İsrail ordusu Gazze Şeridi'ni iki kısma ayırdı

İsrailli bakanların Genelkurmay Başkanı’na yönelik saldırısının arkasında Netanyahu var

İsrail askerleri çatışmalar devam ederken Gazze'ye konuşlandırıldı /Fotoğraf: Reuters

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşla ilgili açıkladığı hedeflerine ulaşılamayacağı giderek yüksek sesle konuşulmaya başladı. Diğer yandan ordunun geri çekilmesi, savaşın kapsamının daraltılması ve süresinin kısaltılması yönünde hem içeriden hem de dışarıdan yapılan baskılar da artıyor. Gazze Şeridi'ni kuzey ve güney olmak üzere ikiye bölmeyi amaçlayan yeni askeri planını açıklayan İsrail, Gazze’yi geçici, ancak belirsiz bir süreliğine işgal etmeye çalışıyor.

Yedioth Ahronoth gazetesi, dün yayınladığı bir haberde, Gazze Şeridi’nin kuzeyini güneyinden ayıran bir koridordan bahsedildiğini aktardı. Gazetenin haberine göre, İsrail ordusu, bu koridoru birkaç hafta önce yalnızca askeri yol olarak inşa etmeye başladı. Gazze Şeridi’nin kuzeyini terk ederek güneye doğru giden ve evlerine, topraklarına, ticarethanelerine, mal varlıklarına, çiftliklerine dönmek isteyen Gazzelilerin geri dönüşünün yanı sıra İsrail'in kuzeye teslim etmeyi kabul ettiği insani yardımın geçişini engellemek için koridor boyunca askeri kontrol noktaları kurdu. İsrail ordusu, bu denemenin başarılı olmasından sonra koridoru kalıcı hale getirmeye karar verdi. Gazze'de olduğu sürece koridorun kalmaya devam edeceğini açıklayan İsrail ordusunun, ABD'nin savaş süresinin kısaltılması talebine rağmen yıl sonuna kadar Gazze Şeridi’nde kalması bekleniyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Üçüncü aşama

Savaş sırasında Gazze Şeridi'nde sahada görev yapan gazeteci Yoav Zeitoun şunları yazdı:

Ordu, istihbaratın Hamas’ın aranan dört üst düzey liderinin tünellerde bulunduğu iki bölgeden biri olduğuna inandığı Han Yunus bölgesi dışında fiilen savaşın üçüncü aşamasına geçti. Aranan Hamas liderleri arasında, Hamas’ın Gazze Şeridi lideri Yahya es-Sinvar, kardeşi Muhammed es-Sinvar, İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf ve yardımcısı Mervan İsa yer alıyor. Yanlarında İsrailli rehinelerden oluşan büyük bir grup var. Bu yüzden ordu, yoğun askeri operasyonları sürdürmek için orada asker bulunduruyor. Ordudakiler, bu konuda zaman faktörünün önemli olduğuna, ancak bu şekilde rehinelerin zorla serbest bırakılmasının sağlanacağına ve yukarıda adı geçen Hamas liderlerinin bir kısmının tutuklanabileceğine inanıyor.

İsrail tarafından savaşın açıklanan hedefinin gerçekçilikten uzak ve uygulanamaz hale geldiğinin netleştiğini söyleyen Zeitoun, ordunun Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin yaklaşık 25 üst düzey saha komutanı ve yaklaşık 8 bin muharebe personelinin tasfiyesi gibi önemli kazanımlar elde ettiğini, ancak Kassam Tugayları liderlerinin çoğunluğunun hâlen serbest olduklarını ve İsrail ordusuna karşı askerlerine liderlik ettiklerini vurguladı. İsrail ordusunun, Hamas'ın elinde bulunan tek bir rehinenin dahi serbest bırakılmasında başarılı olamadığının altını çizen İsrailli gazeteci, “Üç ayın ardından ordu, ekonominin çarkını döndürmeye devam edebilmeleri için çok sayıda yedek askeri terhis etmek zorunda kaldı” dedi.

İsrail ordusunun komutanları ‘savaşın daha da sertleşmesinden’ şikayetçi

Öte yandan dün İsrail basını, bakanların Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve diğer üst düzey komutanlara yönelik sert eleştirilerine atıfla ordu komutanlarının yakınlarına ‘savaşın daha da sertleşmesinden’ sızlandıklarını aktardı. Bakanların kendilerine yönelttikleri eleştirilerin acı verici, sancılı ve bazen de anlaşılmaz olduğunu düşünen komutanlardan biri, “Siz karşınızda azılı bir düşmanla savaşıyorsunuz ve birisi sizi sırtınızdan bıçaklıyor. Kendinizi Titanik'te gibi hissediyorsunuz. Siyasilerin devletin çıkarlarıyla nasıl bu kadar kumar oynayabildiğini anlamıyorsunuz” ifadelerini kullandı. İsrailli komutanlar, bakanların kendilerine yönelik eleştirilerinin Başbakan Binyamin Netanyahu'nun onayı olmadan gerçekleştirilemeyeceğini, daha ziyade onun talimatıyla kendilerine saldırdıklarını belirtti. Buradaki amacın, Gazze'deki savaşın ‘ertesi gün’ ile ilgili müzakerelerin önüne geçmek, savaşı açık bir savaş olarak sürdürmek ve Netanyahu'nun iktidarda kalmasını sağlamak olduğunu vurguladılar.

İsrail’in ana muhalefet lideri Yair Lapid, dün İsrail Ordu Radyosu’na açıklamalarda bulundu. Bu suçlamaları doğrulayan Lapid, Netanyahu'nun perşembeyi cumaya bağlayan gece yapılan Güvenlik Kabinesi toplantısını kasıtlı olarak sabote ettiğini, Bölgesel İşbirliği Bakanı David Amsalem'in Güvenlik Kabinesi üyesi olmadığı halde toplantıda bulunmasının bunun delili olduğunu söyledi. Bu meselenin savaşın devam etmesinden ‘daha tehlikeli’ olduğunu vurgulayan Lapid, “O (Netanyahu), halkın resmi bir soruşturma komitesi kurulması talebinin görmezden gelinmesi ve 7 Ekim olaylarındaki başarısızlıklardan kendisinin değil, ordu liderliğinin sorumlu tutulması için hazırlık yapıyor” şeklinde konuştu.

Siyasi amaçlı eleştiri

Bakanların Genelkurmay Başkanı’na yönelik eleştirisi konusunda Lapid ile hemfikir olan İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gantz, “Savaş zirvedeyken Halevi’nin eleştirilmesi, siyasi amaçlıdır. Benim katıldığım kabine toplantılarında böyle bir şey olmadı, olamaz da” ifadelerini kullandı.

İsrailli askeri uzman ve analist Amos Harel, Haaretz gazetesi için kaleme aldığı makalede, şunları yazdı:

Netanyahu, bakanların eleştirilerini önlemeye çalışmadı ve bunu ilk kez yapmıyor. Toplantıya katılanlar, Netanyahu'nun Halevi'ye yönelik eleştirilerden memnun göründüğünü aktardı. Netanyahu, ordunun 7 Ekim olaylarıyla ilgili başlattığı soruşturmalarda ilerleme kaydedilmesinden endişeli. Çünkü bu, bilgi toplama, soruşturma ve kişisel sonuçlara varma sürecinin başlangıcı. Netanyahu, İsrailli liderler içinde başarısızlıkların sorumluluğunu üstlenmekten kaçınan tek kişi. Zamanı geldiğinde her şeyin soruşturulacağına dair üstü kapalı vaatlerde bulunmakla yetiniyor.

Netanyahu'nun savaşın ertesi günü ile ilgili müzakereleri de engellediğini vurgulayan Harel, şöyle devam etti:

Netanyahu, popülaritesinin büyük bir düşüşe geçmesi, güvenlik alanındaki başarısızlıkları ve yargıyı zayıflatmaya yönelik yargı reformu planını hayata geçirmesinin ardından koltuğunu kaybetme korkusuyla defalarca kez savaşın uzun süre devam edeceğini söyledi ve söylemeye devam ediyor. Hakkındaki ciddi yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili davasını etkilemek amacıyla yargıyı kullandı.

484186 (1).jpeg
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırıları sonucu yükselen dumanlar /Fotoğraf: AFP​​​​​​​

 

Ordunun performansıyla ilgili soruşturma

İsrail Devlet Denetçisi ve Ombudsmanı Matanyahu Engelman’ın 7 Ekim saldırısı öncesinde ordunun ve emniyet teşkilatının performansına ilişkin bir soruşturma yürüteceğini açıklamasının ‘Netanyahu'yu fazla rahatsız etmediğine’ dikkat çeken Harel, “Burada Engelman'ın kim olduğundan bahsetmemiz gerekiyor. Netanyahu bir yandan ‘eşik bekçilerini’ dizginlemek ve onları zayıflatmak için çeşitli adımlar atarken, diğer yandan kendisine verdiği kesintisiz desteğin ardından bu göreve atandı” diye yazdı. Harel, şöyle devam etti:

Bir yandan Genelkurmay Başkanı'na gözdağı verip, Başbakan'ı rahatsız edecek şekilde soruşturmanın başlatılmasını geciktiriyorlar, diğer yandan savaş sırasında üst düzey subayları markaja almak için Devlet Denetçisi’ni gönderiyorlar. Bu da yetmez ve Devlet Denetçisi resme girerse bu durum, soruşturma komitesinin yetki alanını ihlal edebilir ve çalışmalarını kısıtlayabilir.

İsrail ordusunun ve İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet'in 7 Ekim olaylarındaki korkunç başarısızlıktaki sorumluluklarının küçümsenmesine kesinlikle izin verilmediğini düşünen Harel, “Ancak eğer birileri, katliamla ilgili bir şeyin Netanyahu'yu etkilediği ya da değiştirdiği yanılgısına sahipse, bu yanılgıdan vazgeçmesi menfaatine olacaktır. Çünkü Netanyahu, sonsuza kadar koltuğunda kalmayı planlıyor. Bu amacına ulaşmak için de her yolu mübah görüyor” yorumunda bulundu.

Öte yandan İsrail gazetesi Maariv'in askeri ilişkiler analisti Tal Lev Ram, Netanyahu'nun yaklaşımı konusunda uyardı. Ram, dün yaptığı değerlendirmede, kabinenin İsrail ordusundan savaşın geleceğini planlamak için ortaya koyması gereken hedefler ve karmaşık karar alma süreçleriyle ilgili sorularla ilgili müzakere etmesini istediğini söyledi. Ram, “Durum böyle devam ederse ABD’nin baskısı, İsrail'i karar almaya itecek gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU