Gazze Şeridi'nin en güneyindeki Refah şehrine göç eden yüz binlerce Filistinlinin, kalabalık sınır şehrine yönelik yaklaşan İsrail operasyonu sırasında gidecek başka yeri yok.
Yaklaşık bir milyon 200 bini yerinden edilmiş kişi de dahil olmak üzere yaklaşık bir milyon 400 bin Filistinli Refah'ta yaşıyor. İsrail'in Filistinlilerden güneye gitmelerini istemesi üzerine, onlar da güvende olacaklarını düşünerek son aylarda Gazze Şeridi'nin diğer tüm bölgelerini etkileyen İsrail bombardımanından kaçmak için güneye geldiler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Refah'a saldırı düzenleyeceğini açıklamasıyla birlikte oradaki Filistinliler eşi benzeri görülmemiş bir kaygı yaşıyor ve kendilerini bilinmeyen bir akıbetin beklediğini anlıyor. İsrail'in pazartesi günü şafak vakti saldırıyı gerçekleştirmesiyle bu korkular daha da arttı. Çok sayıda ev ve camiyi etkileyen operasyon sırasında, Refah'ta düzinelerce kişi ölürken iki mahkum da serbest bırakıldı.
Dün geceki operasyon bölge sakinlerine, özellikle de Kuzey Gazze Şeridi'nden yerinden edilenlere, kendi bölgelerinde yoğunlaşan savaşın ilk günlerine dair anılarını hatırlattı ve bu da paniğe yol açtı.
Operasyon, ölü sayısının artacağına ilişkin uluslararası uyarılara rağmen, İsrail'in şehirde geniş çaplı bir askeri operasyon düzenleme tehdidi ile birlikte gerçekleşti.
Gazze şehrinin batısındaki Eş-Şati kampında yaşayan ve üç buçuk ay önce Refah'a gelen Eymen Dahlan, şehri terk ederek Deyr el-Balah'a doğru yola çıkmaya karar verdiğini söyledi.
Dahlan, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda şunları söyledi:
Başarılı olup olmayacağımı bilmiyorum. Çadırımı 2 bin 300 şekel (yaklaşık 630 dolar) karşılığında kiraladıktan sonra burada bırakacağım ve başka bir barınak, başka bir çadır arayacağım, ya da bu yolda çabalarken öleceğim. Başka seçeneğim kalmadı.
Dahlan'ın altısı çocuk dokuz kişilik ailesiyle birlikte yaşaması, seçimlerini daha da zorlaştırıyor.
Dahlan büyük bir öfke ve çaresizlik içinde sözlerine şöyle devam etti:
İşgal ordusu savaşın başında bizden Sahil Kampı'ndaki evlerimizi bırakıp Han Yunus'a gitmemizi istedi. Yaptık. Sonra bizden Refah'a gitmemizi istedi, şimdi de Refah'ta bizi takip ediyor. Gidebileceğimiz güvenli bir yer yok, ailemi taşımaya karar verdiğim Deyr el-Balah bile hava ve topçu bombardımanına maruz kalıyor, nereye sığınacağız?
Dahlan da diğer Refah sakinleri gibi İsrail'in gerçek bir tahliye planı olmadan, formalite bir tahliye planıyla kara operasyonu gerçekleştirmesinden korkuyor.
Güvenli geçişlerdeki ölümler
Geçtiğimiz ekim ayında kara savaşının başlangıcında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye kampından yerinden edilen Amal Avida, güvenli koridorlarda ilerlerken çok sayıda kişinin nasıl öldürüldüğünü anlattı.
Amal Avida, saatlerce durmak bilmeyen şiddetli hava saldırıları sırasında dehşet dolu anlar yaşayan üç çocuğunu sakinleştirmeye çalışarak geceyi geçirdikten sonra ne yapacağını bilemiyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan Avida şunları söyledi:
Altı caminin hava bombardımanına maruz kalmasından sonra, Tel es-Sultan bölgesindeki camilerden birinin yanına, caminin bombalanması korkusuyla, çadırı bıraktık. Geceyi sokaklarda geçirdik.
Avida sözlerini şöyle sürdürdü:
Savaşın beşinci gününde Cebaliye'de meydana gelen bombalama sonucu babalarını kaybeden çocuklarımı burada veya bölgede koruyacak hiçbir akrabam yok. Savaşı durdurmak için bir anlaşmaya varılması ümidiyle bekliyorum, aksi takdirde, kaderimle yüzleşeceğim. Çadırımda kalmayı ve ayrılmamayı düşünüyorum. Yorulduk. Nereye gitmeliyiz? Yer kalmadı.
Kuzeyden merkeze güneye yer değiştirme
Şarku'l Avsat muhabirinin yerinden edilmişlerin konuşmalarında ve yüzlerinde tanık olduğu çaresizlik, birçok kronik hastalıktan mustarip olan 74 yaşındaki Fatıma en-Nevaciha tarafından da açıkça ortaya konuldu. Nevaciha, ekim ayının sonunda Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan mahallesindeki evinden ayrılarak Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat kampına, ardından Han Yunus'a, oradan da Refah'a doğru yola çıktı.
Yaşlı kadın Filistin aksanıyla yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Bugün gördüklerimiz, 1948 Nekbe'sinde bizim ve atalarımızın yaşamadıklarıdır. Bizi Sina'ya göndermediler.
Zaher annesinin sözünü keserek şunları aktardı:
Gitmiyoruz. Burada ölürüz, o kadar. Biz sadece Gazze'nin kuzeyindeki evlerimize dönmek istiyoruz, başka bir şey yapmayacağız. Ölüm gelirse ne yapacağız? Ölümden kaçış yok.
Uluslararası arena, İsrail'in Refah'a yönelik saldırısına, bölgede ölümlerin artacağı nedeniyle tepkili. Ancak İsrail, buradaki Hamas tugaylarını ortadan kaldırmak için şehre saldıracağını savunuyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
