Yahya es-Sinvar, siz Hamas'ın sahadaki askeri komutanısınız ve herkes sizin Gazze'nin kanlı adamı olduğunuzu biliyor.
Sadece İsrail için değil, El-Kassam'ın bazı liderleri için bile bu böyle.
Ebu el-Mecd Şiteyvi'nin annesi daha önce sizi nüfuz kavgası nedeniyle oğlunu öldürmekle suçlamıştı.
Bu mesajda söyleyeceklerim Halid Meşal'in ya da İsmail Heniyye'nin bile size söylemeye cesaret edemeyeceği şeylerdir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bugün 7 Ekim operasyonunun ikinci haftasından sonra İsmail Heniyye, "Araplar nerede?" diye sesleniyor.
Halid Meşal, Gazze'ye yönelik bombardımanların azaltılması şartıyla sivilleri serbest bırakacaklarını söylüyor.
Bu, Gazze'deki durumun hem Hamas hem de El-Kassam için dayanılmaz hale geldiği anlamına geliyor.
Peki, sorarım size; Gazze'deki savunmasızlar ne yapsın?
Bugün tüm Batı (çeşitli kaynaklardan duyduğum için söylüyorum) 'İsrail'in öfke sarhoşluğuna' kapıldığını söylüyor.
Washington'ın eylül olaylarından sonraki öfkesine benzer bir öfke bu.
Haydar el-Ibadi daha önce 14 Şubat 2007'de bana ABD'nin eylül olaylarından sonra öfkeli bir boğaya dönüştüğünü ve bizim de onun üzerinde olduğumuzu söylemişti.
Bugün aranızda İsrail'in radikalleri dışında öfkeli İsrail boğasına binebilecek kimse yok.
Kurbanlar elbette Gazze halkı ve Filistin davası oldu.
Bugünün ve dünün soruları şunlar:
Ya Washington 2002'de Usame bin Ladin'e suikast düzenleseydi ya da tutuklasaydı?
Washington Saddam rejimini devirir miydi?
Ya da Afganistan'ı işgal eder miydi?
Belki evet, ancak kesin olan şu ki Washington'ın tüm bahaneleri o zaman çökerdi.
Yahya es-Sinvar, bugün Gazze'deki yangını söndürmenin bedeli kelleniz ve tutuklanmanız da İsrail aklının zaferi olabilir.
Belki de Gazze'den çıkışınız krizden çıkılmasının yolu olabilir.
Şimdi size sorum şu; Yahya es-Sinvar:
Siz bir lider misiniz, yoksa terörist mi?
Gazze'yi ve Filistin davasını kurtaracak mısınız, yoksa bunları son damlasına kadar feda etmeye mi hazırsınız?
Bir zamanlar İsrail'in Kanal 2 muhabirine şunları diyen siz değil miydiniz:
İsrail'i tanımayacağız ancak uzun bir ateşkesi kabul etmeye hazırız. Bu ateşkes bölgede en azından bu ve belki de gelecek nesile sükunet ve kalkınma getirecek. Bununla birlikte, ateşkesle ilgili müzakereler sırasında, tıpkı direnirken ve savaşırken yaptığımız gibi İsraillilerin hayatının acı geçmesini sağlayacağız.
Gelin görün ki İsrail'e karşı 'hayatı dar etme' arzunuz, Gazze ve halkı için bir cehenneme dönüşüyor.
Adamlarınız hedef alınıyor. Liderlerin sizden önce aldığı bir kararı verip (tabii siz de liderseniz) kan dökülmesini engellemek için Gazze'den çıkar mısınız?
Burada sizin üzerinizden bir müzayede yapmaya çalışmıyorum.
Zira Yaser Arafat bunu adamlarıyla birlikte Beyrut'tan ayrılırken yapmıştı.
Yahya es-Sinvar, bugün sizin için herhangi bir Arap şehrini değil, Gazze'yi ve halkını korumak daha önemli olmalı.
Hamas'ın ve El-Kassam'ın bazı adamlarını tasfiye ettiğinizde bunun bir güç mücadelesi olduğu söylendi.
Bugün hedefinizin güç mücadelesi değil de dava olduğunu kanıtlayıp, Gazze'yi dökülen kanların durması için terk eder misiniz?
Yapar mısınız, yoksa bir devlet projesi değil de davayı en son önemseyecek bir intihar projesi misiniz?
Size karşı dürüst olacağım.
Belki İsrail'in çılgınlığı yüzünden Gazze'den çıkışınız hiçbir şeyi değiştirmez.
Ama bunu onlara karşı bir argüman oluşturmak, onları sıkıntıya sokmak ve bu acımasız İsrail makinesini durdurmak isteyenlerin elini güçlendirmek için yapın.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil