Ancak savaş sırasında çok sayıda Filistinli tutuklunun olması ve gözaltı merkezlerinin yetersiz kalması nedeniyle yeniden kullanılmasına karar verildi. Kudüs'ün kuzeyinde yer alan Ofer Gözaltı Merkezi’nde yatağı ve tuvaleti olmayan tutuklular, kalınlığı 5 santimetreyi geçmeyen köpük şiltelerde uyuyor. Mahkeme bir ay önce gözaltı merkezindeki şartların kötüleşmesi nedeniyle buranın kapatılmasına ve kullanılmamasına karar verdi. Ancak polis bu karara uymadı.
İnsanlık dışı gözaltı koşulları
Geçtiğimiz hafta Batı Şeria'nın Kabalan köyündeki bir karakolda tutuklanan Filistinli bir tutuklu, buradaki şartlar nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarından ötürü şikayetçi olmuş ve dava açmıştı. Dava sırasında Filistinli tutuklu, ‘ailesinin geçimini sağlamak için iş ararken İsrail'de izinsiz bulunduğu gerekçesiyle tutuklandığını, fakat böyle bir ihlalden dolayı bu şekilde işkence görmeyi hak etmediğini’ söyledi. Davaya bakan hakim, polis teşkilatının temsilcisine tutukluların ‘neden bu kadar insanlık dışı koşullar altında tutulduğunu’ sordu. Temsilci hakime, “Burası geçici bir gözaltı merkezi. Tutukluların burada yalnızca birkaç gününü geçirdiği bir istasyon olarak kullanılıyor” yanıtını verdi.
İnsan hakları örgütleri, özellikle savaş sırasında Filistinlilerin tutulduğu İsrail'deki tüm gözaltı merkezlerindeki ve bir kısmı yer altında, bir kısmı çölde olan, ancak daha önce insani olmayan şartları nedeniyle kapatılan hapishanelerdeki insanlık dışı gözaltı koşullarından şikayetçi oldu. İnsan hakları örgütleri, ‘vahşice’ olarak nitelendirdikleri böylesi bir muameleyi, ‘bir tür intikam’ olarak değerlendirdiler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Filistinli 3 bin 400 mahkum daha
İsrail Adalet Bakanlığı Kamu Savunma Birimi dahi, Filistinli tutukluların gözaltı merkezlerinde ve hapishanelerde içinde bulundukları koşulları ‘insanlık dışı’ olarak nitelendirdi. Birim tarafından geçtiğimiz ay yayınlanan bir raporda, “Binlerce tutuklu, İsrail hapishanelerinde insanlık dışı koşullarda çürüyor. Gazze'deki savaşın ardından durum daha da kötüleşti. Geçtiğimiz 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 3 bin 400 Filistinli mahkum daha eklendi” denildi.
Kamu Savunma Birimi avukatının, geçtiğimiz aralık ayında Carmel, Damon ve Eshel hapishaneleri ile Kudüs'teki el-Meskubiyye Gözaltı Merkezi'ne yaptığı ziyaretlerde edindiği gözlemlere dayanan rapora göre hapishanelerdeki aşırı kalabalık, mahkemece suçlu bulunan mahkumların içinde bulundukları şartları da olumsuz yönde etkiliyor.
İsrail parlamentosu Knesset'teki Ulusal Güvenlik Komitesi, geçtiğimiz ekim ayında, Yüksek Mahkeme tarafından kararlaştırılan gözaltı koşullarının ihlalini onaylamış ve ‘cezaevlerinde olağanüstü hal’ ilan etmişti. Bu karar, İsrailli yetkililerin mahkumların temel haklarını ihlal etmesine izin verdi. Kararın ardından binlerce Filistinli mahkum, İsrail hapishanelerindeki aşırı kalabalık hücrelerde yere serilen şiltelerde uyumaya başladı.
Raporda, mahkumların sağlıksız ve kötü hijyen koşullarında, böceklerle dolu hücrelerde, ihtiyaçlarının büyük kısmının karşılanmadığı ve havalandırmanın yetersiz olduğu bir ortamda tutulduğu belirtildi.
Raporda, son aylardaki güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere ilişkin olarak ise şu ifadelere yer verildi:
Kamu Savunma Birimi, tutukluların ve mahkumların, insanlık dışı şartlarda, yerde uyuyacak kadar kalabalık bir ortamda daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir gözaltı krizine tanık oluyor.
Rapora şöyle devam edildi:
İsrail'deki mahkumların neredeyse yarısı, Yüksek Mahkeme'nin (mahkum başına 3 metrekarelik alan tahsisine ilişkin) ilk kararına uymayan aşırı kalabalık koşullarda tutuluyor. Toplam ceza hapishanesi nüfusunun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan binlerce tutuklu ve mahkum da bu sayıya dahil.
Raporda, tutukluların ve mahkumların onurunun korunması çerçevesinde yatakta uyuma hakkını öngören yasanın ihlal edildiği de belirtildi. Uluslararası hukuk, bir mahkumun 3 metrekarelik bir alana kapatılması ‘zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı bir ceza’ olarak niteliyor.
İsrail hapishanelerinde savaş öncesi erkek ve kadın 16 bin 353 mahkum vardı. Bu sayı izin verilen sayı olan 14 bin 500’den 2 bin daha fazlaydı. Buna rağmen tutukluların ve mahkumların sayısı savaştan sonra 20 bin 113’e yükseldi. Kamu Savunma Birimi temsilcilerinin Carmel Cezaevi'ni ziyareti sırasında birçok mahkum, aşırı kalabalıktan şikayet etti.
Her bir mahkumun yaşam alanının 2,42 metrekareye düşürüldüğü belirtilen raporda, tutuklularla ilgili olarak ise erkek ve kadın en az 13 tutuklunun aynı tuvaleti paylaştığı, bunun da tutuklular arasında gerilime yol açtığı, geceleri de tutukluların ve mahkumların hücrelerde soğuktan etkilendikleri aktarıldı.
El-Meskubiyye Gözaltı Merkezi'ndeki Filistinli tutuklular, hücrelerinde yemek yerken elektriğin kesildiğinden ve karanlıkta yemek zorunda kaldıklarından şikayet ettiler. Ayrıca Gazze'de savaşın başlamasından bu yana tutukluların avluya çıkmalarının tamamen yasaklandığı ve tutuklulardan bazılarının tutuklu bulundukları günler boyunca gün ışığına hiç çıkamadıkları bildirildi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.