Koronavirüs yeniden aramızda mı, yoksa hiç gitmedi mi?
Aslında sorunun yanıtı basit.
Virolog Semih Tareen "Salgın bitmedi ki tekrar geri gelmiş olsun", bağışıklık sistemi uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz ise "Hayat böyle işte. Bu virüslerle yaşamaya alışmak zorundayız" diyor.
Gerçekten de hayat böyle.
Artık ömrümüzün sonuna kadar koronaylayız.
Hatta belki de her an bizimle birlikte seyahat ediyor.
Sadece sürekli kılık değiştiriyor.
Farklı varyantlarla hatta alt varyantlarla karşımıza çıkıyor.
Sonuncusu Eris.
Virolog Semih Tareen, Eris'in neden bir alt varyant olduğunu şu sözlerle tarif ediyor:
Global olarak baktığımızda hani Enis işte Omicron'un torunlarının, torunlarının torunlarından bir tanesi, soylardan bir tanesi. Eris aslında tam tanımıyla bir varyant değil. Çünkü varyant olsaydı o zaman o Yunan harfleri sıralamasına göre ve Dünya Sağlık Örgütüyle hep beraber topluca yeni bir varyant ve işte şu harfi koyuyoruz denebilirdi."
"Eris en yaygını değil"
Yukarıdaki ifadenin sahibi ise Prof. Dr. Derya Unutmaz.
Unutmaz, Eris'in diğer varyantlardan farklı davranacağına dair bir emare göstermediğini belirtip "Biliyorsunuz Omicron'dan sonra Omicron'un çocukları, onların torunları devamlı kendisini değiştirdi. Zaten şu anda dünyada en fazla yaygın olan Eris varyantı değil. Yüzde 20-30 civarında" diyor.
Eris'in tıbbi adı "EG.5."
Yunan mitolojisinde fitne-fesat tanrıçası demek.
Dünya Sağlık Örgütü yakından izliyor.
Peki ne kadar güçlü?
Türkiye'deki yayılımı ne alemde?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, twitter hesabından endişeye mahal olmadığını duyurdu:
Koronavirüs, ta salgının başından beri sürekli mutasyona uğradı. Omicron varyantının ardından da tüm dünya basit tedbirler dışında normale döndü. Bir virüs tamamen yok olmaz. Genel olarak, giderek daha zayıf varyantlara dönüşür. “Eris” adlı varyant, halen hayatın normal şekilde sürdüğü ülkelerden sonra, sınırlı sayıda vakada, ülkemizde de görüldü. Bunda endişe edilecek bir şey yok"
Belirtileri ne?
Eris'in belirtileri arasında boğaz ağrısı, ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ve koku kaybı, kas ağrıları ve ishal var.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Bilim üzerine konuşsun ama halkın gündemi olmaya değer değil" diyor.
O zaman bilim insanlarına bakalım.
Virüslerle 20 yıldır iç içe olan, eğitimini retrovirüs evrimi üzerine tamamlayan Semih Tareen'e göre kaygılanacak durum yok:
Eris'in nasıl bir başarısı var? Henüz bilmiyoruz. Ama başarı virüs için ne demek? İşte çok daha kısa sürede yayılmaya dair henüz bir delil yok. Hücreye çok daha sıkı bağlanıyor olabilir. Henüz böyle olduğuna dair bir delil yok"
"Yeniden kapanma olmaz"
Jackson Enstitüsü'nden bağışıklık sistemi araştırmacısı Profesör Derya Unutmaz göre de kapanma gibi bir ihtimal söz konusu değil.
Yani koronavirüsün ilk, o zorlu günlerine geri dönmeyeceğiz.
Peki halk sağlığı için tehdit teşkil ediyor mu?
Prof. Unutmaz, pandemi sürecindeki gibi bir tehdit olduğunu düşünmüyor:
Bu diğer varyantlar için de böyle. en son tehdidi o mikron zamanı yaşadık. O da neredeyse iki yıl olacaktı. Onun da esas sebebi Omicron kendisini çok fazla değiştirmişti. Ve o güne kadar yapılan aşılardan neredeyse tamamen kaçabiliyordu. Ve bir ekstra doza daha ihtiyaç vardı. Bu bakımdan hem çok daha hızlı yayılıyordu hem antikorlardan bağışıklıktan kaçabiliyordu. O bir acil bir durumdu. Ama ondan sonra Omicron kendisini değiştirdi. Omicron gibi bir ana varyant bugüne kadar çıkmadı"
Kanada "Yeniden maske" diyor, peki biz ne yapmalıyız?
