Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlar devam ederken Mısır Gazze'de gerilimin tırmanmasına karşı uyardı

Mısır, İsrail’i Batı Şeria'daki güvenlik durumunun ve Filistinli mahkumların gözaltı koşullarının da Gazze’deki durumu doğrudan etkilediğine dair uyardı

Geçtiğimiz pazartesi günü Ağlama Duvarı önünde bir hafta süren Sukot Bayramı etkinliklerine katılan ve dua şalları (tallit) takan Yahudiler / Fotoğraf: AP

Fanatik Yahudiler, bir hafta süren Sukot (Çardaklar) Bayramı boyunca Mescid-i Aksa'ya en büyük baskınları düzenlemeye devam ederken Mısır, İsrail'i, bu durumun Gazze Şeridi'nde güvenliğin bozulmasına yol açabileceği konusunda uyardı.

İsrail gazetesi Haaretz, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde tansiyonu düşürmeye çalıştığını yazdı. Öte yandan Mısır İsrail’i, Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınların sürdirerek Filistinlileri ve Müslümanları şekilde provoke etmenin gerilimin tırmanmasına yol açacağına dair uyardı.

Mısırlı yetkililer İsrailli yetkililere, Mescid-i Aksa baskınlarının yanı sıra Batı Şeria'daki güvenlik durumunun ve Filistinli tutukluların gözaltı koşullarının, Gazze Şeridi'ndeki durumu doğrudan etkilediğini bildirdi.

Mısır, fanatik Yahudilerin her gün birçok kez Mescid-i Aksa'ya baskınlar düzenlemeye devam etmeleri üzerine böyle bir uyarı yapma ihtiyacı duyarken, salı sabahı (dün) yüzlerce fanatik Yahudi İsrail polisinin korumasında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nden yapılan açıklamada, Yahudilerin bir hafta süren Sukot Bayramı’nın dördüncü gününde Mescid-i Aksa’nın Megaribe Kapısı’dan 789 fanatik Yahudi’nin peş peşe gruplar halinde Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenleyerek, Talmudik ritüeller gerçekleştirdikleri belirtildi.

Fanatik Yahudiler büyük gruplar halinde Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinin sokaklarında dolaştılar. Mescid-i Aksa'nın kapılarında, özellikle Silsile ve Kattanin kapılarında Talmudik ritüeller gerçekleştirdiler ve ardından Mescid-i Aksa’ya baskınlar düzenlediler.

Sukot Bayramı’nın ilk gününden bu yana binlerce fanatik Yahudi, ellerinde Yahudi inancına göre Tapınak Dağı’na (Mescid-i Aksa alanı) kurbanların sunulmasında kullanılan palmiye ağacı (hurma ağacı) yapraklarından ve dallarından yapılmış ‘bitkisel adaklar’ taşıyarak, Mescid-i Aksa’ya baskınlar gerçekleştirdiler.

Kudüs'teki dinî mercilerden biri olan İslamî Vakıflar, Din İşleri ve Kutsal Mekanlar Meclisi tarafından dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

İşgalci İsrail polisi, fanatik Yahudilerin polis koruması altında, aralarında din adamları ve siyasetçilerin de olduğu büyük gruplar halinde halkı kışkırtmak amacıyla Mescid-i Aksa'ya baskınlar düzenlenmelerine izin verdi. Fanatik Yahudiler, Yahudileştirme programı çerçevesinde halka açık alanlarda Talmudik ritüeller gerçekleştirdiler. Bu ve diğer ihlaller Mescid-i Aksa'nın büyük bir tehlike altında olduğunun açık birer kanıtıdır.

Filistinliler, 7 Ekim'e kadar devam edecek olan Yahudilerin Sukot Bayramı günlerinde Mescid-i Aksa’ya yapılan baskınların yoğunlaştırılmasını isteyen fanatik Yahudi gruplarının çağrısına yanıt olarak Mescid-i Aksa'ya yapılan geniş katılımlı baskınların, İsrail'in mevcut durumu değiştirmeye ve Mescid-i Aksa’yı zamansal ve mekânsal olarak bölmeye yönelik planının bir göstergesi olduğunu söylüyorlar. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Filistinliler, baskınların özellikle Müslümanların ibadet etmek için Mescid-i Aksa’ya erişimlerinin engellendiği bir dönemde yapıldığının da altını çizdiler.

Öte yandan Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, dün yaptığı açıklamada, fanatik Yahudilerin İsrail işgal güçlerinin koruması altında Kudüs'te hem Müslümanların hem de Hıristiyanların kutsal mekanlarına yönelik saldırılarının devam etmesine karşı uyardı.

İsrail işgal yetkililerinin ve fanatik Yahudilerin bu provokasyonlarının, gerginliğin fitilini ateşlemeyi amaçlayan ve kimsenin tahmin dahi edemeyeceği ciddi sonuçlara yol açacak tehlikeli bir yaklaşım olduğunu söyleyen Ebu Rudeyne, sözlerini şöyle sürdürdü:

İsrail işgal yetkilileri yürüttükleri bu politikalarla, Doğu Kudüs'te yeni gerçeklikler yaratmaya çalışıyorlar. Ancak işgalci İsrail, Doğu Kudüs'ün kutsal mekanlarıyla birlikte Filistinli Arapların toprağı olduğunu ve egemenlik, emniyet, kutsal mekanlara saygı, Filistin halkının rızası ve onların tarihi ve ulusal liderliği olmadan Kudüs'ün doğasını, tarihini ve kimliğini değiştirmeye yönelik tüm girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanacağını ve güvenlik ve istikrarın sağlanamayacağını iyi anlamalı.

Diğer taraftan Hamas sözcüsü Hazım Kasım, Mescid-i Aksa'da yaşananları, dünyanın dört bir yanındaki kutsal mekanlara karşı ilan edilen din savaşının yeni ve tehlikeli bir aşaması olarak değerlendirdi. Kasım, düzenlediği basın toplantısında, işgal, İsrail’in saldırgan tutumunun tüm insan hakları hukuku ve ilkelerine karşı yapılan açık bir ihlal olduğunu ve tüm Arapların ve Müslümanların duygularının göz ardı edildiğini söyledi. Kasım, Filistinlilere İsrail'e yönelik saldırıları artırmaları çağrısında bulundu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU