Mali’de iktidardaki Askeri Konsey, Tuareglerin ve Arapların onlarca yıldır bağımsızlık talep ettiği Kuzey Mali'de sükûneti yeniden sağlamak için 2015 yılında imzalanan Cezayir Barış ve Uzlaşı Anlaşması’ndan çekilme kararı aldı. Bu karar, iki komşu ülke arasında birkaç yıldır artan ve bölgedeki güvenlik durumunu tehdit eden ‘diplomatik krizin’ ardından geldi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Askeri Konsey yetkilileri perşembe akşamı Cezayir Barış ve Uzlaşı Anlaşması’nın feshedildiğini açıklayan bir bildiri yayınladı ve bununla da yetinmeyip Cezayir'in ‘düşmanca eylemleri’ olduğunu söyleyerek kararı gerekçelendirdi. Böylece iki ülke arasındaki ilişkiler çıkmaza girdi.
Yetkililer ayrıca, Mali ordusunu kuzeye doğru ilerlerken ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayan Tuareg ve Arap isyancılara atıfta bulunarak, kararlarını, bir dizi silahlı grubun ülkenin kuzeyindeki Mali ordusuna karşı askeri operasyonlarına yeniden başlamasıyla gerekçelendirdi. Mali ordusu, Tuareg'in tarihi kalesi olan en önemli ve en büyük şehri Kidal'ın kontrolünü ele geçirmişti.
Cezayir'in tepkisi
Cezayirli yetkililer, Malili mevkidaşlarının kararına hızla yanıt verdi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ‘Cezayir'in Malili yetkililerin Barış ve Uzlaşı Anlaşması’yla ilgili kararını büyük bir üzüntü ve derin endişeyle öğrendiği’ ifade edildi.
Cezayir, söz konusu kararı üzücü bulurken, Mali'nin uzun süredir bu karara hazırlandığını, bu anlaşmanın tamamen uygulanmasından çekildiklerini ve ‘bu anlaşmanın yeniden uygulanmasını amaçlayan herhangi bir girişimi neredeyse sistematik olarak reddettiklerini’ belirtti.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamanın devamında Mali’deki Askeri Konsey yetkililerinin, ‘uluslararası arabuluculuğun bütünlüğüne itiraz ettiği, anlaşmayı imzalayanları terörist liderler olarak tanımladığı, Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu’ndan (MINUSMA) çekilme talebinde bulunduğu, üçüncü ülkeler tarafından finanse edilen silah programlarını yoğunlaştırdığı ve uluslararası paralı askerlere başvurduğu’ ifade edildi. Bu tedbirlerin hepsinin, ‘Mali krizinin çözümü için askeri seçeneği tercih etme yolunu açacak şekilde dikkatlice hazırlandığı’ kaydedildi.
Uzlaşma sürecinin başarısızlığından doğan sorumluluğun Mali'ye ait olduğunu açıkça ifade eden Cezayir, Mali'ye karşı samimi, iyi niyetli ve sarsılmaz bir dayanışma ile Cezayir'in Mali'deki Barış ve Uzlaşı Anlaşması’nı uygulama konusunda hiçbir zaman eksiklik göstermediğini vurguladı.
Cezayir’in uyarısı
Açıklamada, Cezayir’in Mali'nin kararının güvenlik durumlarına olan etkilerinden ciddi şekilde endişe duyduğu belirtildi. Bu kararın ‘özellikle Mali'ye, barış ve güvenliğe talip olan tüm bölgeye ve uluslararası topluma yönelik bir tehlike olduğu’ vurgulandı.
Cezayir, ‘bu tür üzücü ve hoş karşılanmayan kararların geçmişte Mali'nin birliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik en büyük tehdit olduğunu ve iç savaşın tohumlarını taşıdığını’ belirterek askeri seçeneğin, Mali'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini kaydetti.
Ayrıca, Malili yetkililerin izlediği yolun ‘ulusal uzlaşmayı yakınlaştırmak yerine geciktirdiği ve sonuçta bölgesel barış ve istikrara gerçek bir tehdit oluşturduğu’ vurgulandı.
Bölgesel kaygılar
Mali'nin son kararı, geçtiğimiz aralık ayında Cezayir ile ilişkilerin gerilmesinin ardından geldi. Söz konusu gerilimin ardından Mali, Cezayir'deki büyükelçisini geri çekmiş, Cezayir de Tuareg isyancılarının katıldığı ve Bamako'nun katılmayı reddettiği toplantılar nedeniyle Mali Büyükelçisini çağırarak protestosunu bildirmişti.
Mali, 2012'den bu yana isyancıların kontrol ettiği şehirler de dâhil olmak üzere tüm topraklarının kontrolünü yeniden ele geçirmek için Rusya ve Türkiye ile yaptığı büyük silah anlaşmaları ve Rus paralı asker grubu Wagner’den aldığı kapsamlı desteğin ardından askeri gücüne güvenerek isyancılarla herhangi bir müzakereyi uzun süredir reddediyor.
Nitekim Mali ordusu Tuareglerin başkenti Kidal'in kontrolünü ele geçirdi. Ancak isyancıları Cezayir sınırına yakın tüm mevzilerinden çıkarmak için kuzeye doğru ilerleyişini sürdürmeye kararlı.
Cezayir, Mali ile bin 359 kilometreden uzun bir kara sınırını paylaşıyor. Bu kurak ve ıssız çöl, kaçakçılık ağlarının ve silahlı grupların hedefi oluyor. Bu isyancıların elindeki devasa miktarda silah göz önüne alındığında, gözlemciler silahların komşu ülkelere rastgele aktığı 2011 Libya senaryosunun tekrarlanmasından korkuyor.
İki ülke arasındaki sınır, kültürel, etnik ve sosyal örtüşmelerin olduğu bir alan oluşturuyor. Mali'nin kuzeyinde yaşayan Tuareg ve Arap kabilelerinin, petrol ve gaz zengini Cezayir'in güneyine kadar uzanan bir dalı var. Cezayir, kendisini doğrudan etkileyen krizi sona erdirmek için arabuluculuk yoluyla müzakerelerde bulunarak bir barış anlaşmasına varmaya çalışıyordu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.