Organlarıyla 6 İsrailliye hayat veren, İsrail askerinin öldürdüğü Filistinli küçük Ahmed'in hikayesi

İsrail askerlerinin öldürdüğü 12 yaşındaki Ahmed'in organları 6 İsraillinin hayatını kurtarmıştı. Babası organ bağışına karar verirken "Belki oğlumun organlarını alan bir çocuk büyüyüp lider olur ve bu saldırganlığa son verir" diye ummuştu

Takvimler 3 Kasım 2005'i gösterirken, Cenin Mülteci Kampı Ramazan Bayramı'nın ilk gününü yaşıyordu.

Kampta ailesiyle yaşayan 12 yaşındaki Ahmet Hatib arkadaşlarıyla sokakta oynuyordu.

Ramazan Bayramı nedeniyle yeni giysilerini giymiş, bayram namazı için camiye gitmiş ve intifadada öldürülenlerin gömüldüğü Cenin'deki şehitliği ziyaret etmişti.

Annesi Ahmed'in son gününü şu sözlerle anlattı:

Sabah 5'te kardeşlerinden önce uyandı. Çay yapmama yardım etti. Her zaman bana yardım etmeye çalışırdı, çünkü temizlik ve yemek işlerini sadece benim yapmam onu üzerdi.
 

Ahmed Hatib.jpg
Ahmed Hatib

 

Sonra sokağa çıktı. Oyun her zamanki gibi 'Arap ve Yahudi' oyunuydu. Elinde oyuncak silah vardı.

Ahmed'in oyunu uzun sürmedi, elindeki silahı gerçek sanan bir İsrail askeri Ahmed'i kafasından ve göğsünden iki atışla vurdu. Ahmed, sadece 24 saat direnebildi.


"Onu bacağından vuramazlar mıydı?"

Oğlunun vurulduğu haberini anlatırken o günü hiç unutmuyor Alba:

Bazı çocuklar eve gelerek Ahmed'in vurulduğunu ve hastaneye kaldırıldığını söylediler. Oraya vardığımda bütün elbiseleri kan içindeydi. Ölmek üzere olduğunu hemen anladım. Hiç hareket etmiyordu. Ameliyathaneye götürüldü ve durumu çok kötü olduğu için İsrail'e nakledilmesi gerektiğine karar verdiler. Doktora Ahmed'in öldüğünü söyledim ama doktor onu ölü ilan etmedi. Daha fazla test yapmaya çalıştı. Kalbi atmaya devam etti ama hayatta olmadığını biliyordum.


Alba, doktorların kendisine her iki kurşunun da oğlunun içinde patladığını, beyninde ve vücudunda ciddi hasara neden olduğunu söylediğini anlattı.

Bunları anlatırken yıllar sonra bile aklında hep o soru vardı:

Onu iki kere mi vurmaları gerekirdi, bacağından vuramazlar mıydı?


Küçük Ahmed, Hayfa'daki Rambam Hastanesinde son nefesini verirken; anne ve babası hayatlarının sorusuyla karşı karşıya kaldı:

Oğullarının organlarını bağışlamayı düşünürler miydi?


"Bu bizden onlara bir mesajdı"

İsmail önce eşine sordu:

Hastanede çok acı sahneler gördük. Organlara çok ihtiyaç duyan, derin acılar çeken çocuklar gördüm. Kim oldukları önemli değildi. Organları alacaklar için Arap, Hıristiyan, Yahudi diye özel bir vurgu yapmadım. Kim olursa olsun başka çocukların da acı çekmesini istemedim.
 

İsmail Hatib.jpg
İsmail Hatib

 

Baba İsmail Hatib soruya net bir yanıt vermeden önce en büyük kardeşini aradı, sonra Cenin Kampı'ndaki imamın ve El Aksa Şehitleri'nin kamptaki lideri Zakaria Zübeydi'nin onayını aldı ve o soruya "Evet" yanıtını verdi:

Oğlum ölmüştü ama aynı zamanda belki başkalarına da hayat verebilir, acılarını azaltabilirdi. Tabii oğlum şehit oldu, suçlu olan onlardı, canını aldılar ama belki de oğlum başka birinin içinde hâlâ hayattadır. Bu, bizden onlara bir mesajdı, onlara bir barış mesajıydı. Barışı ve sevgiyi isteyen biziz, sözünü tutmayan da barışı istemeyen de onlardır.