- Hepiniz maske takıyorsunuz, tabii ki bu güzel bir şey ancak çoğu hükümet bakanı şu anda maske takmıyor, çoğu milletvekili de takmıyor. Sokaktaki çoğu insan maske takmıyor. Bu konuda ileride herhangi özel bir yönerge var mı?
- Bu bir koruma katmanıdır. İnsanların solunum mevsimi boyunca, sadece COVID için değil, bu dönemde yayılan diğer solunum yolu patojenleri için maskeyi gerektiği gibi kullanma alışkanlığı geliştirdiklerini umuyoruz. Bu yüzden eğer zaten sahip değilseniz, şimdi maskelerinizi hazırda bulundurma zamanı olduğunu düşünüyorum.
Bu diyalog iki yıl öncesinden değil.
Kanada'da sadece iki hafta evvel kayıtlara geçti.
Ülkenin Baş Halk Sağlığı Uzmanı Theresa Tam'e göre yeniden maskeye dönme zamanı.
Peki gerçekten yine yeniden maske mi?
Bilim Kurulu ne diyor?
Mesela kurulun üyelerinden Profesör Serap Şimşek Yavuz, "Maske zorunluluğu gelmez" diyor.
Konuştuğumuz iki uzman da benzer fikirde.
Ama maske kullanımıyla ilgili söylenecekleri bununla sınırlı değil.
Prof. Dr. Derya Unutmaz, Türkiye'de pandeminin başlangıcında herkesin maske takması gerektiğini söyleyen ilk kişilerden olduğunu anımsatıyor ve bugün gelinen durumda maskeye niye ihtiyaç olmadığını anlatıyor:
Mart 2020'de bunu paylaştım. Hatta o sırada Amerika'da bile işte Fauci ve Türkiye'de de bazı hocalar işte "Maske sizi korumaz" falan diyorlardı. Bu yanlıştı. Fakat şöyle bir ilginç durum oldu. Ben Omicron sonrasında, birkaç ay geçtikten sonra artık pandemi sürecinin bittiğini, bundan sonra maskeye gerek kalmadığını söyledim. O zaman da tabii ters bir reaksiyon oldu. "Nasıl maske takılmasına gerek yok?" dediler. Gerçekten gerek yok. Hatta ben bunun bir tık da zararlı olabileceğini düşünüyorum. Neden diyeceksiniz? Virüs yayılıyor ve sizi bir kere daha aşılamış gibi oluyor. Yani bağışıklık sisteminizi hatırlatıyorsunuz. Eğer yani burada çok önemli konu aşı daha önce olduysanız... Ki; şu ana kadar olan oldu, olmayan da işte enfekte oldular. Maalesef bazı insanlar da hayatlarını kaybetti. Bu süreçten sonra virüsle karşılaşmak sizin için bağışıklık açısından pozitif bir durum oluşturabilir"
Profesör Unutmaz, burada bağışıklık hastalığı olanlar, kanser hastalarına özel bir pencere açıyor:
Bağışıklık hastalığınız varsa devamlı maskenizi takmanız lazım. Devamlı takmanız lazım. Çünkü bağışıklığınız bunlarla savaşacak düzeyde değil. İstediğiniz kadar aşı olun. Ama bu kovide özel bir durum değil artık"
Tareen: Toplu ulaşımda takmaya devam ediyorum
Virolog Semih Tareen de Profesör Unutmaz gibi ABD'de yaşıyor.
O ise toplu taşıma kullandığında maskesini cebinden çıkarmaya devam ettiğini söylüyor.
Ancak hem kişisel anlamda izlediği yöntem farklı hem insanlara önerisi:
Ben toplu taşımada ve kapalı ortamda, insanların kalabalık olduğu kapalı ortamlarda ben kendim takmaya devam ediyorum. Ama mesela konserlerde takmıyorum mesela. Neden? Çünkü konserlerde birami içiyorum. Eğlenmeye gelmişim. Yani o riski gözle alıyorum. Burada herkes kendi sağlığı ve evde yaşayanların, beraber yaşadıkları insanların sağlığını düşünerek o karara varabilir. Yani bunu böyle bir ve sıfır gibi açıklamak çok zor. Hani "Kesin herkes takmalı" veya "Yok canım takmaya gerek yok"... Neden? Çünkü maske takarsanız SARS-CoV-2'yi bırakın, sonbahar geliyor. Grip enfeksiyonları artacak. Diğer solunum virüsü enfeksiyonları artacak. RSV vesaire... Ben mesela geçen sene RSB kaptım. O da normal solunum virüslerinden bir tanesi. Ve kovidden çok daha rahatsız geçti. Çok daha kötü geçti yani. O yüzden o tür şeyleri yaşamamak için bazı yerlerde selektif olarak maske takıyorum. Bunu tamamen mantıki sebeplerden dolayı yapıyorum. Bence herkes kendisine göre karar vermeli"
Koronavirüs hayatımıza girdiğinden beri Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı toplam can kaybı 102 bin 174.
Türk Tabipleri Birliği ise pandemi kaynaklı 300 binden fazla ölümün olduğunu söylüyor.
Salgın taramalarının neredeyse hiç yapılmadığı bu dönemde bile dünya genelinde son aylarda COVID-19 günlük vaka sayısı 100 binin altında.
Ölüm sayısı ise binin altında görünüyor.
Aşılar ne olacak?
Öyle ya da böyle salgın çok daha düşük boyutlarla sürüyor.
Peki ya aşılar?
Bulgaristan tarihi geçmek üzere olan 3 milyon dozu çöpe attı.
Almanya daha yeni 14 milyon doz aşı aldı.
Hatta Avrupa'nın lokomotif ülkesinde aşılama sezonu 18 Eylül'de başladı.
Türkiye'den aşılar ile ilgili yeni bir haber yok.
Profesör Unutmaz, Almanya, ABD gibi ülkelerde aşırı tedbirli davranıldığı kanaatinde:
Amerika'daki durumu biraz aşırı tedbirli buradaki kişiler de öyle. Yani herkese açıyorlar. Ama ben bir bağışıklık uzmanı olarak bunun çoğu insana gerekli olduğunu düşünmüyorum. Aşıyı olursanız zararı var mı? Yok. Zararı yok, olabilirsiniz. Ama gerekli bir durum değil. Küçük bir kesim var. O kesim için Türkiye'de ne yapılır? Onu bilmiyorum. Tabii ki bu aşılardan bir miktar hızlı bir şekilde getirilse o da gayet iyi bir durum olur.
Ve son soru...
Dünyada var olan aşılar Eris'e karşı koruma sağlıyor mu?
Aşı üreticileri Pfizer/BioNTech, Moderna ve Novavax, güncellenmiş aşılarının alt varyanta karşı koruma sağladığını söylüyor.
Virolog Semih Tareen, "Zaten Amerika'da mesela güncellenmiş aşılar onaylandı. Fakat şöyle bir sıkıntı var. Güncellenmiş aşı çalışması biliyorsunuz Eris ile başlamadı. İşte bundan birkaç ay önce başladı ki; o işlemler hazır olsun diye. Virüsün evrimi hızlı olduğu için biz asla o evrime yetişemeyeceğiz" diyor.
Yani biz ne kadar güncellesek de o virüs zaten bambaşka yeni bir varyant da çıkaracak.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Profesör Derya Unutmaz da aynı fikirde, varyantanların biribiriyle yarış halinde olduklarını söylüyor:
Kim bağışıklıktan biraz daha fazla kaçabilirse, biraz daha iyi enfekte edebilirse diğer varyantlara göre avantaj sağlıyor ve o dominant hale geliyor. Ama bu demek değildir ki; işte ağır hastalıklar, ölümler birdenbire artacak. Ki; bu olmadı şu ana kadar, bundan sonra da olacağını zannetmiyorum. Enfekte olan kişiler de aslında aşılanmış gibi oluyorlar. Hatta aşı üzerine enfekte olduğunuz zaman o en iyi, en uzun süreli bağışıklığı oluşturuyor. Doğal aşılanma diyelim belki o şekilde... Enfeksiyon sonrası bağışıklık sisteminin bir daha eğitilmesi. Yani zaten çünkü aşıda siz sadece küçük bir kısmına karşı ve orijinal virüsün o anahtar kısmına karşı eğitiyorsunuz bağışıklığınızı. Yeni virüs geldiği zaman işte o virüsün kendini değiştirdiği birkaç noktaya da tekrar bir eğitim alıyor. Ve o varyant bir daha karşılaşırsanız ona karşı bir daha enfekte olmuyorsunuz. Veya benzer varyantlara karşı. Fakat tabii aradan uzun bir süre geçerse ve virüs kendisini çok fazla değiştirirse o zaman bir enfeksiyon daha olabilir"
Yani yine beraberce yaşayıp yine birlikte göreceğiz.
Ve evet, yine koronanın ve virüslerin eşliğinde...
Daha doğrusu "virusun"...
© The Independentturkish