Ahmed'in annesi Alba Hatib, o soruya "evet" demelerinin nedenini yıllar sonra "Organ alıcıları Yahudi olsa bile barış istediğimizi göstermeye karar verdik" diye yanıtladı ve şunları ekledi:

Bu şekilde Ahmed hala hayatta diye hissettim.
 

Ahmed'in cenazesi.jpg
Ahmed'in cenazesi

 

"Belki sadece bir İsrailli ateş etmemeye karar verecek"

Bir yandan da şimdi Gazze'ye baktığımızda çoktan unutulup giden bir umudu dile getirdi: 

Oğlumun organlarını vermek farklı türden bir direnişti. Şiddete karşı şiddetin hiçbir değeri yok. Belki bu tüm dünya tarafından duyulacak ve böylece adil olanla, olmayanı ayırt edebilecekler. Belki İsrailliler bizim hakkımızda farklı düşünecek. Belki sadece bir İsrailli ateş etmemeye karar verecek.


Baba İsmail ise; "Bu kararı verdim çünkü dünyaya bir mesajım var: Filistin halkı herkes için barış istiyor. İsrail Ordusu oğullarımızı öldürürken aynı zamanda insani bir şey yapmaya çalışıyorum" diye konuştu.
 

İsmail Hatib 2.jpg
İsmail Hatib 

 

"6 İsrailliyi hayata bağladı"

Ahmed'in organları 6 insanı hayata bağladı: Aralarında Yahudi, Dürzi ve Bedevi olan 6 kişiyi.

Ahmed'in kalbi 12 yaşındaki İsrailli Arap bir kıza, akciğerleri kistik fibrozis hastası Yahudi bir gence nakledildi ve karaciğeri 7 aylık bir Yahudi kız ile 58 yaşında iki çocuk annesi bir kadın arasında paylaştırıldı.

Böbrekleri ise, 3 yaşındaki Yahudi bir kız ile beş yaşındaki Bedevi Arap'a nakledildi.

Bu jestten sonra İsrail ordusu, Ahmed'in ölümü nedeniyle alışılmadık bir hızla özür diledi.

Üstüne üstlük; Cenin kampına yerleşen silahlı gruplar intikam çağrısında bulunmadı.

Hayfa Belediye Başkanı ve dönemin İsrail başbakan yardımcısı Ehud Olmert, baba İsmail'i aradı ve oğlunun öldürülmesi nedeniyle özür diledi. 

Ahmed'in altı İsrailliyi hayatta tutan organları, yıllar sonra "Cenin'in Kalbi" adlı bir belgesel filme de konu oldu.

Filmde o günleri anlatan İsmail Hatib kararlarını bir tür eylem, bir tür direniş olarak tarif etti ve şunları söyledi:

6 İsraillinin içinde bir Filistinlinin parçası var ve bu insanların bir Filistinliyi öldüremeyeceğini düşünüyoruz. Umarım o insanlar benim yaptıklarımdan ders alırlar, o altı kişi de bizim insan olduğumuz dersini alır, aileleri askerde olsalar bile benim yaptıklarımı dikkate alırlar.


"Cenin'in Kalbi" filminde baba İsmail Hatib; Ahmed'in organları sayesinde hayatta kalan üç çocuğun ailelerini ziyaret ediyor.

Bir Ortodoks Yahudi, bir Dürzi ve bir Bedevi ailesiyle karşılaşmaların an be an görüntülendiği filmde; baba son olarak şunları söylüyor:

Belki oğlumdan organ alan bir çocuk büyüyüp lider olur ve bu saldırganlığa bir son verir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU